9 Ocak 2019 Çarşamba

SADECE BİR AT DEĞİL;ŞAMPİYON O!




ŞAMPİYON,Kendine has karakteri
neredeyse tüm yarış severler onu
kalplerinde başköşeye koymuştu.
O çıkınca yirmi bin insan susardı...


Film bittiğinde dört karakter,sizin tanıdığınız
sevdiğiniz at ve insanlar;
Bold Pilot,Begüm Atman,Halis Karataş ve
Özdemir Atman...
Sinema sanatının büyüsü,insan sanatından
aldığı ruh;tam burada dönüşüme uğrayıp
başka bir özellik kazanıyor;büyük çığlıkların
arasından sıyrılıp yeryüzüne kendi
kaidesine çıkıyor...


SADECE BİR AT DEĞİL; ŞAMPİYON O!
------------------------------------------------------

  1993 doğumlu bir İngiliz tayı. Doksanlı yılların efsane ismi Bold Pilot(Bob Paylat) At yarışına hiç gitmeyenlerin bile duyduğu iki isim; Jokey Halis Karataş ve şampiyon at Bold Pilot…

 O bir at olmaktan öte, doğuştan sağlam karakteri, hafif sertliği, haşarılığı olan bir safkan tay-çocuk…

 O yarışacağı zaman, seslerden hoşlanmaz, onu tanıyanlar; yani orada bulunan 15–20 bin seyirci, sırf o rahatlasın diye yarışma alanına getirilirken “çıt” çıkarmazdı. Yarış severlerle bütünleştiği gibi; Bold Pilot başka iki insanla daha bütünleşti. Hatta üç insan; Begüm Atman, Halis Karataş ve Özdemir Atman…

 Bu üç güçlü karakter; Yıllar sonra sinema sanatının dikkatini çekmesiyle defalarca şampiyon olmuş bir atın, jokeyin ve ata gönül vermiş kanser tedavisi gören bir kadının muazzam hikâyesi tüm ülkenin, belki de uluslar arası sanat camiasına kadar taşıyacaklar…

 O yaramazdı yaramaz olmasına; fakat iyi anlaşıldığı zaman; hürriyetinin elinden alınmadığı ve ona saygı duyulduğu anlar; 1990’lı yıllar ardı ardına 11 kez seri yapmış bir şampiyona dönüşecekti.

 Halis Karataş’ın kendi çapında bir efsaneye dönüşeceği, Begüm Etmen’in belki de yaşamak için bir sebep gördüğü inanılmaz bir mucizenin dünyevi hikâyesi, destanı; Hipodrom da ki binlerce insanla yazılacak, Haralarda ki bakıcıların kutsal bir görevi yapar gibi özenle bakıp, besleyip, yarışa hazırladıkları bir yaşam mucizesi…

 Halis Karataş, jokeylik yaşamında 25 Bin ata binse de; eşinin Boldi dediği atı; Bold Pilot’u hiçbir zaman unutmadı. Unutamadı… Birlikte otuz yarışa katıldılar. 21’ni kazandılar. 1996 yılı onların altın yılı olmuştu.

  2013 yılında hipodrom da deyim yerindeyse büyük bir heyecan kasırgası vardı. Artık 15 yıldır yarışmayan Bold Pilot; yani şampiyon; haradan çıkartılıp seyircinin önüne getirildi. Bir yerden jübilesini yapmış oldu.

 Yaşlanmış Bold Pilot son bir kez seyirci önüne çıkartılma şerefini, şanını tattı. Çok az insana bile kısmet olacak bir şan; şenlik ve soylu bir veda…

 Şampiyon; sadece bir film; jokey ile bir atın sevdası değil; insan hayatlarının kutsallığını sinema eli ve diliyle çok daha farklı kaidelere taşınacağının, bir esere dönüşeceğinin de karşılığıdır.

  Türkiye’de farklı salonlarda bu film, bir aydan beri oynatılıyor. Beyaz perdenin büyüsü; Neredeyse elli yıldır ruhumla bir olmuş halde… Çok az filmde bu kadar aralıksız yaşlı gözlere sahip oldum…

  Sinema sanatı böyle bir şeydir; sevginin, saygının gerçek bir kaideye oturmasını, yoğrulmasını sağlar. Hissettirir iliklerine kadar insana; varlığın, var oluş nedenlerinizin birisinin de duygularımızın oluşu, hissiyatımızın varlığı olduğunu…
 

Güven Serin 







8 yorum:

SevKoz dedi ki...

bu sabah konuştuk arkadaşla bu filmi, çok etkilendim mutlaka izlemelisin dedi .. kararsız kaldım bende

hikayelerdirgeriyekalan dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
GÜVEN SERİN dedi ki...


SevKoz,hiç düşünmeden akın tarihe damgasını vurmuş;ilk önce ticari bir olay veya seyir gibi gelen şeyin;sosyal,kültürel,manevi taraflarının sinema sanatıyla ne büyük bir güzelliğe dönüştüğüne tanıklık etmeni tavsiye ediyorum..

GÜVEN SERİN dedi ki...

Kitaplar hayattır okumak yaşamaktır;beyaz perdenin büyüsü,sinema sanatıyla bütünleşmesi ayrı bir seçenek;hele bugünün yorgun,bıkkın insanını düşünecek olursak;bir süreliğine açılan bir başka boyuta misafir olmak gibi birşey...Sinemalar da kitaplar gibi,komşular,dostlar gibi;seçici olacağımız alanlar;zaman değerli,her şey değerli;aşırı titizlikten öte hakkımız olanı seçme tercihi çok değerli bir seçenek...Teşekkürler,iyi seyirler...

KİTAPLARA KAÇANLAR dedi ki...

Bugün Sevkoz'un paylaşımındaki yorumunuz da Angelepoulos'un filminde atıfta bulunmuşsunuz. Bu yazınızdan da anlıyorum ki, nitelikli filmlerin peşindesiniz.

GÜVEN SERİN dedi ki...


Sanırım;yuvarlanır veya tekerlenir;hatta evrilirken insan neyi arıyor,hissediyorsa onun sesine doğru gidiyor;Theo Angelopulos ile yollarımız çoktan kesişti gibi;Eleni ile de öyle;Kazancekis ile de aynı;insana,insan kültürlerine açtı onlarda;bizlerin açlıklarından daha aç...Teşekkürler...

deeptone dedi ki...

duymamıştım tımıms izleyim filmi. bolt biliyom ama anime film çok komikli :) angelopoulos mu, hımm, kendisi diyor bir sohbetinde, ölmeden önce, kim izler ki benim filmlerimi diyo :) favlarım: ulizenin bakışı, arıcı, puslu manzaralar :)

GÜVEN SERİN dedi ki...


Vay canına;Tam bir Angelopoulos sevdalısı geçmiş buralardan:)) Belki de Eleni tutkunu da...Film,acilen izlenmeli Deep...Beyaz Perdede;paraya kıymalı;bu kadar cimri olma.))