Kamera; Güven Ganoslar-Tekirdağ
Dalları çatırdata çıtırdata yanıyor ateş. Rüzgar,
toprağı havalandıra havalandıra esiyor. İnsan,
hücrelere dokuna dokuna düşünüyor;var oluşun
insanlık hallerini...
KAZI ÇALIŞMASI
Çok sevdiğim bir
dostum çantasında bir şey ararken; “ kazı çalışmasına başladım” diyerek
gülümsememe neden oluyor. Gerçekten de çantalarımız, çekmecelerimiz,
dolaplarımız kazı alanları gibidir; aradığımız bir şeyi bulmakta zorlanıp, epey
emek harcamamız gerekiyor. Belki de insan denen canlının bitmeyen arayışının
küçük denemeleri en yakınımızda bulunan çantalarımız, dolaplarımız-dır; kim
bilir?
Yakın zaman önce
gezdiğim tarihi alanlarımız; antik kentlerimiz de yapılan kazı çalışmaları sayesinde
bulunmuştur. Arkeolojinin vazgeçilmezidir kazılar. Toprağın altına gömülen
yüzyıllar öncesinin uygarlık izleri; bilginin, inanmış olmanın ve geçmişe olan
borcumuzun ödenme arzularıyla çıkarlar ortaya.
Neredeyse 150 yıldır
kazılan ve sadece çok küçük bölümü ortaya çıkmış Efes Antik Kenti de, Bergama
da, Perge de, İzmir Agora da, Assos da bu inanmışlığın, geçmişe olan saygının,
ülke turizmine, dünya tarihine yapacağımız önemli katkıların birleşmesi sonucu
doğarlar.
Efes Antik Kendi
yılda 1,5 milyon insanı ağırlıyor. Bu insanların Kuşadası ve Selçuk, İzmir
bölgesine yaptıkları ekonomi ve kültürel katkının önemini çok hassas ölçümlerle
ortaya çıkarta biliriz. Turizm bir ülkenin gelişmesine en büyük katkıyı yaptığı
gün gibi, güneş gibi ortadadır…
Şehri Tekirdağ'ımız
gecelerin yalnızlığını, ticaretin durgunluğunu, esnafın gülmezliğini yaşıyorsa, turizmine vermediği önemin en hakiki bedelini ödüyor olmasındandır.
Sadece Tekirdağ şehri değil, birçok şehrimiz bu kaybedişin farkına bile
varmadan can çekişme mutluluklarını çelişkilerle birlikte çığlık atarak
kutluyorlar.
İnsan denen canlının
da antik kentler gibi kazılıp ortaya çıkartılmaya ihtiyacı vardır. Beynimizin
ve hücrelerimizin milyonluk, hatta milyarlık miraslarına evrenin sonsuzluğu
kadar sonsuz şeyler gizlidir. Bu gizemleri ortaya çıkartacak en büyük arkeolog
insanın kendisidir.
Nasıl ki toprağın
altında çok önemli geçmişe ve yaşanmışlıklara ışık tutacak, bilinmeyenlere
cevap olacak uygarlıkları ağır ağır; zahmetli ve heyecan içinde ortaya
çıkartmanın müjdesi veriliyorsa, insanın da içindeki, o derin ruhundaki
güzellikleri ortaya çıkartmak için büyük emekler, zahmetler, görgü ve öğretiler
gereklidir.
Bir arkeolog
inanmışlığı ile kendi kazınızda, kazı alanınıza sokulmanın heyecanını yaşayın
lütfen. Kendinizden korkmayın! Tıpkı, arkadaşımın çantasında bir şeyi ararken
yaptığı gibi; “şimdi kazı çalışmasına başlıyorum” gülümsemesi ile
çalışmalarınıza başlayın. Her sabah olmasa da haftanın birkaç günü şafak
vaktini keşfedin. Günün, geceden süzülen tazeliğini, güne başlamış telaşlı
kedileri, köpekleri, kargaları, kumruları bakan gözler ile görün…
Yürüdüğünüz sokakları,
sokakların kenarında yaşam mücadelesi veren ağaçları; mevsimlerin önünde
gerçekleştirdikleri değişim töreninin izlemenin onurunu kendinize hediye edin.
Ve yaşadığımız şehirlerin gürültü kirliliğine, solmuş insan yüzlerine,
tekrarlanan ölü günlerin bizi nasıl öldürdüğüne tanıklık edip o esas ürpertiyi
yaşayıp, kendi kazı alanınızda belki sadece kendinize; kim bilir belki de
insanlığa armağan edeceğiniz eserlerin kazısına başlayın; bir kitabın, bir
sinemanın, bir dostla sohbetin, küçük bir kasabaya, kente yapacağınız
seyahatin, bir çocuğun, yaşlı bir kimsenin elini tutup, dokunacağınız,
öpeceğiniz, kokacağınız kazı alanınıza sevgiliye koşar gibi koşun;
tökezlemekten, kirlenmekten, kaybetmekten, üşümekten, yorulmaktan,
eleştirilmekten korkmadan; kendi onurlu kazınızda başlayıp, yaşama hediye
edilecek eserlerin toprak altından ağır ağır çıkışına tanıklık edin…
Güven Serin
2 yorum:
Yılmadan, usanmadan, inançla yapılan her kazıda, ilham veren yepyeni yolların içine girerken bulur insan kendisini!. Aynı çukurları eşelemek yerine, yeni yollarda yürümek heyecan verir.. Adım adım ilerlerken, yepyeni bir eserin doğumuna da şahit olur!.
Böyle bir arkeoloğun;
Ortaya çıkartacağı eserinin çok ses getireceğine ve başarılı olacağına yürekten inanırım..
Kalemim kaleminin önünde reverans işareti yaptı bilesin.)bu güzel ve anlamlı yazı için teşekkürler Sevgili Güven..
Günaydın Esin. Gerçekten de yılmadan,usanmadan ve inanmış olarak;tabiata,evrene ve o muhteşem değişime...
Hassas ruhunun yüksek teşekkürü için ayrıca teşekkürü borç biliyorum...
Yorum Gönder