14 Nisan 2025 Pazartesi

TEKİRDAĞ'IN ARKELOJİ MÜZESİ VAR

 

KAMERA, GÜVEN

ARKEOLOJİ MÜZESİ BAHÇESİ

ALİ IŞIKGÖR,KENAN OFLAZ,MEHMET AKİF IŞIN
GÜVEN SERİN


                                       TEKİRDAĞ’IN ARKEOLOJİ MÜZESİ VAR

 ( Mehmet Akif Işın Öncülüğünde Bir Gezi )

   Müzelerin ve sergilerin iyileştirici etkisi olduğunu Dünya Sağlık Örgütü açıkladı. Kurumların açıklamalarına, duyurularına, çağrılarına veya teşviklerine her zaman minnet duyduğumu ifade etmek isterim.

   Fakat esas çağrı kendi içimizden ve irademizden gelmiyorsa bilin ki taşıma suyla dönmeyecek değirmen gibi, bir orada, bir burada çare arayan, yörüngeden çıkmış bir gezegen gibi uçsuz evrende sürüklenen bir cisim gibi sürüklene ihtimalimiz hep var.

  Mehmet Akif Işın kim deseniz: -Tekirdağ’a hizmet etmeye her zaman hazır isimlerden birisi, eski müze müdürü olmaktan öte kültürel bir miras veya etkinlik adına ne zaman arasanız veya çağırsanız en önde gelenlerden birisidir;  Mehmet Akif Işın…

  Geçtiğimiz günlerde daha önce gitmiş olduğumuz gibi yine Tekirdağ Arkeoloji Müzesi ziyareti planı yaptık. Yaptık yapmasına ama gideceğimiz günü ben unutsam da, telefonun ucunda beni arayan ses; Mehmet Akif Işın unutmamıştı.

—Saat kaçta buluşacağız? Ve nerede buluşalım? Eski müze müdürümüz Mehmet Akif Işın’ın sesi aslında kültürel dünyaların, öyküsü tam olarak anlatılmamış, yerin derinliklerinde saklanan kültür hazinelerimizin de sesi ve soluğu gibiydi.

   Planladığımız saatte Tekirdağ Arkeoloji Müzesi önünde buluşmaya gittim. Bir sürpriz ile karşılaştım ve çok sevindim. Mehmet Akif Işın, Tekirdağ’ın bir başka değerli ve kent sevdalısı insanlarımızı; Kenan Oflaz ve Ali Işıkgör’ü de davet etmiş.

   Müzelerin ve sergilerin derinliklerine inmek ve güncel olana, yaşamın kendisine davet etmek adına insan birliktelikleri-sosyallikleri çok değerli… Eski Tekirdağ İl Kültür Müdürü Kenan Oflaz, eski Müze Müdürü Mehmet Akif Işın ve tarihçimiz Ali Işıkgör müze içindeki tarih yolculuğuna başladık.

   Neredeyse 100 yaşında bir tarihi mekânın içine sinmiş yüzlerce, binlerce yıllık zamanın gerisinden bugüne, zaman yolculuğuna çıkmış her önemli eserin önünde durup, Mehmet Akif Işın’ın yapmış olduğu gönüllü rehberlik bilgileri karşısında şaşkına döndük.

   O günün marifetli Trak kültürlerinin, medeniyetlerinin ulaşmış oldukları zanaat ve sanat eserleri, öyküleriyle birlikte önümüzdeydiler. Her sözcük eserle birleşip, adeta ruhumuza süzülmeye başladı.

   Mehmet Akif Işın anlatırken bir yandan Ali Işıkgör, diğer taraftan Kenan Oflaz bildiklerini paylaşıyor, merak ettiklerini soruyorlar. Doğal olarak, her soru bilgiyle, heyecanla cevaplanınca planlanan ve hedeflenen kültürel ve sosyal süreç başlamış oluyor.

   Müzelerin içlerini sevdiğim kadar ön, arka, yan bahçelerini de seviyorum. Belki de bu sevgiyi, Ayasofya ve İstanbul Arkeoloji müze bahçelerinde müzeleri gezdikten sonra uzun uzun oturan, gezdiklerini, gördüklerini konuşan, tartışan turistlerden etkilenip de sonradan geliştirdiğim, benimsediğim bir duygudur…

  Tekirdağ Arkeoloji Müzesi bahçeleri de sevilecek gezilecek bir yer. Her ne kadar, Mehmet Akif Işın’ın müdürlüğünden sonraki pırıltılar eksik kalmış, bahçelerin bakımı ihmal edilmiş olsa da gezilmeye, durup oradaki müze bahçesinin, biraz ötedeki sahilin kokularını içimize çekmek de ayrıcalık…

  Bahçenin düzenlemesinde de Mehmet Akif Işın’ın imzası, emekleri var. En köşedeki erik ağacının aşılanması, müze yakınındaki bahçede bulunan ayva ağacının aşılanması ve müze bahçelerine ayrı bir orman, yeşillik neşesi katan şimşir ağaçları, öyküleriyle birlikte daha anlam kazanıyor…

  Tekirdağ Arkeoloji Müzesi salonları ve bahçeleri gezildikten sonra Mehmet Akif Işın’ın davetiyle ve müze görevlilerinin çay kahve ikramlarıyla, müze programımıza üçüncü zenginlik katılmış oldu. Bir saat; sadece çay ve yudumlamadık! Yaşları ve heyecanları çok fazla olan müze görevlileriyle de tanıştık. Yeni gelen müze müdürümüze ayaküstü de olsa “Başarılar” diledik. Kayıp zamanların hazinelerine, öykülerine gelip heyecanla, dolaştığımız, gördüğümüz eserlerin tekrar tekrar yorumlamalarıyla ve Ali Işıgör’ün uzun, anlamlı tarih bilgisi, görgüsüyle 57.Alay öyküsüne, Çanakkale Gelibolu destanlarına ve Truva uygarlığına kadar uzandık…

  Meşhur bir söz vardır ya; “ Ölmeden önce gezilecek görülecek yüz şeyden birisi; Arkeoloji Müzeleri” dir. Dinleyerek, anlayarak, ruhunuzla dokunarak olabilirse, yakınınızda gönüllü aydınlar varsa ve sizlere bir sorup on anlatıyorlarsa; neşeniz, öğrenme zenginliğiniz daim olsun, derim; yurttaşlar, arkadaşlar ve dostlar…

 Güven SERİN 


 

 

  








Hiç yorum yok: