Salvador Dali- İlahi Komedya - İstanbul
CANIM İSTİKRAR
Uzun zamandır bu
sorunun cevabını arıyorum. Bazı konularda (politik, sosyal ) ciddi fikir
ayrılıkları içinde olduğum, can sıkıcı tartışmalara girdiğim arkadaşıma niye
katlanıyorum? Akla yakın, felsefeme uygun, öteden beri inandığım cevaplarım
var;
Renkleri seviyorum… Yüzeyden öte derinleri merak eden
karakter yapım, faydaya dönük insanların daha fazla sabır ile dinlenip onlara
saygı gösterilmesine inanmış olmam… Bütün bunlar hepsi mantıklı bir açıklamanın
ürünleridir. Ama bir türlü tatmin olmuyordum. Sonra, aradığım o muhteşem cevabı
buldum; İSTİKRAR!
Arkadaşımı ne zaman
aradıysam, özellikle ikimizin de severek yaptığı tabiat ile buluşmalar adına
çıktığımız dere, tepe, dağ vadi yolculuklarına her an hazır olması, binlerce
saate yayılan ve kaybolmuşluğumuzu satrancın akıl, düşünce dolu hamleleriyle
kutsama törenlerine her aradığımda koşarak gelmesi; bir insanın önem ve değer
verdiği konulara ne kadar sadık ve istikrarlı olduğunun da gerçeğidir…
Bilim de aynı
istikrarı sever. Felsefe de, sanatta… İnsanlığın nesilden nesle aktardığı
türkülerde de, şarkılarda da, yemeklerinde, örgülerinde, nakışlarında da
istikrar vardır…
Bilim ve Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Nihat Ergün sanayiciyi eleştiriyor. Sebebi ise geçen yıl
TÜBİTAK bütçesinden ARGE yapacak firmalara destek ayrılmış. Ayrılan bu desteğin
bir bölümü iade ediliyor. Bunun üzerine Bakan Nihat Ergün;
“ Ya bilmiyor, ya nitelikle proje hazırlama eksiği var ya da
başvurulmuyor. Bu fonları kullanacak üniversite, sanayici, işbirliği projesi arıyoruz.”
Diyorlar.
Yılda beş bin kişi
öldüğü kazaları, çocuk yaşında evlendirilen kızları, doğuda bitmeyen o büyük
sömürünün göçünü sorgulayıp akıl ile bilime, mühendisliğe teslim etmediğimiz
gibi şimdi de “para var ama kullanan yok!” sitemlerini gökyüzüne haykırıyoruz.
Neden? Niçin?
Bakanın sitemine en
güzel cevaplardan birisini Müfit Akyos veriyor;
“ Bütün ilginin ticarette, faizde, sıcak parada ‘yık-yap-sat
ta’ HES’ler gibi faaliyetlere odaklanmış bir ülkede ARGE, teknoloji ve yenilikçi
ürün geliştirme işi neden yapılsın ki? Hangi ortamda ARGE yapılır? Ancak doğru
sorular sorulursa doğru yanıt bulunabilir.
Makinenin bir ucundan
parayı vereceksin, diğer ucundan ARGE çıkacak! Dünyada henüz böyle bir
teknoloji gelişmedi. Hem ne kadar fonlanırsa fonlansın ARGE yapacaklar önce
‘huzur’ ister; düşünen, sorgulayan, eleştiren yaratıcı insanlarına saygı
gösterilmesini ve değer verilmesini ister. Gazsız temiz bir hava ister.”
Görünen o ki,
arkadaşlıklar da, kurumlar, şirketler gibi akıl süzgecinden, yüksek insan
bedeninden süzülen bin bir türle emeğin gözleminde ve desteğinde yücelir,
devamlılık oluşturur.
Geri kalmışlığı,
büyük göçlerin korkunç acılarını, dramlarını ve bizi yok edecek yersiz,
gereksiz tüketimleri sorgulamıyor oluşumuz, üretimin esas ve kalıcı olanına
destek vermeyişimiz çok acı sonlara da tanıklık edeceğimizin habercisi gibi.
En önemli stratejik
teknolojiler, enerjiler, patentler dışa bağımlılığımızın görkemli gerçeği
haline gelmiş durumda. Tıp ürünlerinden tutun da, elektrik, doğal gaz, savaş
araçlarına kadar…
Cumhuriyetin ana
felsefesinde de istikrar vardı. O yüzden savaşımız biter bitmez, ekonomik,
sosyal savaşı başlattı Mustafa Kemal. Hiç durmaksızın, bir dakika, ,bir saniye
bile ziyan edilmeden, on beş yılda viran bir halden şahlanacak bir hale
gelmenin yüksek atlayışı çok iyi bilinmeli.
2 yorum:
fotoğraf ve yazı paylaşımlarınızdaki istikrar sizi bu yazıyla bütünleştirmiş adeta...
beğenerek izliyorum, teşekkürler
Teşekkür ederim;saygıyla...
Yorum Gönder