15 Eylül 2023 Cuma

DEVLETİMİ: DEVLETÇİLİK İLKESİNİ ÖZLÜYORUM

 

İnternet

               DEVLETİMİ: DEVLETÇİLİK İLKESİNİ ÖZLÜYORUM

   Devlet eliyle milletin esenliği, refahı için planlı projeli kuruluşlarımızdan birisi de Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’dür. İpsala, Tekirdağ Devlet Su İşleri binalarının yanından her geçişimde henüz anlamlarını bilmediğim mimari, estetik, şiirsel kavramlar hissedip söze dökemiyordum.

   İpsala Devlet Su İşleri idare binaları,araç otoparkları ve aynı zamanda burada bulunan çalışanlar için yapılmış bahçeli evler; mimari,mühendislik zekasının bir örneği olduğu gibi Mustafa Kemal Atatürk’ün Devletçilik İlkesi idealini taşır…Cumhuriyet’in ilk yılları ve izleyen yıllarda yapılan her devlet binaları gibi…Yani,aynı zamanda buraları; sosyal,kültürel,sportif alanlardır da…

  Dikkatinizi şu tarihe çekmek isterim; İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat–4 Mart ) 2023 tarihinde yapıldı. Türkiye’nin her yerinden 1135 kişi katıldı. Cumhuriyet ise 10 ay sonra ilan edildi! İleri görüşlülük, ülke sevgisi ne demektir, en iyi şekilde anlatmıyor mu?

  İzmir İktisat Kongresi yapılırken İstanbul’da henüz İngiliz bayrağı dalgalanıyordu.

  Mustafa Kemal’in Devletçilik İlkesi zannedildi ki her şey devletin olacak, özel teşebbüs olmayacak. Hâlbuki bu ülkenin biricik amacı; ülke insanının esenliğini sağlamakla birlikte, özel teşebbüsü de teşvik etmektir…

   Daha 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi, alınan en önemli kararlardan birisi de özel teşebbüse kredi verecek devlet bankasını kurmak olmuştur.(İş Bankası ve Sanayi Maadin Bankası )

   Okul zilleri çalalı bir hafta oldu. Okullara çocuklarını gönderecek ailelerin yüzlerinde neşeden çok, telaş ve korku var. Niçin acaba?

   Öğrenci servis ücretleri? Okul kantinlerinde çocukların beslenme ücretleri? Okul kırtasiye masrafları?

   Sormak isterim; güzelim okul kooperatiflerine ne oldu? Çok düşük karlarla, öğreten ve öğrencilerin işbirliği ile kurulan kooperatifler, kantinler hem kırtasiye, hem de yiyecek satardı. Ne oldu bunlara?

   Gelelim izlediğim habere. Ağlamak isteyip de ağlayamama, yardım etmek isteyip de edememek; korkunç bir zehir gibi; hemen öldürmeyeceğini bilip de size aylarca acı çektirip, yaşamınızı yaşanmaz hale getirecek…

   En çok öğrenci İstanbul’da var. En pahalı şehirlerimizin başında da İstanbul geliyor. Hele evi kirada olanlara yardım edecek tek bir güç kaldı; göklerdeki yaratıcının mucizevî gücü!

  Hani planlama? Hani özlediğimiz DEVLETİMİZ? Okulların önünde Büyükşehir Belediyesi’nin okula başlayan çocuklara verdiği poşeti alan her anne ve babanın yüzünü görmenizi isterdim. Bu yüzlerde tam manasıyla saf bir minnet vardı; sadece saf bir minnet… Niçin? Sadece küçük bir poşet ve o gün çocukları bir şeyler yiyeceği veya o gün para harcamayacakları için…

   İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen küçük poşetlerde ne vardı? Bir küçük elma, bir sandviç ve bir küçük süt! Kendimizi yoksul sandığımız zamanlarda böyle bir poşeti versen kimseyi mutlu etmezdi. Birçok anne ve babayı sevindiremezdi. Çünkü çocuğunun yanına ne koyacağım diye düşünmezdi. Yani, zeytin ve peynirin, sütün, ev kiralarının can yakmadığı zamanları söz ediyorum…

   Okul kantinleri dahi özelleştirilmişse, her şey büyük karlılık, büyük kazanç üzerine dönmeye başladıysa, ekonomik yetmezlik içinde olan aileler ne yapsın? Çocukları okullara başladı diye nasıl sevinsinler? Ya çocuklar; burukluğun kol gezdiği evlerde yeni düşüncelere, yeni öğretilere nasıl kapı açıp o temiz zihinleri olgunluğun neşesiyle dolduracaklar?

  Devletin şefkatli eli her yere uzanmalıdır. Özellikle okulların, çocuklarımızın olduğu her yere; eşit, adaletli bir şekilde…

   Devletimi: Devletçilik İlkesi’ni özlüyorum…

 Güven SERİN 

 

 

 

   


Hiç yorum yok: