HOŞ GELDİN YENİ YIL: 2024
( Hayvan
Sevgisi )
Sanıyorum hoşluğu, heyecanı, saygı ve sevgiyi hatırlatan bu dileğimiz, ülkemizdeki birçok aile, insan için pek hoşluklar getirmeyecektir…
Nasıl bir ülke haline geldik biz? Neredeyse her gün ölümlerin farklı tutarsızlıkları, korkunç halleri yaşanırken, insanın, hoşluk yolculuğunda “HOŞ” bir ruh içerisinde olması mümkün mü?
Tamam, yine de “Hoş Geldin Yeni Yıl” diyelim, ama neyin hoşluğunu dileyelim? Mesela çiftçiler için neleri isteyelim? Hayvancılığımız için? Emeklilerimiz, işçilerimiz için? Küçük esnaflarımız için? Çalışanlarımız için? Kiralara yetişemeyen, çalıştığının neredeyse yarısını ve düşük maaşlı olanlar neredeyse hepsini kiralara ayırıyorsa; bu hoşluğun seslenişini duyacaklar mı?
Şans oyunları oynanan küçük dükkânın her akşam önünde geçiyorum. Bu küçük dükkânı işleten insanın dışarıya yansıyan tarafı tamamıyla mütevazılık, tebessüm üzerine…
Sürekli etrafta bulunan kedilere, köpeklere, kuşlara yiyecek, su taşımakla meşgul! Ya onun dükkânına hoş zenginlikler aramaya gelenler; özellikle akşam saati, sıraya girenlerin yüzündeki hoş ifade?
Özellikle bu küçük, yaşlı dükkânın yanından geçerken adımlarımı yavaşlatıyorum. Hoş yüz ifadeli insan yüzlerini, duruşlarını görmenin halden hale geçmiş törenine şahitlik ediyorum. Her kupon yatıran, düşlerinde milyonların umutlarını taşıyan bir tebessüm içinde; zannedersiniz; “ A zengin oldu, a olacak bir halde…”
Ne güzel şey değil mi; hoşluğu, birkaç saatliğine yaşayıp sonra yine o büyük hayal kırıklıkları içinde; “ Bir defa ki sefere!” deyip, birkaç gün sonra tekrar aynı şans ritüelini yaşamak…
Oysa şans oyunları oynanan dükkânı işleten kişinin ( Tufan Bey) duruşu, yaşam şekli, zenginlik üzerine değil; kendi kendine yetmek ve etrafındaki canlılar için bir şey yapmak sadeliği, basitliği üzerine kurulu. Onu ne zaman bir kedi besler, bir küçük kediyi severken izlesem, şans oyunları bekleyen yüzlerindeki hoş ifadeler taşıyan insanlardan daha huzurlu bir hal içinde görüyorum.
Neden mi? Çünkü kedilere su, yiyecek taşır, onların başlarını okşarken, onların doğal hallerini izlerken, maddi anlamda zenginliğin düşlerini kurmayı çoktan bırakmış. Belki de reddetmiş… Ya nedir biricik isteği? O manevi hak ediş adımlarının ne kadar değerli-eşsiz ve somut olduğunu biliyor da ondan…
Tamam, yine de hoş düşünceleri, ümitleri ve
dilekleri elden bırakmayarak; “ Hoş geldin yeni yıl:
Hoşluğu kaybetmiş, ailesinde, yuvasında bin bir sorunlar yaşayan, sadece yaşamak için yiyecek bulmaya çalışan insanları hiçbir hoş dilekler yeterince tatmin etmeyecektir…
Hoşluğun kalıcı huzuru; yaşamın her evresini, her rengini, tatlarını diğer insanlar gibi onurlu bir şekilde hak edebilecek, yaşadığı her türlü talihsizliği oturmuş, kök salmış Cumhuriyet kurumlarıyla aşabileceğini bilmek; o ülkenin en talihsiz insanına bile hoş bir umut, ümit olur! Girilecek her yeni yılın başında da, sona erecek her eski yılın son anlarında da, insan ülkesine, değerlerine, benliğine sapasağlam sarılır; hoş umutlar içinde…
Bu debelenme artık sona ermeli.21.yüzyıl, Türkiye Yüzyılı, halen çocuklarımızın açlığı, insanlarımızın evsizliği, öğrencilerin yurt bulamayışı, sürekli değişen Milli Eğitim programları tartışılıyorsa, hoş gitmeyen bir şeyler var demek değil midir?
Hoş geldin yeni yıl: hoş geldin 2024…
Güven SERİN
2 yorum:
Ah bizdeki bu umut etme hâli olmasa...
Her şeye rağmen, tüm iyi insanlar için sağlıklı, huzurlu bir yıl diliyorum.
Teşekkür ediyorum; güzel dilekleriniz için...
Yorum Gönder