15 Şubat 2016 Pazartesi

HİKMETİN ÖZÜ


Kamera; Güven  İda Dağları


HİKMETİN ÖZÜ

  Psikolog Jordan Peterson yenilikçi ve devrimcileri şöyle açıklıyor;

“Başkalarının hayal edemediği şeyleri hayal edebilme becerisine sahip ve kendi peşin hükümlerini sorgulamaya istekli olmak zorundadır. Aynı zamanda da sorumlu olmalıdırlar. Parlak fikirleri olan ama onları gerçekleştirecek disiplin ve kararlılıktan yoksun olan bir yenilikçi olsa olsa bir hayalperest olabilir.

  Ama en önemlisi, yenilikçilerin geçimsiz olmaları gerekir. Geçimsiz derken itici veya çekilmez demek istemiyorum. Demek istediğim Beş Büyük kişilik envanterinin beşinci boyutu olan ‘uyumluluk’ta yelpazenin en ucunda olmaya meyillidirler. Bunlar sosyal riskler almaya-başkalarının onaylamayabileceği şeyler yapmaya-istekli insanlardır.”

 Şimdi tam da burada FÜSUS OKUMAYA-HİKMETİN ÖZÜNE gelmek istiyorum. Ömer Tuğrul İnançer yaptığı çıkışlarla, kadın üzerine ortaya koyduğu felsefesiyle gündeme gelirken, aynı zamanda son açıklaması FÜSUS üzerine olmuştur.

  İnançer bir İslam bilginiyse, hikmetin özünü anlamışsa ve son açıklamasında;

“ Namaz kılmayan, oruç tutmayan Füsus-ül Hikem’i anlayamaz” diyor. Füsus –ül Hikem’in bilinen karşılığı, Hikmetin Özüdür. Yazarı İbn’ül Arababi.

 Nedir Hikmet?

1-Bilgelik
2-Allahın insanlarca anlaşılmayan amacı
3-Gizli Sebep
4-Öğüt Verici Söz
5-Eski dilde fizik
6-Eski dilde felsefe anlamına gelir

 Köken olarak sağlam olmak, sağlam durmak anlamına da geliyor.

 Engin tasavvuf bilgisi, güçlü hatip olarak bilinen Ömer Tuğrul İnançer kadınlar üzerine çıkışları daha da şaşırtıyor insanı;

“ Ekonomik hürriyet aldatmacadır. Çalışan kadın yuvasını dağıtıyor. Hamile kadının sokakta gezmesi doğru değil.” Gibi çıkışlarla hikmetin özüne dair neler vermek istiyor alabilir? Yaksa, gelişen dünya, ilerleyen uygarlıklar karşısında İnançer halen kendisini sorgulamayıp, yaratıcının öze dair sunduğu, gerçek ve tek bilginin onun tarafından yollanan kitaplarda olduğunu unutup, kendi hissiyatı, bize aktarılan kalıpların etkisi altında mı kalıyor!

 Kadın çalışmaz, ekonomik özgürlük bir aldatmaca diyen engin tasavvuf bilgisi sahibi Ömer İnançer’e “ sizin kızınız da çalışıyor” dendiği vakit ;  “kızım da olsa kimsenin haysiyetine karışmam” diye yorum yapıyor.

 Düşünmeden edemiyorum; değişen dünya ile birlikte değişen insan ihtiyaçlarını karşılamak için insanın kendisiyle ters düşmeyeceği yorumların, inançların peşinde hikmete inanmış bir şekilde olması, sadece oruç tutmak veya namaz kılmakla yeterli bir seviyeye çıkıyor mu?

 İnançların hür bir ortamda yapılması, yaratıcının engin affediciliğinin bilinmesine rağmen, insan inçin yaratıcının yerine geçme cesareti gösterip, öfkesine, gururuna, taşkın davranışlarına öncülük yapar?

 Edebiyatın Pervasız Pertavsız olarak köşesinde bir alim onuru içinde, edebi, sosyoloji, felsefe ve sanat alanında üretimleriyle varlığını devam ettiren Enis Batur, Ömer Tuğrul İnançer’in İbn’ül Arabi’nin Füsus-ül Hikem’i –Hikmetin Özü eseri için söylediği sözü, edebiyatın, felsefenin ışığı altında değerlendiriyor;

 “ İbn’ül Arabî’ye geldiğinde parladı birden; Namaz kılmayan, oruç tutmayan Fusus-ül Hikem’i anlayamaz!

  Ne dediğini anlamıyor değilim İnançer’in, beni tedirgin eden dediğini deme biçimi. Cümledeki mantık sağlam mı acaba? Namaz kılan, oruç tutan herkes Füsus’u anlayamayacağına göre, ölçüyü öyle koymak akla yatkın değil.”

 İbn’ül Arabî zaferde Sebte kendinde rastladığı hocası İbnü’s Saig’ten aktarır;

“ Dünyayı def ve flüt ile yiyip bitirmek, benim indimde din ile yiyip bitirmekten daha iyidir. Elinden geldiği kadar dince lanet etmekten kaçın.”

 Muhyiddin İbnü’l-Arabî; “ Bir bilgiyi hikmet kılan ondaki yönlendirici ve hükmedici niteliktir. Gerçek anlamda hâkim, hikmetin bilgisine sahip olmakla kalmayıp bu bilgiyi kullanan ve onunla hükmedendir. Her şeyin hakkını vermek, her şeyi yerli yerine koymak hikmet gereğidir.


 Güven Serin 

2 yorum:

Asi Ve Mavi dedi ki...

Fikir namusu hakikati aramaktan vazgeçmez dostum, kaldı ki rahat bir vicdan, namus ve erdem ancak ''namusu kadın cinselliğine bağlayan anlayıştan'' çıkardığımız da korunabilir.
Çünkü, herkesin "bir" ve "eşit" olduğunu anlayamayan insanlar, namusu cinsellikle tarif ederler.
Buda vicdanı,yardım severliği, iyiliği ve ahlakı yok saymak değilde nedir ? Hikmetin özüne , özünde olmayan estetikle kılıf bulanların hayrıda şerdir..

Olcay Kasımoğlu

GÜVEN SERİN dedi ki...



Teşekkür ederim...