4 Eylül 2025 Perşembe

AKÇEŞME İNSANLARI

 




             AKÇEŞME İNSANLARI:

KÜLTÜRÜN, MUHABBETİN VE MESAFENİN İNCE HİKÂYESİ

Bir mahallenin ruhunu en çok nerede görürüz? Kimi için bu bir pazaryeridir, kimi için cami havlusu, kimi içinse mahalle kıraathanesi. Süleymanpaşa’nın Akçeşme bölgesi, işte tam da bu ruhu taşıyan bir yer. Trakya’nın kendine özgü samimiyetiyle yoğrulmuş ama Anadolu’nun her köşesinden göç alarak zenginleşmiş bir muhit burası.

 Dün akşam Akçeşme’nin geniş kaldırımlarında yürürken yolum Sabuncu Kıraathanesi’ne düştü. Daha kıraathaneye varmadan Yaşar’a rastladım. Selamlaştık, hal hatır sorduk.”Bir çay içelim,” dediğimde; “Ben gelemem, orada filanca kişiyle konuşmuyorum,” diye yanıtladı. İşte Akçeşme insanının zarafeti burada saklıdır. Kırgınlığını yüksek sesle haykırmaz, kavgasını topluma taşımaz. Sessizce mesafe koyar. Hem kendisini, hem de karşısındakini incitmeden, “zaman” a bırakır her şeyi.

 Kıraathaneye girdiğimde masalarda oyunlar oynanıyor, kahkahalar yükseliyordu. Selamlaştığım herkesin gözünde aynı ışık vardı: Hayata tutunmanın ve umudu diri tutma ışığı. Ahmet’in, Bayram’ın, Erdinç Bey’in, Âdem Bey’in tebessümleri bu semtin gülen yüzü gibiydi.

 Erdal Sabuncu ile sohbete oturunca konu bir anda mahalleye dair dertlere geldi. Sporun gençlere kazandıracağı disiplin, temiz parkların özlemi, sokakların daha düzenli olması gerekliliği… Erdal yalnızca bir esnaf değil. Yaşadığı yere kök salmış, semtin her taşına, her ağacına kendi emeğini koymuş bir gönül insanı. Onun bu çabası, Akçeşme’nin geleceği için bir umut kaynağı.

 Hüseyin’in yan masadan selamı, Kemal’in tiyatro sahnesinden çıkıp gelmiş gibi hayat dolu mizahı… Çaylarımızla birlikte sadece sohbet etmedik, aynı zamanda Akçeşme’nin kültürel mirasını yudumladık. Burada bir bardak çay, sadece içecek değil; bir hikâye, bir paylaşım ve bir gönül köprüsü.

 Akçeşme insanı böyledir işte: Alçakgönüllü, mesafeyi de muhabbeti de ince bir ayarla kurar. Bu yüzden Akçeşme, yalnız bir semt değil, yaşamın, dostluğun, kültürün ve insanlığın kendisidir.

 Akçeşme’ye bir şair uğrarsa ve kalemi eline alıp bir şeyler yazmak isterse acaba ne yazar? O şaire, o yazara hadi diyelim o zaman:

 “Bir caddede, bir sokakta selam yükselir

Bir bardakta muhabbet demlenir

Kırgınlık bile incitmez burada

Çünkü Akçeşme’de gönül yenilenir.”

 Bu konuşmalardan, sohbetten sonra bir çağrı yapalım, şehri önemeysen, kalbinde şehir sevgisi olan yöneticilere: Bütün bu güzelliklerin yanında, Akçeşme’nin ihmal edilmiş yanları da vardır. Burada bulunan Çanakkale Şehitler Anıtı, sadece Süleymanpaşa için değil, tüm ülke için değer taşıyan bir mirastır. Fakat hak ettiği ilgiyi görmemektedir. Bu anıt, bu anıtın etrafında yatan Çanakkale şehitlerinin aziz ruhları, sadece şehir turizmine değil, ülke turizmine kazandırılmalıdır.

 Aynı şekilde Akçeşme’nin yeşil alanları, parları, dinlenme yerleri yetersizdir. Zamanında bu konuda sözler verilmişti; peki neden tutulmaz?

 Akçeşme insanı, muhabbetiyle, kültürüyle, çalışkanlığıyla bu ilgiyi fazlasıyla hak ediyor. Şimdi sıra idarecilerde: Bu mahalleye verdikleri değeri sadece sözle değil, icraatla göstermeliler.

 Güven SERİN 


 

 

 

 

 






Hiç yorum yok: