18 Temmuz 2023 Salı

KİLİTTAŞI TÜRLER

 

İnternet

                                             KİLİTTAŞI TÜRLER

  Dünya değişiyor, dönüşüyor. Şu zamana kadar edindiğimiz bilgilere göre dünya beş büyük buzul çağı yaşamış. Beş büyük kıyamet ve yok oluş öyküsünün kıyıcığından geçmiş…

  İzmir Agora Antik Kenti gezimizi yıllar önce yaptık. Bu gezide bana eşlik eden rahmet ile andığım Aziz Ateş, Aziz Öğretmen de vardı. Şanslı bir günde, gezi sürecindeydik. Neyi planladıysak onları gerçekleştirdik.

   Çok duyarlı İzmir gezimiz içinde sadece, Antik Agora Kenti yoktu. Arkeoloji Müzesi, Atatürk Evi, Konak Öğretmenevi’nde yılların dostluğu Ali Boylu ile buluşma. Alaçatı bölümünde yazar Mehmet Culum’un misafiri olma ve Çeşme bölümü…

  Gezilerin olmasa olmazı antik kentler, antik yollar-yürüyüşler ve gidilen, gezilen şehrin gece yaşamına dem salan sanatsal faaliyetler ( tiyatro, opera, konser ) antik dünyalarında, vadilerinde, dağlarında dolaştığınız şehrin sanatsal etkinliklerine, bir parça sosyal alanlarına, orada yaşayanlarla etkileşime geçilen her vakitte şunu anladım; şehir sizi adeta kutsuyor, bağrına basıyor…

   İzmir Antik Agora şehri ile öyle buluşma oldu. Bizim şansımıza orada bulunan, kazı ve onarım ekipleriyle sohbet etme imkânımızı da oldu. Kazı bilim insanlarından birisi, sorduğum sorulara cevap verirken, tam da karşımızda duran büyük kemerli yapıyı gösterdi:

—Kemerli kapının ortasında duran şu taşa iyi bak!

—Evet

—Onun ismi kilittaşıdır. Bu kemeri ayakta tutan, yükü dağıtan, dengeleyen odur.

   Küçücük bilgi bile viran halde bulunan kentler konusunda daha duyarlı olmamızı sağladığı gibi, bağ kurup bağlanma da başlıyor. Çünkü insanı sadece mimari, antik yapıların gizemi, geçmişi çekmiyor, onların öyküleri, oluşumları, onlara dokunan ellerin ustalıkları, matematik, fizik bilgileri de çok önemli hale geliyor.

  Belgesel dünyası izleyiciliğim çok eskilere gidiyor. Bu alandaki gelişmeleri yıl yıl, ay ay takip etme fırsatım oluyor. Çok yollar alındığı gibi, belgesel alanında inanılmaz emekler, yapıtlar harcanıp ortaya kondu ve konmaya devam ediyor.

  Doğal yaşamda da kilit taşı canlılar olduğunu doğa bilimcileri tarafından öğrenince hem şaşırdım hem de doğanın muhteşem duyarlılığı, dengesi, matematiği karşısında hayran kaldım…

   Peki, ama kilit taşı, yani anahtar hayvanlar yok olursa ne olur? Yapının abidevi yükünü planlayan, ayakta tutup, tüm yapıya dağıtan kilittaşının yok olması gibi yapı çöker, yok olur. Eko sistem, oradaki doğal, sağlıklı ve zengin yaşam da öyle…

   Hayvanlar dünyası içinde de üst yırtıcılar tam manasıyla kilit taşı durumunda. Yırtıcılar azalınca veya yok olunca otobur canlılar çoğalıyor ve yaşadıkları yeri çöle çeviriyorlar. Yani eninde sonunda kendi yaşamları da son buluyor.

  Tabiat öyle bir denge kurmuş ki, bilim insanlarını ister istemez şaşırtıyor, büyük derin saygı ve sevgi duymalarını sağlıyor. Aklı olan, yaşamdan tat alıp onunla bağ kuran her canlı, insan dahi doğa ile iyi geçinmeyi, ona büyük ve derin saygı duymayı, en üst yasa kabul ediyor.

   Doğanın öfkesi diye bir şey yok. Sadece, muazzam dengeleri var. Yapılan deneyler sürüyor. Sürecekte… Eko sistemi yok olmuş, adacıklar veya özel alanlarda, büyük bir özenle çalışma sahası yapılıyor. Oranın doğal canlıları tekrar getirildiği zaman, oradaki yaşamın capcanlı sağlıklı hale geldiği, gezegenimiz adına bilim insanlarını umutlandırıyor, sevindiriyor.

  Küçücük canlılar; Asker Karıncalar da kilittaşı hayvanlardan. Nasıl? Diye düşünebiliriz! Oradaki diğer karınca cinslerini, milyarlarca sayılara ulaşan küçük canlıların doğayı yok etmesini dengeleyen, engelleyen, Asker Karıncalar, gezegen içi çok büyük denge… Arılar gibi, kurtlar gibi…

  Ganoslar, Trakya bölgemizde kilit taşı tür olan kurtları, yok ettiğimizde yerini ne doldurdu dersiniz? Aşırı üreyen domuzlar tarım alanlarına büyük zarar verdiler. Bu sefer kurtları tekrar getirme çalışmaları başlattık. Ama tam manasıyla doğayı anlama, anlatma bilincimiz, bireysel olarak da akademik olarak da öne çıkmadı…

 Güven SERİN 

  

 


2 yorum:

Makbule Abalı dedi ki...

Bilgilendirici, düşündürücü yazınızı iki kez okudum. Kilit taşı ne güzel , tam yerini bulan bir sözcük. Mersin Arslanköy beldesinde rastlamıştık. Yıllar öncesinde yapılan üstünden çok ağır yükler geçmesine rağmen bilinmeyen. yıllar sonra sapasağlam ortaya çıkan bir köprü. Kilit taşı sayesinde ayakta kalabilmiş. Eski ustaları saygıyla anmamak mümkün mü?

Doğanın ekolojik dengesinden hep söz edilir. Bir zamanlar beyaz sinekler Çukurova Bölgesinde pamuk tarlalarını mahvetmişti. Urla Zeytinalanı Bölgesinde sabaha karşı köpekler havlamaya başlıyor. Domuzların indiği söyleniyor. Son zamanlarda uçan karıncalar görüldü. Denge insan eliyle bozulursa fire veriyor. Yeni bir düzen başlıyor.
Esenlikler dilerim.

GÜVEN SERİN dedi ki...


Değerli katkılarınız ve yorumlarınız için teşekkürü borç biliyorum Makbule Öğretmenim; selamlarımla..