2 Ocak 2024 Salı

ANNE ACILARI,TÜM ZAMANLAR HEP AYNIDIR

 

İnternet

              ANNE ACILARI, TÜM ZAMANLARDA HEP AYNIDIR

  Bildik bütün destanların kahramanları ve bu kahramanların da anneleri vardır. İthake kralı Odisseus’un da onu çok seven bir annesi vardır. İsmi Antikleia’dır.Antikleia’yı zamansız öldüren ise evlat acısıdır.

   Oğlu kurnaz Odisseus Truva Savaşı içi yurdu İthake’den çıktığında annesi, babası, oğlu ve soylu karısı sağlıklıydılar. Sevdikleri insanın hemen döneceklerini sanıyorlardı.

   Ne gerçek yaşamda, ne de efsanelerde her şey düzgün gider. Evrenin şaşmaz matematik oyunları ve dengesi, insanın kısıtlı yaşamında, her alanda altüst veya tersyüz olma ihtimali vardır. Destanlar da böyle yüksek, derin ve ağıtların yakıldığı zamanlarda doğarlar; bir daha ölmemek ve yakılan o ağıtları tüm zamanlarda dinletmek için…

  Truva Savaşı 10 yıl sürmüş olsa da, İthake Kralı Odisseus’un 10 yılı da deniz tanrısı Poseidon’un kaprislerine boyun eğmek veya çıkardığı zorluklarla yüzleşmekle geçer. Aradan geçen zamanlarda evlat acılarıyla sürekli yüreği dağlanan, bir yerde duran anne, ölümlüler dünyasına gitmiştir.

  Aşağı dünya, ölülerin ruhlarının dolaştığı yere girmeyi başaran, izin alan Odisseus, annesiyle karşılaşır. Anne şaşırmıştır. Oğlunun sağ olduğunu bilmektedir. Yaşıyorken alt dünyaya, ölmüş insanların ruhları arasına niçin geldiğini merak eder:

—Evladım, hâla sağ iken nasıl oldu da

 Karanlığın, sisin altına indin?

 Yaşayanların burada olanları görmesi kolay değil;

 Tam orada bizi canlılardan ayıran büyük ırmaklar

 Ve korkunç akıntılar var.

    Acılı anne, ağır yaşam yükünden kurtulmuş olduğu, ağırlığı olmayan ruh haliyle oğluna gerçeği anlatmasını, niçin ülkesine dönmekte geciktiğini sorar. Şifasız bir hastalık yüzünden mi, yoksa okçu Artemis’in görkemli oklarından birisi mi? Diye ardı ardına sorular sorar. Kocası soylu Laertes’i de sorar.

  Beden çoktan ölmüş olsa da, anneliğin eşsiz dönüşümü, her halde evlada, sevdiklerine uzanma isteği, destanlar sayesinde insanın bildik bütün gaflet örtülerini kaldırmak ister…

   Annesinin sorduğu soruları cevaplayan Odisseus, annesine nasıl öldüğünü sorar ve ağırlıksız haldeki anne cevaplar:

—Ben de ölüp gittim ama ne kaderimi takip ederek,

Ne keskin nişancı Artemis’in görkemli oklarıyla,

Ne de herhangi bir hastalıktan.

Ey şanlı Odisseus, yalnız senin acındır beni bu hale getiren,

Soylu oğlumdan ayrı kaldığımdan bu yana

Hep senin düşüncen var aklımda

Ve o düşüncelerdir benim tatlı ruhumu bu hale getiren.

   Destanlarda ve farklı dünyalarda birbiriyle buluşan anne ile evladının birbirine olan sevgileri bu konuşmalarla yeryüzüne inmiş, edebi dünyanın vazgeçilmez eserleri arasına girmiştir.

   Ya bugünün tahlisiz anneleri? Evladı, kendisinden öte dünyaya giden, ağıt yakacak dermanı, yardımcısı olmayan anneler: - Evlatlarına, birkaç yudum teselli ve gelecek nesillere bir ders olacak seslenişleri nasıl yorumlayıp, anlatıp yayacak?

   Görünen o ki, koşuyoruz; çık hızlı bir şekilde. Ama bilginin, görgünün, edebiyatın mı, yoksa tüketim ile tükenmenin peşinde mi: - Bilmez haller içindeyim…

 Güven SERİN 


 

  



Hiç yorum yok: