7 Haziran 2018 Perşembe

DARÜŞŞAFAKA




  
                           DARÜŞŞAFAKA-ŞEFKAT YUVASI


  Günümüzden 155 yıl önce Sultan Abdülaziz zamanı; o günün beş aydını bir cemiyet kurdular. Adını da Darüşşafaka koydular. Beş aydın; zamanın ilk eğitim yuvasına öncülük ettiler;

Asker ve matematikçi Yusuf Ziya Paşa, Askeri Eğitimci Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa, Asker ve Bilim Adamı Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Eğitimci Sakızlı Ahmet Esat Paşa, Eğitimci Ali Naki Efendi…

  Darüşşafaka cemiyetinin ilk maddesi; Derneğin adı Darüşşafaka Cemiyetidir. İkinci Maddesi; Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı; Babası ve annesi hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz ve yetenekli çocuklara, eğitimde fırsat eşitliği sağlayacak; yurt içi ve yurt dışı eğitimlerini çağdaş eğitim esaslarına göre başarmak.

  Kolaycılığa kaçan günümüzün dünyasında, tıka basa doyanların dahi mutlu, huzurlu olmadığını gördükçe, manevi, beşeri duygularımızı destekleyen, varlığımızın insan temeline sürekli destek yapan vicdan ve vicdanlarımızın ne büyük acılar içinde olduğunu görüyor, duyuyorum.

  Sabah gazetelerini bırakmak amaçlı Hakan Bey atölyeme uğradı ve selam verdi. Bir selam; hatta bir kelam, bazen tetiklenecek iradenin habercisi oluyor. Bankadan geldiğini, kendi partisinin Cumhurbaşkanı adayına yardımda bulunduğunu, insani ve vatandaşlık görevini yapmış bir insanın aydınlık yüzüyle karşı karşıya geldim.

  Yardım; yani bağış iradesinin gönüllülük tarafında olan insan duruşuyla benim de suskun, durgun, harekete geçmeyi bekleyen irademe; kalk borusu gibi, Nazım'ın şiirinde ki borazancı gibi haber vermiş oldu.

  Çoktandır düşündüğümüz şeyler vardır; hep yarına ertelediğimiz! Oysa nice yarınlar geçmiştir üzerilerinden; hatta ömürler… Yaşamın en güzel tarafı düşler gibi görünse de; eyleme, ağaca, ormana, sevgiye dönüşmüş olan yapılar, yaşamlar çok daha önemli olanıdır…

  Ziraat Bankası Şubesinin yolunu tuttum. Çok küçük bir bağışın, lazım olan insan için 100 Bin kişi bir araya gelince ne büyük bir yardıma dönüştüğünü, matematiğin yardımıyla daha da anlama fırsatım oldu.

  Bazen, çok küçük bağışın, yardımın ne işe yaradığını anlayamayız? Doğanın gücüdür bu; bir tek su damlasının lafı bile olmaz! Bir yudum, edebi bir güzellik kazanırken; bir avuç, bir derecik, ırmak; derken derya ve denizler çıkar ortaya…

  Bende kendi Cumhurbaşkanı seçim hesabına bağışımı yaptım yapmasına da; çoktan beri hissi, ekonomik hazırlık yaptığım bir başka şey için de oradaydım! DÜRÜŞŞAFAKA CEMİYETİNE bende tuz, un, baharat koymak istiyordum ve yaptığım küçük, benim için büyük yardımın maneviyatıma, irademe, eğitim ve görgüme ulaşan, damarlarımın ve hücrelerimin içine kadar sızan o muhteşem akış karşısında şaşkına döndüm.

  Açlığımızı,doymazlığımızı yatıştıracak en güzel şeyler;insana,doğaya;canlılara yapılan yardımlar olduğu çok net bir şekilde ortadadır.

  Buradan mezun olmuş, buradan şefkat, yol, yöntem, eğitim, disiplin öğrenmiş insanların ortak dili şudur;

  Dürüşşafaka; bizim için anne, baba şefkati olmuştur. Bizler kardeşliği burada öğrendik. İlimi, sanatı, dayanışmayı, ülke sevgisini; insan olmayı; burada yoğrulduk bizler…

  Bu kadar mı kolay insanın gözlerinin dolması? Bu kadar çabuk yaşayıp, çabuk eskiyen nice mide safahatlarımız; bir yana; hepsinin yeri ayrıdır. Yemeye, içmeye, gezmeye, eğlenmeye; makul olanı bulunca; aç açıkta kalanları unutmayınca; kim ne der?

  Unutmamak gerekir; vatandaşlık görevlerimizi! İnsani tarafımızın, verdikçe zenginleştiğini, vermenin mantığını öğrenince, kazanmanın bereketini, insan denen canlıya katacağı erdemi; unutmamak için; BİLMEK gerekir; sevgili dostlar, kardeşler; anneler, babalar, ablalar, ağabeyler… 

Güven Serin 

2 yorum:

deeptone dedi ki...

daçkaaaa çok severiiiim :)

GÜVEN SERİN dedi ki...



Sevilesi,alkış alası hareketin temsilcileri :))