19 Ekim 2024 Cumartesi

BUZLAR ÜLKESİNDE BİR TÜRK

 

İNTERNET




                    İSVEÇ, KIŞ ÜLKESİNDE BİR TÜRK: İLHAN KOMAN

       Tıraşsız Heykeltıraş )

  Aslında yazımın başlığı “Üç Türk” veya “ Üç Sanatçı” olacakken, son anda değiştirdim. Ruhsal ve edebi bağ kuracağım kişi İlhan Koman olacak. Onun arkadaşları olan Demir Özlü ve Mimar Çetin Kanra’dan da biraz söz edeceğim. Bu üç yetenek, üç sanatçı şimdi nerede derseniz: -Sessiz, bakımlı Stockholm mezarlığı demek isterim. İlhan Koman’ın külleri ise Baltık Denizi sonsuzluğu içinde, kim bilir nerelere doğru süzülüyorlar…

  Güzelim aydınlık ülke dururken dünyanın çatısı olan soğuğa, karlar, buzlar ülkesine gidip de kalmanın gerekçesi ne olabilir? Tam da burada, bugünün gençleri ve göçlerinde, ne demek olduğunu da sorgulamak gerekir.

   Hiçbir sanatçı daha fazla kazanmak için göç etmez. Daha fazla hürriyet için gider. Ruhu daralmaya başladıysa, bedeni de üretmek yerine paslanmaya başlar. Öncü İlhan Koman İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretim üyeliği yaparken, öğrenmenin ve hürriyetin peşinde Stockholm’a yerleşir.

    İnsanlarımızın nerede yaşayıp yaşamayacağı hakkındaki tercihlerine fazlasıyla saygı duyuyorum. Ama sanatçıların göçleri, doğdukları yerde değil de son yaşadıkları, bir yerde sığındıkları yerde gömülmek ve yakılmak istemeleri, kendi kültürel, sosyal dünyamız için ne kadar büyük kayıp…

   Yozlaşmanın, her daim korkulan bir ülke içinde bulunmanın bugüne yansıyan kayıpları ise, gençlerin, özellikle yetişmiş zihinlerin göçüyle, göçleriyle devam ediyor.

    İsveç Stockholm’a yerleşen İlhan Koman, bir süre sona Hulda isimli bir teknede yaşamaya başlar. Belki de Hulda, sanatçının koruyucu tanrıçası olmayı seçmiş, onu kanatlarının altına almıştı.

   Stockholm’da çık sık görüştüğü diğer Türk arkadaşları yazar ve şair Demir Özlü’nün yanında Mimar Çetin Kanra’a ile ortak çalışmaları da oldu.

    Şair Can Yücel ise arkadaşı İlhan Koman için hissettiği duyguları şu dizelerle anlatıyor;

“ BİR EVLİYA,

İlhan Koman ki, tıraşsız heykeltıraş

Uçmaya doğru sakallı…

Elinde bombalarla bebekler.

Heykel gibi olmayan heykeller,

Taşınırdı garip muhacir,

Güneyinden kuzeyine kutupların.

Battı batacak teknesiyle.

Varmak için Edirne’ye

Selimiye’ye…”

  İlhan Koman Edirne doğumludur. Çocukluğu Kaleiçi olarak bilinen yerde geçmiştir. Onu anlatan ve tanınmasını sağlayan en önemli eser, Akdeniz Heykelidir.

   İlhan Koman’ı en çok Akdeniz eseriyle tanıdık. Hani bir kadın siluetinde kollarını Akdeniz büyüklüğünde açmış; sevgiye muhtaç herkese sarılmak istiyor… Bugün İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde sergilenen Akdeniz Heykeli…

 “İnsanın kucaklaşması, sevgisi anlatırken aklıma Akdeniz geldi. Akdeniz büyüktü, bizden bir denizdi. Kucak açmayı bu adla anlatmak istedim. Sevgiyi ve kucaklaşmayı anlatırken bir kadının bütünlüğünden yararlanmak istedim.”

   Sanatçının Anıtkabir’in doğu rölyefleri de, Akdeniz Heykeli de görülmeye, bu eserlerle de kucaklaşmaya değer. Yani, ölmeden önce yapılacaklar listesinde olması gereken eylemlerden…

   Anıtkabir’in doğu rölyefi neyi anlatıyor diye merak ederseniz, Sakarya Meydan Muharebesini ve Türk Ordusu’nu bir kez daha yüreğinizle hatırlamanızı istirham ederim…

   Stockholm mezarlığında sonsuzluğun koynunda, soğuk kış ülkesinde uyuyan üç sanatçıya; İlhan KOMAN, Demir ÖZLÜ ve Mimar Çetin KANRA’YA minnet duygularımı, aynı inanç ve değerlere bakış içinde, Akdeniz Heykeli içtenliği içinde sunuyorum…

   İlhan Koman, İsveç diyarında; “ Türk Da Vinci “ olarak bilindi ve anıldı. Arkadaşı Mimar Çetin Karna, İsveç, İtalya ve Fransa okullarında binlerce mimar yetiştirdi. Yazar, şair arkadaşı Demir Özlü, ölene kadar yaşamış olduğu Stockholm şehrinde, sıklıkla gittiği bir meydan vardı. Arkadaşları İlhan Koman ve Mimar Çetin Kanra’nın ortak çalışması olan eseri; “ Leonardo’ya Selam” seyrederek ve bolca anılarıyla kucaklaştı…

 Güven SERİN 

 


 

 

 

 







Hiç yorum yok: