Kamera; Aziz Öğretmen
Yaşam dedikleri büyük tiyatro;sahne bir var bir yok;
kıt olan insan, bol olan sürüler ve kendini bulmaktan
korkan irade... Kuyruğu kıstırılmış bir hayvan gibi
dövünüyoruz; bize , bilinçaltımıza çakılan bir sürü
serseriliği "ahlak-gelenek" gibi taklit ederek azap
çekiyoruz.
MELUN
Ülkemizde, son
yıllarda bilime, müziğe, farklı düşünmeye ve eğlenceye “melun” sözcüğü gibi
bakılmaya başlandı. Belki de bu çevreler hükumetin aldığı kararlar, atadığı
insanlar sayesinde var olan kısılmış sesler, artık korkmadan haykırıyorlar;
Melun; Tanrı tarafından lanetlenmiş olan…
Fazıl Say, dünya
çapında alkışlar, takdirler alan sanatçımız iken, hükumet ona nasıl haddini
bildireceğinin muhteşem planları peşinde. Zaten, son zamanlarda “had
bildirmek-hesap sormak” modadan öte kültürleştirmek anlayışı içinde yol alıyor.
Belki, kanunlaşır da…
Zeynep Oral kendi
köşesinde sanata ve sanatçıya verdiği desteği takdir ediyorum. Fazıl Say için
yazmış olduğu, yaşamın içinden yaptığı alıntılar aklı ve vicdanı olan her insan
için muhteşem derecede düşündürücüdür;
“ Akit gazetesinin tehditleri karşısında Fazıl Say ne mi
yapıyor?
Söyleyeyim; İki gün
önce Bayreuth festivalinde resital. Festivalin Wagner’in 200. yıldönümü için
ona sipariş verdiği eseri ilk kez çalıyor. Bestenin adı “ Nietzche and Wagner”
…
Bitmedi; Dün akşam
Rheingau Müzik Festivali’nde (Almanya) resital veriyor ve Festival Ödülü’nü
alıyor…
Bitmedi; Ağustosun
ilk haftası Menton Festivali’nde (Fransa) Stuttgart Oda Orkestrası’yla konser…
Mozart 21. Konçerto ve kendi bestesi; “ Goethe – Divan Şarkıları”
Kimse kendi kendini
kandırmasın dostlarım; ihtiyaçlarımız karşılanırken batının en son buluşlarını
en tutucular en önde sahiplenirken, batı tarzı müzikten eğlenceye, elbet
bilime, düşünceye yönelirken ise neredeyse “melun” ilan ediliyorlar…
Geçmiş ile övünmeyi
bilenlerin, özellikle Osmanlı İmparatorluğunu insan aklı ile ilimin sonsuz
duyarlı ışığı ile irdeleme gibi dertleri yok. Matbaanın geç gelişini, kurulan
rasathanenin yıktırılışı, çürümenin, yok oluşun nedenlerini araştırmak gibi
düşünceleri hiçbir zaman olmadı; onlar, mehter müziğinin şanlı ilerleyişi ile
yola devam ediyorlar; ama batının liderliğinde; ne yaman çelişki…
Bazı din adamları
müzik hakkında fetva vermeye başladı; müziğin yersiz, gereksiz ve yanlış
olduğuna dair… Bazıları ise nasıl ve ne şekilde müzik yapılacağının
açıklamasını yapıyor…
Ali’nin, Ethem’in ve
diğer gençlerin katilleri nerede? Sayın Öcalan’ı düşündükleri, önemsedikleri
kadar ölen, gözleri çıkartılan, yaralanan insanların hakkı, hukuku, acıları
düşünülmedi?
Bilimsel
araştırmalarda ağırlıklı olarak öne çıkan ülkeler arasında ülkemizin ismi
geçmiyor. Yakınlarında bile değil… İlk 200 üniversite arasında bilimsel makale
yayımlamada ülkemiz yine yok…
Nature Dergisinde
yayın yapan en iyi 200 üniversite içinde hiçbir Türk Üniversitesi yok.
GSMH’den ARGE’ye
Aktarılan Katkı; ülkelere göre dağılım sırası yok denecek kadar az. Suudi
Arabistan ise hemen bizden sonra, aynı azlık içinde yola devam ediyor. ARGE’ye,
gençliğine yatırım yapmayan ülkelerin köleliği, iç karışıklığı, yetersizliği,
zalimlerin mazlumları ezdiği gün gibi ortadayken, bütün gün, hak ve adaletten,
inançtan, iyilikten, kardeşlikten söz etmek hangi yüksek inanç ve sevginin
işidir anlamakta zorlanıyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder