3 Mart 2017 Cuma

GANOSLAR-IŞIKLAR DENEN ÜLKE...

GANOSLAR-IŞIKLAR DENEN DÜNYA
---------------------

  Ne kadar çok önemsenirse o kadar gizemli hale gelen, şaşırtmayı seven tepeler diyarı. Sadece tepeler mi? Vadiler, yaylalar, yamaçlar, uçurumlar diyarı… Bu kadar mı? Rüzgârın, ışığın en saf olduğu yerde güneye ve güney batıya bakan adaçayları, kuzeye bakan ardıçlar, meşeler ve her yerde olabileceğini anlatan çam ağaçları…

  Ganosların hikâyesini anlatmaya koyulsanız; 2100 yıl öncesine, Romalı şair Catallus’a kadar; onun şiirlerinde ki Trakya, Marmara daha da gizem, çetrefil ve yabanlık görüntüsü verir.

  Ganosları şairler şiirleriyle, ressamlar resimleriyle, yazarlar hikâyeleriyle anlatmalı. Şehrimizi temsil eden Kültür ve Turizm Müdürlüğü de, Ganosların derinlerine inecek projeleri üretip, antik zamanlara, Ganosların anlatmış şairlere, hikâyecilere ve yollara, patikalara inmeli…

 Tıpkı Ganoslar gibi saflığın, koşulsuzluğun teslimiyeti içinde inmeye başladığınız bu yerin sizde uyandıracağı ilk hal ile son hal değişecek; avucunuzdaki bir yudum yaşamın ne kadar değerli ve doğal koktuğunu görecek oluşunuzu müjdeliyorum.

 Bazen şafak vakti, bazen öğle zamanı, kimi akşamüzeri… Bazen de bir kamp zamanı;meşe odunları çıtırtılar eşliğinde yanarken,tuhaf hayvan seslerini yorumlamaya,anlamaya başlar,burnunuza gelen kokuları ayırt etmeye başlarsınız;

Bu adaçayı kokusu? Şu ıhlamur, meşe kokusu… Çam kokuları… Kekik kokuları… Ve esas büyülü olan şey; hepsinin karışımları; bir olmuş kokular, bir olmuş vadiler ve yamaçlar, tepeler… Çözemeyeceğiniz bir güzelliğin içinde; tam da koynundasınız; onu korumak, kollamak farz olmuş;onun öz evladı sayılma onuruyla ödüllendirilmişsinizdir.

 Böyledir Ganoslar; daha bulunacak ve anlatacak çok hikâyesi var; bizden çok önceleri başlayan, çok sonralara inecek sırlar, hikâyeler ve mitler…

 Güven Serin 


Ganoslar... Mart zamanı;şafak vakti... Bir yerlerde gün
doğarken,bir yerlerde gün batıyor;aynı şey;
biri geceye,diğeri güne süzülüyor;farklı olan budur...


Ganoslar; güney kısımları sıcaklığı anlatırken,
kuzey tepeleri,soğuğu;zıtlığı ve varoluş kanununu
anlatıyor gibi...


Satranç ve şarap;bütün sırları,miktarlarında
gizlidir;Ganosların ölçülü,zarif,nazik halleri
gibi...


Ganoslar;ormanın içinde,gizlenmiş gibi duran
bir çeşme... Şimdi ancak çobanlar biliyor yerini;
Bir de Yunus Usta...Bu dağlara yakışıyor çeşme
ve Yunus Usta.









Hiç yorum yok: