3 Ağustos 2018 Cuma

İÇİNE BAĞIRAN ADAM



İÇİNE BAĞIRAN BİR ADAM
-------------------------------------------


  Ne büyük yanılgılar yaptık otorite; güç, güçler adına… Yalan dediğimiz, bir rüya kadar kısa sayılan ömürlere sığdıra sığıdara, çelişkileri, pişmanlıkları; doldurduk kocaman ömürlerin içine. Edebi düşünceyi, birkaç laf sanama, ahmaklığı bildik de, birkaç şairi, şiiri tanımadan, kabalıklarımıza bir dansın enerjisini, efendiliğini, ahengini pekiştirmek yerine garip bir övünç, övünme ve ağlama molalarıyla dolup taştı hayatımız; hayatlarımız.

 Bir şair; bizden biri; yüzlerce, binlerce yıl olduğu gibi; hastalık saçan dünyamıza panzehir olacak birkaç dize;

Orada hayalet bir değirmen
Nazlı buğday başakları, dua, bekleyiş
Rüzgârlara soyunmuş parmak sular
Terli bir gökyüzü, can sıkıntısı, ağır zaman
İçine bağıran bir adam
Nereye büyüyeceğini bilmeyen çocuklar
Etekleri yaz bahçesi bir kadın

  Şükrü Erbaş, böyle bir hikâyeyi, kocaman yaşamların damıtılmış mısralarını bırakır, insanlığa, insanlık mirası olarak: şiirin, birkaç güzel laf, şaklabanlık olmadığını da anlatarak…

 Yaşamın; yani kendi özüne dokunanların yüceliğidir kendi çorak, bataklık yerlerinde ki toprağı keşfetmek. Sonra, Fernando Pessoa gibi, içinden kendini koparmak için kendisiyle mücadele etmek; kendini, kendinden koparmak için forseps kullanmak…

Güven Serin 

2 yorum:

deeptone dedi ki...

ayyy pessoa için lizbona gitmek istiyooom yiaaa :)

GÜVEN SERİN dedi ki...



Değer;yollara düşme zamanı geldiğinde yola çıkmaya:))