Kamera; Güven TEKİRDAĞ
AYTAÇ OY: KÜÇÜK MUTLULUKLAR
Aytaç Oy kimdir, Tekirdağ için ne anlam taşıyor?
Dediğimizde, telaşa, unutmaya alışmış büyük çoğunluk için koca bir sessizlik oluşacaktır.
Aytaç Oy bu sessizliği, şimdi yoğun bakımda yatmış olduğu yatakta hissediyor olsa,
sadece o özel gülümsemesiyle gülümser; “ Boş ver Güven, bana küçük mutluluklar
yeter de artar bile!” der…
Şehrimizin kültürel, sanat yaşamına iz
bırakmış son sanatçılardan birisidir, dersem abartmış olmam…
Muhasebeciliğin yanında, şairliği, şairliğin
yanında gazete yazarlığı ve bütün bunların yanında yaşama bildik bütün ama ve
fakat-lardan öte tutunmuş bir insandır Aytaç Oy.
Kızı Ayşen Hanım aradığında ağlamalı bir
sesle; “ Babam yoğun bakımda Güven Bey. Sizin onu sevdiğinizi biliyorum. O
yüzden haber vermek istedim.” Düğümlenen boğazların, ruhların kalp atışlarını
kaç kişi dinledi ve biliyor bilmiyorum. Öyle, yaşamın şaşmaz döngüsüne o kadar
çok inanmış olsam, her gün bu konularda yazılar da yazıyor olsam,
bilinçaltımdaki korkuların ayak seslerini böyle zamanlarda çok yüksek ve
sarsıcı bir şekilde hissettiğimi de söylemek isterim.
Aytaç Oy’un şaşmaz kararlılığı, Türk Sanat
Musikisi ile olan bağları, yaşamın karşısında duruşu onu yakından tanıyanlar
tarafından çok iyi bilinir…
Elimde 2007 yılına ait Dilek gazetesindeki
köşesinde 43.Kiraz Festivali, Küçük Mutluluklar ve Mevlana Yılı hakkında çok
küçük detayları, iz bırakır bir halde, çok büyük bir hissiyat içinde, gazete ve
şehir arşivine taşımış. Bunun gibi onlarca, yüzlerce köşe yazısı bırakmış geride.
Hepsinde kent bilinci, sanat bilinci ve sevgisi çıkıyor gün yüzüne…
Bir gece önce muhasebe bürosunda çalışırken
TRT4’te her akşam olduğu gibi müzik dinliyormuş. Ali Şenozan’ın bestelediği
sözlerinin kendisine ait şarkı “ Doyulmaz Asla Aşka” çalınmaya başlayınca
aldığı mutluluk, kendisinin de her fırsatta ifade ettiği gibi;
“ Bunlar insanı yaşama bağlayan, üretkenlik
heyecanını arttıran, pes etmemesi gerektiğini uyaran ‘Küçük Mutluluklar’dandı.”
Şehirler, tarihi, mimari değerleriyle yüceltirler.
İyi mimarların eserleri, iyi yöneticilerin bıraktıkları izler ve o şehirde iz
bırakmış sanatçılarıyla, şehirler diğer şehirlerden öte, gelen gören ve orada
yaşayan insanlara şehir bilincini, sevebilme duygusunu daha da pekiştirmek
adına zenginleştirirler.
Aytaç Oy, şimdi; o eşsiz hissiyatı,
zenginliği, yaşamı Türk Sanat Müziği hissiyatı içinde, sessizliğin hüküm
sürdüğü yatağında, hep özlediği şehri Tekirdağ’a dokunuyor. Kaf Dağları ardındaki
öykülerin yaratıcısı gibi, düşünerek, kıskanması bir küçük mutluluk serüvenini yaşıyor…
En pasif görünen, kendinden geçmiş sanılan bir bilincin, sanatla kol kola
girmiş bir halde… Belki, uçsuz bucaksız evrenin yaşam dolu gezegeninde, geride
bıraktıkları şiirleriyle, gazete yazılarıyla, anılarıyla, dostlarıyla bir yerlerde
buluşmak için vedalaşıyor; kim bilir…
AYTAÇ OY, sesimizi, soluğumuzu; engin
yaradılışında bulunan üst sezgi ve iletişim diliyle duyduğunu biliyorum. Seni
tanımanın onuru, her gün birbirine benzeyen yüz binlerce insanı bilmek, onları izlemek,
görmek, duymak heyecanından çok öte bir şey; bir değer ve bir ONUR…
Güven SERİN
4 yorum:
Duyarlı, naif, abartıdan uzak, alçakgönüllülüğü benimsemiş bir büyük İNSAN'ı tanıttığınız için çok teşekkürler değerli arkadaşım. Kim bilir daha tanıyamadığımız, ulaşamadığımız nice değerlerimiz var.
İyi ki dost bilmiş sizi, iyi ki küçük mutluluklarla yetinmeyi bilmiş, İyi ki Ayşen Hanım gibi sevgi dolu, düşünceli bir evlât yetiştirmiş. Eminim, değerli babasının anılarını en iyi şekilde yaşatacaktır.
Saygılarımı, iyi dileklerimi iletiyorum.
Hissiyatınıza,katılıp bu değeri onurlandırıp anmanıza çok teşekkürler Makbule Öğretmenim; çok sağ olun...
Makbule Hocam'a katılıyorum. Aytaç Bey'i tanımamızı sağlamanız çok kıymetli.
Duyarlılığınız için çok teşekkürler...
Yorum Gönder