26 Ocak 2024 Cuma

BEN JOHN LENNON

 



ARTEMİS TAPINAĞI

                                      BEN JOHN LENNON

  8 Aralık gecesi yerel saat New York The Dakato’da 23.00’ı gösterdiği vakitlerde bedenine giren dört kurşun yarasından akan kanlar yüzünden ölmek üzere olan John Lennon;

  “ Ben John Lennon,The Beatles topluluğundan” sözcüklerini mırıldanır.

   Bilincini yitirmiş bir halde, birkaç kez mırıldandığı sözlerden sonra, şarkılarında savunduğu barışçıl dünya yaşamı sona ermiştir. Üstelik kendisine çık sıkı hayranlık besleyen birisi; David Chapman tarafından beş adet kurşun sıkılarak… Kurşunların sadece birisi boşluğa saplanmış, diğer dördü sanatçının zarif bedenine ölümcül yaralar açmayı başarmıştır.

   Acaba birbirinden bağımsız aralarında 2336 yıllık bir zaman farkı olan iki olay arasında bir bağ kurula bilinir mi? MÖ 356 yılında dünyanın yedi harikasından birisi kabul edilen Artemis Tapınağı, halkın bin bir fedakârlığıyla yapılmış ve 20 Temmuz gününe kadar tüm ihtişamıyla ayaktaydı.21 Temmuz günü;

“ Ben dünya tarihine geçeceğim” diyen, Efesli bir genç adam Artemis Tapınağını yakmış, gerçekten de zihninin kurgusu olan düşü gerçekleşmiştir.

  Kurucusu olduğu The Beatles grubu ve besteledikleri, seslendirdikleri şarkılarla yüz milyonlarca dinleyiciye ulaşan John Lennon Artemis Tapınağı yangınından 2336 yıl sonra bir başka genç adam tarafından öldürülmüştür. O da kendince ruh âleminin ona oynadığı o korkun oyunun kurbanı olmakla birlikte, tüm dünyanın sevdiği bir başka sanat eseri; sanatçıyı genç yaşta, gecenin kap karanlığında kanlar içinde ölümü yollamıştır.

   John Lennon’un katiline niçin öldürdün dendiğinde;

 “ Bu mutlak bir ihtiyaçtı. O aşamada artık kendimi engellemek için hiçbir şey yapamazdım. Tüm ruhum ve bilincim buna inanmıştı. İşte, bir tarafta dünyanın hayranlık duyduğu insan, diğer tarafta ben; kişiliksiz basit bir insan… İçimde bir şey parçalandı. John Lennon’u öldürmekle kimliğimin ortaya çıkacağını düşündüğümü hatırlıyorum…”

  Bir tarafta halkın büyük fedakârlığı, uğraşlarıyla Tanrıça Artemis’e adanmış dünyanın harikası sayılan bir tapınak, diğer tarafta bütün halkları barışa, sevgiye davet eden, bütün sınırları kaldırmayı isteyen bir başka başyapıt…

   Ne diyordu John Lennon şarkısında;

  “ Ne uğruna öldürecek ya da ölecek bir şey var.

   Hayal et tüm insanların

   Huzur içinde yaşadığını

   Umuyorum ki bir gün sen de bize katılırsın

   Ve dünya tek yürek olur.”

   Evrim yasaları ve insan çeşitleri, yüzyılların, bin yılların şekillendirdiği coğrafyalar, buralarda yaşayan milyarların tek yürek olmasını isteyip istemediği konusunda bir sürü şüphem var.

   Bir taraftan kurutulmuş Afrika insanı, ibretsel insanlık manzaraları, hiç bitmeyen Orta Doğu oyunları, Akdeniz’i geçmek ve düşlerindeki yaşamlara sığınmak için boğulan binlerce can, duruyorken, daha kim bilir kaç sanatçı haykıracak; sevgi, barış adına…

   Erkin Koray birçok konuşmada ona ısrarla sorulan soruyu; “ 1971 yılında karşılaşmış olduğunuz John Lennon’un kulağına ne söylediniz de kimseyle röportaj yapmazken sizin yanınızda bulunan gazetece arkadaşınız Arda Uskan’ın ricası üzerine;

 “ Abi hiç kimseye ulaşamadım,John Lennon’a nasıl ulaşırım?” sözleri karşısında John Lennon’dan randevuyu alan kişidir Erkin Koray; Lennon’un kulağına ne söyledi de ikna etti sorusuna hiçbir zaman net cevap vermemiştir.Sadece şu açıklamaları yapmayı tercih etti;

   “ Muhakkak ki onun anlayacağı dilden bir şey söylemişimdir. Biz, eminim ki birbirini anlayan iki kişiyizdir…”

   Sanatçıların geride bıraktıkları ve milyonların sevdiği eserleri aslında onların dünyaya haykırmak, anlatmak istediği felsefelerinin ta kendisidir. Onların yazdığı notlar, onlarla yapılan söyleyişiler en az eserleri kadar kıymetlidir; içinde barışı, sevgiyi barındırıp savaşa karşı duran insanlar için…

 Güven SERİN 

 

   




Hiç yorum yok: