30 Haziran 2018 Cumartesi

ŞAFAK SÖKÜYOR




Kamera; Güven Ganoslar Tekirdağ

Şafağı daha da iyi pekiştirmek adına 2011
yılı çekimleri bir şafak yürüyüşü fotoğrafından
yararlandım.

Şafak söküyor Ganos diyarında;yüzyıllar iç içe
karışmış;hikayeler,kültürler de öyle;boşu boşuna
boğuşmanın telaşı,her şafak yaşanacak;
her tan vakti çöken sükunet gibi...

ŞAFAK SÖKÜYOR
----------------------------

  Küçük ölüm denen gece uykusu aniden kesiliverdi. Kış uykusuna yatmış küçük kurbağa gibi, güneşi duyar duymaz, ağır ağır buzlarını çözüp, ilk hareketi; doğaya zıplamak oluyor. Hotelin eski ama rahat yatağından, güne, açık camdan içeriye dolan seslere, öyle fırladım; küçük kurbağanın çözülüp zıpladığı gibi, zıpladım yaşamın seslerden oluşan karnavalının içine…

  Saat 05.15;acık olan camdan, gecenin ayazından öte, şafağın kuş sesleri süzülüyor. Sadece kuşlar mı? Orkestranın farklı çalgı özelliğine sahip; horoz ve eşeğin anırması; belli zamana yayılıyor; ara sıra…

  Kuşların kaç çeşidi ötüyor; bilmek imkânsız… Kara Tavuklar, bülbüller, sakalar, isketeler ve daha ayıramadığım bir sürü ses; sessizliği aralıksız seslerle kutsuyorlar. Günün, şafağın en taze zamanları!

  Zeytin ağaçlarının, dutların, çınarların, palmiyelerin diyarındayım. Kapıdağ Yarımadası; kıvrıla kıvrıla dolanıyor Marmara'nın serin sularının içine; karada karaya; kendinle; özüyle tekrar buluşuyor.

  İki dakikalığına kayıt tuşuna dokundum. Kayıt etmek mi, yoksa her daim doğada, kendi zamanını bilen seslere, doğanın görkemiyle dokunmak mı daha iyi? Her şeyi aralıksız fotoğraflamayı ibadetten öte taşıyıp, çılgınlar gibi öne çıkmak için her türlü sanatkârlarla yarışacak karmaşanın içine girmiş bulunan günümüz insanı; bizler; kendi beynimizin kayıt tuşuna dokunmanın sırrını çözme imkânı yaratabilir miyiz acaba?

  Birkaç arkadaşımdan duyuyorum; “ Çektiğim resimleri bulamıyorum artık. İpin ucunu kaçırdım. Binlerce oldu.

  Fotoğraf da çekilir, resim de yapılır, video da kayıt edilir. Aşırılığın, taşkınlığa yol açtığını doğa da gördük. Taşan dereler, nehirler; doğanın dili iyi anlaşılmadı zaman zarara yol açar. Bunun haricinde doğanın bir sürü yan yolu, koruma kalkanı var. Binlerce yıl önceden oluşturduğu derin vadileri; bütün taşkınlıkları yutmak içindir. Tıpkı derin, geniş, yaşlı nehir yatakları gibi…

  Mimari, burada lazımdır insana. Doğa bilimcileriyle ortak çalışacak mimar ve mühendislerin ortak çalışmaları; bir eserden öte, insanlık seçeneğidir; aklı, duyguları, insanlığı merkeze taşıyan güzellikler.

  Şafak söküyor; uyuyor denizin dibinde insanlık; kimi odaların geniş, rahat yataklarında, kimiyse, geceden kalma halleriyle, kumsalda; kumların üzerinde; yorgun bedenleriyle, şafağın temiz, taze, genç karşılama töreninin önünde, boynu bükük ve anlamsız bir kederin şifresini bile çözememiş halde…

Güven Serin 

6 yorum:

SevKoz dedi ki...

Nasıl huzurlu bir görüntü yakaşamışsınız ellerinize sağlık

deeptone dedi ki...

ah ne güzel de miiiii eveeet iyi tarif etmişsin. bi de çok fotoğraf çekilmese de tadına varılsa ama di mii :)

GÜVEN SERİN dedi ki...

Teşekkür ederim Sevkoz;yıllar önce arşive bıraktıklarım ve tekrar bakınca;ışığa,doğaya teşekkür edişim:))

GÜVEN SERİN dedi ki...



Deep,tadına varılma belki uygar dünyanın peşinde koşup yakaladığı;yakaladıkları bir bilinç,yaşam biçimi;telaşa,kargaşaya izin vermeden...Haklısın:))

Adsız dedi ki...

Gerçekten şafak vakti en huzurlu zaman dilimi gözlerde uykuyla hazzını yaşamak, zorlaştırdığı içindir belki de. Fotoğraf da çok güzel ^.^

GÜVEN SERİN dedi ki...

Teşekkürler Hayalperest;farklı bir zaman dilimi;yaşam ile ölüm arasında ki ince çizgi:))