SEKİZ DAKİKADA
DEĞİŞİM
------------------------------------
Telefon faturamı
ödemek için ilgili işyerine gittim. Kapalıydı. O esnada, masum yüzlü bir kız
geldi. Oranın çalışanıymış. Cama elleriyle vurdu. Kapının açılması anlamında
bir işaretmiş! Kapının panjuru otomatik olarak açıldı.
Kapı açılırken genç
kıza ; “ Kaçta açılıyor?” diye sordum. Saat dokuzda, cevabını, biraz mahcup ve
bir parça masum dille söyledi.
Saatime baktım;
açılış için tam tamına sekiz dakika var. Yoldan geçen araçlara, kaldırımdan
akıp giden insanlara baktım sekiz dakika boyunca. Hemen her günkü telaş ve
koşturmaca…
Sekiz dakika sonra;
dakik olarak otomatik panjur açılınca, işyerine giren ilk müşteri ben oldum.
Faturamı alacak kadının, az önceki masum görünüşlü genç kız olduğunu zar zor
anladım. Niye diye soracak olursanız; öyle bir makyaj yapmış ki, en az yirmi
yaş almış…
Yüzünü kaplayan
kremin kalınlığı bir yana, pudranın soğuk, olgun, yaşlı görüntüsü ayrı bir
yana…
Az önceki mahcup,
saf genç kız hali de gitmiş; emreden ses tonuyla; nakit mi, kartla mı diye
sordu. Nakit olunca, yine aynı, soğuk, kaba sesle; telefon numaramı istedi.
Sekiz dakikada,
seksen yıllık değişim yaşanmış gibi; kendi mevkiini; değişimin meğerse biraz
makyaj, biraz rütbeyle; onunda diğer kurumlarda gördüğü ses tonuna bürünmüştü.
Sizin anlayacağınız, üzüm üzüme baka baka kararan, hatta karartan milletin bol
makyajlı haline döndük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder