DARÜŞŞAFAKA-ŞEFKAT
YUVASI
Günümüzden 155 yıl
önce Sultan Abdülaziz zamanı; o günün beş aydını bir cemiyet kurdular. Adını da
Darüşşafaka koydular. Beş aydın; zamanın ilk eğitim yuvasına öncülük ettiler;
Asker ve matematikçi Yusuf Ziya Paşa, Askeri Eğitimci
Vidinli Hüseyin Tevfik Paşa, Asker ve Bilim Adamı Gazi Ahmet Muhtar Paşa,
Eğitimci Sakızlı Ahmet Esat Paşa, Eğitimci Ali Naki Efendi…
Darüşşafaka
cemiyetinin ilk maddesi; Derneğin adı Darüşşafaka Cemiyetidir. İkinci Maddesi;
Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı; Babası ve annesi hayatta olmayan, maddi durumu
yetersiz ve yetenekli çocuklara, eğitimde fırsat eşitliği sağlayacak; yurt içi ve yurt dışı eğitimlerini çağdaş eğitim esaslarına göre başarmak.
Kolaycılığa kaçan
günümüzün dünyasında, tıka basa doyanların dahi mutlu, huzurlu olmadığını gördükçe,
manevi, beşeri duygularımızı destekleyen, varlığımızın insan temeline sürekli
destek yapan vicdan ve vicdanlarımızın ne büyük acılar içinde olduğunu görüyor,
duyuyorum.
Sabah gazetelerini
bırakmak amaçlı Hakan Bey atölyeme uğradı ve selam verdi. Bir selam; hatta bir kelam,
bazen tetiklenecek iradenin habercisi oluyor. Bankadan geldiğini, kendi
partisinin Cumhurbaşkanı adayına yardımda bulunduğunu, insani ve vatandaşlık
görevini yapmış bir insanın aydınlık yüzüyle karşı karşıya geldim.
Yardım; yani bağış
iradesinin gönüllülük tarafında olan insan duruşuyla benim de suskun, durgun,
harekete geçmeyi bekleyen irademe; kalk borusu gibi, Nazım'ın şiirinde ki
borazancı gibi haber vermiş oldu.
Çoktandır
düşündüğümüz şeyler vardır; hep yarına ertelediğimiz! Oysa nice yarınlar
geçmiştir üzerilerinden; hatta ömürler… Yaşamın en güzel tarafı düşler gibi
görünse de; eyleme, ağaca, ormana, sevgiye dönüşmüş olan yapılar, yaşamlar çok
daha önemli olanıdır…
Ziraat Bankası
Şubesinin yolunu tuttum. Çok küçük bir bağışın, lazım olan insan için 100 Bin
kişi bir araya gelince ne büyük bir yardıma dönüştüğünü, matematiğin yardımıyla
daha da anlama fırsatım oldu.
Bazen, çok küçük bağışın,
yardımın ne işe yaradığını anlayamayız? Doğanın gücüdür bu; bir tek su
damlasının lafı bile olmaz! Bir yudum, edebi bir güzellik kazanırken; bir avuç,
bir derecik, ırmak; derken derya ve denizler çıkar ortaya…
Bende kendi
Cumhurbaşkanı seçim hesabına bağışımı yaptım yapmasına da; çoktan beri hissi,
ekonomik hazırlık yaptığım bir başka şey için de oradaydım! DÜRÜŞŞAFAKA
CEMİYETİNE bende tuz, un, baharat koymak istiyordum ve yaptığım küçük, benim
için büyük yardımın maneviyatıma, irademe, eğitim ve görgüme ulaşan,
damarlarımın ve hücrelerimin içine kadar sızan o muhteşem akış karşısında
şaşkına döndüm.
Açlığımızı,doymazlığımızı yatıştıracak en güzel
şeyler;insana,doğaya;canlılara yapılan yardımlar olduğu çok net bir şekilde
ortadadır.
Buradan mezun olmuş,
buradan şefkat, yol, yöntem, eğitim, disiplin öğrenmiş insanların ortak dili
şudur;
Dürüşşafaka; bizim
için anne, baba şefkati olmuştur. Bizler kardeşliği burada öğrendik. İlimi,
sanatı, dayanışmayı, ülke sevgisini; insan olmayı; burada yoğrulduk bizler…
Bu kadar mı kolay
insanın gözlerinin dolması? Bu kadar çabuk yaşayıp, çabuk eskiyen nice mide safahatlarımız;
bir yana; hepsinin yeri ayrıdır. Yemeye, içmeye, gezmeye, eğlenmeye; makul
olanı bulunca; aç açıkta kalanları unutmayınca; kim ne der?
Unutmamak gerekir;
vatandaşlık görevlerimizi! İnsani tarafımızın, verdikçe zenginleştiğini,
vermenin mantığını öğrenince, kazanmanın bereketini, insan denen canlıya
katacağı erdemi; unutmamak için; BİLMEK gerekir; sevgili dostlar, kardeşler; anneler,
babalar, ablalar, ağabeyler…
Güven Serin
2 yorum:
daçkaaaa çok severiiiim :)
Sevilesi,alkış alası hareketin temsilcileri :))
Yorum Gönder