19 Temmuz 2025 Cumartesi

MÜNİR SATKIN

 


Kamera; Güven 

                   TEKİRDA’IN KAYBOLAN ve YAŞAYAN DEĞERLERİ

    Tekirdağ’ın sokaklarında, dükkânlarında ve insanlarının anılarında sabırla ve adanmışlıkta geçen kırk yıllık bir emeğin meyvesi olan iki eser, şehrin kültürel mirasına ders niteliğinde bir armağan olarak sunuldu. Araştırmacı-yazar öğretmen Münir Satkın’ın son yayımladığı “Tekirdağ Geleneksel Meslek Hikâyeleri” ve “Tekirdağ Kültürel Hikâyeleri” adlı eserleri, okurlarını Tekirdağ’ın zaman tünelinde derin ve anlamlı bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kitaplar, sadece bir şehrin değil, o şehre ruhunu veren esnafın, zanaatkârın ve onların yarattığı markaların ölümsüzleştiği birer anıt niteliğini taşıyor.

   Münir Satkın, bir öğretmen sabrıyla yıllar boyu dinlediği, not aldığı araştırdığı hikâyeleri bir araya getirerek Tekirdağ’ın sosyal ve kültürel dokusunu ilmek ilmek işliyor. Onun bu titiz çalışması, bir kentin kaderiyle bütünleşmiş mesleklerin ve bu mesleklere kimlik kazandıran ustaların unutulmaya yüz tutmuş öykülerini gün yüzüne çıkarıyor. Satkın’ın kaleminden dökülenler, sadece nostaljik-özlemli bir açıklama değil, aynı zamanda Tekirdağ’ın ticari ve sosyal hayatına yön vermiş,”marka olmuş” esnafın onurlandırıldığı bir vefa duyurusudur.

  “Tekirdağ Geleneksel Hikâyeleri” ve “Tekirdağ Kültürel Hikâyeleri”nin sayfalarını araladığınızda, Tekirdağ’ın yakın tarihine damga vurmuş mekânlar ve simalarla karşılaşıyorsunuz. Bir zamanların önemli yeri Dut Limanı ve gizemli Sütlüce Manastırı’nın fısıltıları, Ellinci Yıl Çay Bahçesi’nin ve İnci Boncuk Gazinosu’nun neşeli anıları, Sarı Köşk’ün zarif silueti-duruşu ve Saat Kulesi’nin zamana tanıklığı bu eserlerde yeniden canlanıyor.

   Hoca Veli Sokak, Arnavut kaldırımlarda yürürken, bir berberin anılarında kayboluyor, bir bakkalın veresiye defterindeki insan hikâyelerine tanıklık ediyorsunuz. Kitaplar, bizi Liman Çay Bahçesi’nin iğde kokulu serinliğine, Merdivenli Park’ın basamaklarına ve Mürefte Postası’nın getirdiği haberlerin heyecanına ortak ediyor. TARSAL Tesisleri’nin ve iskeleye yanaşan vapurların şehirdeki izleri, kaz avı maceraları, çobanların doğayla iç içe yaşamları, ayakkabıcıların, marangozların, demircilerin çekiç sesleri ve eski meyhanelerin duvarlarına sinmiş sohbetler, Satkın’ın özenli anlatımıyla adeta yeniden yaşanıyor.

   Bu eserler, Mavi Köşe gibi sembol mekânlardan, Tekirdağ’ın meşhur Kiraz Festivali’nin coşkusuna kadar şehrin kolektif hafızasını oluşturan her parçayı titizlikle bir araya getiriyor. Yazar, sadece meslekleri ve mekânları değil, o mesleklere ve mekânlara can veren, onlara marka değeri katan insanların öykülerini de aktararak, Tekirdağ’ın insan odaklı tarihini gözler önüne seriyor.

   Münir Satkın, bir öğretmen olarak başladığı hizmetini, bir yazar ve şehir tarihçisi olarak taçlandırmıştır. Onun bu paha biçilmez çabası, Tekirdağ’ın esnaf ve zanaatkârlarının, yani bu şehrin bel kemiğini oluşturan emekçi insanlarının onurlandırılmasıdır. Her biri kendi alanında birer marka olmuş bu ustaların hikâyeleri, gelecek nesillere sadece bir mesleğin inceliklerini değil, aynı zamanda dürüstlüğünü, çalışkanlığını ve bir şehre ait olmanın ne anlama geldiğini de anlatacak birer ders niteliğindedir.

  Münir Satkın öğretmenimizi ve değerli yazarımızı, Tekirdağ’ın kültürel kimliğine yaptığı bu eşsiz katkıdan dolayı gönülden kutluyoruz. Onun eserleri, Tekirdağ’ın havasıyla, suyuyla, toprağıyla ve insanıyla kader birliği yapmış tüm değerlerin bir araya geldiği, ölümsüz bir kaynak olarak kütüphanelerdeki ve gönüllerdeki en müstesna yerini alacaktır. Bu eserler, Tekirdağ’ın vefakâr esnafına ve onların unutulmaz hikâyelerine yakılmış birer şükran meşalesidir.

 Güven SERİN 






Hiç yorum yok: