26 Nisan 2024 Cuma

ÖLÜM DÖŞEĞİNDEKİ HASTALAR

 

İNTERNET

                                      ÖLÜM DÖŞEĞİNDEKİ HASTALAR

      ( Elizabeth Kübler Ross )

    Ölüm sözcüğünü kimse duymak istemese de, yaşamın olduğu her yerde; her daim kol gezer kendisi… Konuşma dilimize de öyle bir yerleşmiştir ki sizi telefonla arayanların ilk sorduğu sorulardan birisidir;

  Ne var ne yok? Ölen kalan var mı?” Uygur dünyanın üniversiteleri, enstitüleri ve buralarda çalışan doktorları ciddi deneylerin, araştırmaların ve emeklerin içine girmişlerdir.

  Bu doktorlardan birisi de Elizabeth Kübler Ross’tur. Ölüm döşeğinde iki bini aşmış hastayı dinlemiş, incelemiş ve arşive geçirmiş bir doktor. Geriye neler bırakmış olabilir?

  Dr.Elizabeth Kübler Ross’un yazıya, kitaplara geçmiş ve artık tüm insanlığa ait düşüncelerinden bir kısmını paylaşmak istiyorum;

“ Tanıdığım güzel insanlar, yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş-romantik ve anarşist-insanlar. Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar.”

   Bu sözcüklerin bütününe kim ne diyebilir? Oluşma sürecinin genişliği, somut ve soyut katkıları düşününce, her insanın apayrı karakter, yetişme biçimlerini de düşünürsek; imbikten çıkacak insanın nasıl bir yolculuk yaptığını veya yapması gerektiğini ancak; dokunan, gören, duyan, dinleyene ve konuşan insan oluşabilir…

   Dr.Elizabeth Kübler Ross, ölüm döşeğinde 2000’den fazla hasta ile birlikte olmuş. Peki, ama bunca deneyim, inanılmaz gözlemler, diyaloglardan geriye ne kalmış olabilir?

  Doğal yollardan ölmekte olan kişiler üzerinde yaptığı gözlemleri beş evreye ayırıyor.2000’den fazla ölüm döşeği hastanın bu beş evresine birlikte bakalım!

1-İnkâr 2-Öfke 3-Pazarlık 4-Umutsuzluk, Depresyon 5-Alışma ve kabullenme davranışları gösteriyorlar. Aynı döşeğin içine girdiğimizde bizlerin de yapacağı davranışlar…

  Yapılan bilimsel çalışmalarda insan, bizler adına çıkan sonuçlar şöyle; herkes ölüme inanır ama kendi öleceğine inanmazmış! Yani bir tür gizli ölümsüzlük hissiyatı… Ne büyük yanılgı ve çaresiz kaçış…

   Ölmekte olan, ölüm döşeğinde bulunan 2000’den fazla hastasıyla yakından ilgilenen, bu çalışmaları sadece akademik açıdan değil, insan özünde bulunan sevgi, merak, dönüşüm için yapan Dr.Elizabeth Kübler;

 “ Yaptığım tek şey, insanların yanına oturup onları dinlemek ve duymaktı!”

   İnsanın en duygu ve duyarlı olduğu hasta döşeğinde yaptığı tek şeyin dinlemek ve duymak olduğunu, isterseniz kendi evlerimizde, çevremizde farklı şekilde yapabiliriz. İyi anlaşamadığımız yaşlı tanıdık, akraba veya genç çocuk torunlarımızla. Onları sadece dinlemek ve duymak, nasıl da değiştirecektir yaşam içindeki yerimizi…

   Bildik mazeret ve şikâyetleri sıralamak isterim sizlere. Tanıdığımız insanlar adına.”Aksi ihtiyar. Bir türlü söz anlatamıyoruz. Gelmiyor… Yanımızda kalmıyor… Yardım almak istemiyor…” Gençler adına da buna benzer bir sürü dert, şikâyet; “ Aklı bir karış havada… Bizim zamanımızda biz öyle miydik? Şöyle, böyle…” Hani dinlemek? Hani duymak? Kendi ölümsüz, hatasız duruşumuz yüzünden kör ve sağır kişileriz…

   Dr.Elizabeth Kübler Ross’un binlerce deneyiminden geriye kalan binlerce onarıcı, var edici, yaşam sevinci oluşturan sözcüklerden bir demetiyle bitiriyorum çalışmamı;

   “ Dünyamızda sınırlı bir zamana sahip olduğumuzu anladığımızda ve son anın geldiğini asla bilmenin bir yolunun bilinmediğini gerçekten bildiğimizde-Her günü tam anlamıyla yaşar ve sadece buna sahip olduğumuzu anlarız.”

Güven SERİN 

 





Hiç yorum yok: