24 Şubat 2025 Pazartesi

ÇOCUKLAR ve MÜZİĞE ADANMIŞ BİR KALP

 

İNTERNET

                       ÇOCUKLARA ve MÜZİĞE ADANMIŞ BİR KALP

  ( Müzik: Hayat )

   O’na sahnelerde alkışlar eşliğinde MAESTRO diye sesleniyor, kalbi çocuk ve müzik sevgisiyle dolmuş taşmış insanlar…

   Kadim milletimizin insanları çocuğu büyük bir hoşgörü içinde tutarlardı. Evde iyi bir tat, lezzetli ama az bir şey olduğu zaman; “ Çocuklar yesin” diyerek fedakârlık yapmanın gönüllü tarafında, eşsiz bir gelecek hayaliyle yaşarlardı.

   Türkiye’den neredeyse 11 Bin km uzakta bir ülke; Venezuella’da doğmuş, yaşamış ve kendisini çocuklara, müziğe adamış bir sanatçıdan söz etmeyi çocuklarımızın geleceği adına borç biliyorum.

   Jose Antonio Abreu Anselmi, yaşamı boyunca müzik ve çocuklara müziği sevdirmenin yanında ülkesinin yoksul kesiminde ama müziğe ilgi ve yeteneği olan 150 Bin çocuğa kucak açmış, belki de ülkesindeki yüz binlerce insanın umutlarını, hayallerini, yazgısını değiştirme başarısı göstermiş bir insan; Maestro…

   Müziğe bakış açısı çok net; müziğin çocuk ruhuna enerji ve canlılık getireceğine baştan beri inanıyor.Heyecan ve güç veren bir uğraşın,yeteneğin toplumsal güce,faydaya dönüşeceğini de biliyor.

   Yaptığı iş, kurduğu sistem “El Sistema “ müziğin sınırlarını aşıp, toplumsal ve kültürel bir devrimdir. On binlerce insanı talihe küsmüşken, henüz çocuk olduğu halde, çocukluğunu unutmuşken müzik dünyasına çağırmak, bu iş için onların yetenekleri olduğuna inandırmak; muhteşem ve bir o kadar insani bir devrimdir…

   Birlikten kuvvet doğar atasözümüz, Jose Anonio’nun en önemli tercihlerinden sadece birisi. Çocukların birlikte şarkı söylemeye başladığı zaman, yakın bir şekilde var olmanın, başarıya, üstünlüğe giden yolun yolcusu olduklarını düşünüyor.

   Karakterinde olan titizliği, mükemmel denecek kadar disiplinli bir organizasyon ile birleştiriyor. Harmonik bağımlılık-benlik duygusu onun için, kurduğu büyük organizasyon için çok önemlidir. Çocuklar-sesler ve enstrümanlar-çalgı aletleri bir araya gelir. Bu sayede çocukların dayanışma ruhu uyanır. Aynı zamanda kardeşlik duygularının geliştiğini gözler. Kendilerine duydukları güven, inanç artacağını, bu sayede estetik ve ahlaki değerlerin de besleneceğine inanıyor.

   Hangi ülke; “ Geleceği” gözüyle baktığı çocuklarında bu tür duyguların pekişmesi ve aynı zamanda “ Hormonik bağımlılık” kanallarının açılmasını, estetik ve ahlak duygularının gelişmesini istemez? Ama istemek; kuru kuruya, sadece “Düşündüm” oldu şekliyle olur mu? Olmadığını, en iyi eğitimi alan çocuklarımızın bile ilk fırsatta ülke dışına çıkmak, kaçmak için bir yerde ülkelerinden nasıl firar ettiklerini görüyor, izliyor, sadece üzülüyoruz; ne acı bir üzülme biçimi…

   Müziğin vazgeçilmez öneme sahip olduğuna inanan Jose Antonio; “ Duyarlılığı uyandırmak, değerleri biçimlendirmek ve genç nesilleri, başak çocukları da aynı şekilde EĞİTECEK hale getirmek; şarttır. Biz bunu başardık” derken, başarının kalbe, ruha ve zihne yansıyan ışığını görüyoruz…

   Bu programa katılan on binlerce çocuktan bir tanesi şöyle söylüyor:

—Burada geçirdiğim hayattan sonra bana göre; Müzik eşittik; HAYAT… Demesi boşuna değildir. Sadece o değil, binlercesi böyle söylüyor. Yarın yüz binlercesi olacağı bellidir.

  Kuraklığın olduğu her yerde KITLIK başlar. Sadece otlaklarda, tarlalarda, bahçelerde değil; KÜLTÜREL kuraklık kadar tehlikeli bir şey yoktur. Bu yüzden Milli Eğitim ve çocuğa yatırım yapacak SİYASİ anlayış-politikalarımız, çok hızlı bir şekilde hiçbir ayrım gözetmeden böyle programları hızla hayata geçirmelidir. Mecburuz…

   Venezuella’da bur programa katılan çocukların neredeyse tamamı; “ Müzik HAYATTIR” inancı, heyecanı içindeler.

  Maestro’da böyle düşünüyor;  “Her çocuğun, gencin bir hikâyesi var.” Sözlerini her insana taşırsak, kadim milletimizin eşsiz vatanı nasıl olur acaba? Düşünülen, düşleri kurulan CENNET olur mu? Bal gibi olur…

   Tek çare ise her çocuğun, her gencin hikâyelerini önemseyen idarecilerin, politikacıların olması… Öne çıkmaları…

  Sessizce durmak yerine, o ağır kapılar ardında dışarı çıkmaları, lacivert takım elbiseleri ve pahallı makam araçlarına sıkışmadan öne çıkma inancını taşımaları gerekmez mi?

 Güven SERİN 


 

  


Hiç yorum yok: