KAYNANA, GELİNE
KARŞI…
--------------------------------
Bu tür ilişkilerde,
psikolojik durum çok önemlidir. Birisi oğlunu kaptırdım, oğlum boyun eğdi
derdine düşmüş, diğeri; “size ne oluyor? Bu bizim hayatımız! Kocam, yalnız
benimdir!” inancıyla, oya işler gibi işler gün ve gecenin içine yayılan
sosyolojik örtüyü.
Oturduğum mekânda
akşam vakti. Gün, henüz gecenin içinde eriyip gitmemiş… Yan taraftaki masaya;
üç aile geldi. Üç masa birleştirildi özenle. Denizin hemen dibinde; deniz ise
sakin bir çizgide… Yunuslar, kıyıların temizlenişine, şenlik havasında
dolanıyorlar; Tekirdağ sahilinde…
Üç aile; üçü de
birbirlerine akraba… Baba, anne; kızları, oğulları; elbette, damat ve gelinleri…
Büyük ittifakın hemen yakınındayım. Büyük ayrılığın, destansı pusuların, alt
etme oyunlarının da çok yakınında; her söylemleri; masama, çaydan önce geliyor.
Anne ile kızı;
çoktan gelinlerine cephe almışlar. Gelin; anasın gözü bir güzellikte; onların bu
halini biliyor. Tuzak çok basit; çocuklarını aşırı korumacılık anlayışıyla;
babaanne ve halaya yakın olmalarını engelliyor.
Oğul; işi, akşamüstü
sakinliğine bağlamış. Bir parça saf, biraz kentli; güya yorgun ve ağrıları var…
Sigara üstüne sigara…
Savaş, kaçınılmaz!
Geçici anlaşmaların hiçbirinin kalıcılığı yok. Çünkü anlaşma maddelerinde saygıya,
sosyolojiye, psikolojiye dair hiçbir şey yok…
Gelin masadan kalkıp
çocuklarının peşine düşünce; kaynana ve kızı; veriyor veriştiriyor… Gelin,
zafer kazanmışçasına; o masada, onların evinde fazla kalmayacak oluşunun soğuk;
kutupsal püskürmeleriyle; ağrılarını tetikliyor; muhtemelen, hastalanıp erken
gidecekler…
En tarafsız olan
damat! Suya sabuna dokunmadan; gecenin sefasını sürüyor. Ta ki, onun annesi ve
babası da o masaya geleceği güne kadar…
Masada karlı çıkan
birisi yok. Sevgi çoktan terk etmiş o aileleri. Bireyselliğin tek çözüm
olduğuna inanmışlar. Bir de taşlama sanatının sakinliğinin, çekilmez oluşunun
farkında bile değiller.
İster istemez
kayınpeder ne yapıyor bu durumda? Bu soru geliyor aklınıza! Oğlunun yaptığını,
suya sabuna dokunmadan, birlikte oldukları zamanın keyfini çıkartmaya
çalışıyor…
Sosyoloji,
psikoloji, edebiyat; ne büyük gayretleri vardır insanı törpülemek adına. İnsan bu
ilimlere bir arkasını dönebilse; ne kirli ittifaklar yıkılacak; bir bilebilse
şu zavallı ömrü, debelenerek geçmeden…
Güven Serin
2 yorum:
Harika!
Teşekkürler Ercan Bey :))
Yorum Gönder