19 Eylül 2023 Salı

İKİ KONUK: BİR ESER

 


           İKİ KONUK ve BİR ESER-KÜLLİYAT

      ( Güneş Gürseler ve Ali İhsan Tertmiz )

  14 Eylül 2023 günü saat 14.00’ı gösterdiği vakit iki yazar avukat Hüseyin Pehlivan Caddesi köşesinden Demir Sokak yönüne saptılar. Buluşmak için verdikleri saate dakikası dakikasına uyan iki insanın gelecekleri zamanı tam vaktinde hissedip onları Hüseyin Pehlivan Pasajı girişinde karşıladım.

   Yazacak, anlatacak ve yaşadığı yerle duygusal bağ kurmuş her insan gibi Yazar Av.Güneş Gürseler ve Yazar Av.Ali İhsan Tertemiz’in yüzlerinde günün ve şehrin buruk neşesi vardı. Yaşamak ve yaşatmak için çok şeyleri olan iki insan, gezdikleri gördükleri yerlerde imrendikleri şehirler gibi bir TEKİRDAĞ istedikleri için, yaşadığım neşeli burukluğu onların da yüzlerinde gördüm.

  Atölyemde her gün farklı mesleklerde, düşünce ve görüşlerde olan insanlar ağırlıyorum. Sosyal, kültürel ve kent bilinci adına bir sürü konuşma, yorum dinliyor, kentimizin hak ettiği temizliğe, mimariye, turizme sahip olmadığı için için yanıyoruz…

  Güneş Gürseler ile Ali İhsan Tertemiz atölyeme ilk kez gelecekleri için heyecanım büyüktü. Onların tecrübe, deneyim ve birikimlerini her an takip edecek ve etmek isteyen bir heyecan bir süre sonra demli bir sohbete dönüştü.

   Yaşama sadece TİCARET, sadece SİYASET gözüyle bakmayan, körlük perdesini kaldırmış insanlarla bir araya gelmek, kendi adıma büyük bir ziyafet sofrasına davet edilme anlamı taşıyor. Biliyorum ki yaşamın hakiki tarafı; doğal olanda, edebi, sosyal, kültürel ve sanatsal deryalarda gizli…

   Güneş Gürseler’in elinde kocaman bir kitap; Temmuz 2023’te ilk basımı yapılan; GÜNEŞ GÜRSELER KÜLLİYATI (Hukuk, Siyaset, Çevre Yazıları ve TBMM Konuşmaları) eseri, imzalı bir halde bana hediye edildi.

   Bir gün önce atölyeme gelen Mehmet Altaş’ın elinde ve neşesinde, kocaman eseri görmüş imrenmiştim.903 sayfadan oluşan Külliyat, aynı zamanda Güneş Gürseler’in henüz Hukuk Fakültesi öğrencisi olduğu yıllarda gazetelere yazı yazmaya başladığı, avukatlık mesleğine verdiği değerin inceliklerini Külliyatın derinliklerinde bulunduğunu tespit ettim. Bilenen bütün meslekler bu kitaptaki deneyim, tecrübe ve önerilerden faydalanabilirler. Neden mi? Neredeyse bütün meslekler öyle veya böyle yara aldı da ondan…

   John Milton’un Yitirilen Cennet isimli eseri için bir başka yazar şu notu düşmüş; “ John Milton’un eserini hangi sayfadan okumaya başlarsanız başlayın ayrı bir tat ve öğreti kazanırsınız.”

   Aynı sözün benzerini Güneş Gürseler’in Külliyatı, eseri için söylemek isterim! Kitabı bir roman gibi okumak yerine; içindekiler yazan bölümüne girip, o an hangi konuda bilgi sahibi olmak isterseniz o sayfaya ulaşabilir, Milletvekilliği, Meclis deneyimleri, hukuk, siyaset ve çevre konularında hiç ummayacağınız kadar değerli ve bugüne kadar bilmediğiniz için üzüleceğimiz algıyı, görgüyü, iradeyi yakalayabiliriz…

   Örneğin 295.sayfaya birlikte gidelim. Avukat İntiharları isimli çalışması, uyarısı, belki de her mesleğe “Silkelenin” haykırışını 18 Aralık 2012 tarihinde yapmış.

  “ Dünyada saygın bir statü olarak avukatlık, ülkemizde kolay elde edilen bir meslek olarak sıradanlığın da altına düşürülmektedir.”

   Yukarıdaki tespitleri, elli yılın deneyimiyle yapması, aynı zamanda 76.sayfada 2010 yılında yapılan, Meslek Grupları Güven Endeksi içinde öğretmenler birinci sırada görünüyorken, avukatlık mesleğine güven,11.sırada, gazetecilik mesleğine güven; 17.sırada, politikacılara ise; 20.en son sırada olduğu anlaşılıyor. Aslında bu bilgilere iyi bakarsak; her yıl her meslek grubu güven endeksi denen ölçümlerde kayba uğradığı acı bir gerçektir…

   Hemen zengin olmanın yüce bedelleri tarihin bütün sayfalarında, öykülerinde, destanlarında gizlidir. Aydınların görevi, bulundukları ülkenin şartları gevşemeye, meslekler bozulmaya başladığı vakit o bildik sözleri söylemektir; “ Kral Çıplak”, “Demokrasi ve Adalet” Güneş Gürseler’in Külliyatı, çevre, hukuk, siyaset ile ilgili bir sürü tespiti kayıt altına almakla kalmıyor, şehrimiz Tekirdağ için bir esere daha sahip olmanın kıvancını hissediyoruz…

   Kitabın başlarında iki söz çok dikkatimi çekti. Birincisi Prof.Dr. Tayfun Atay’a ait; “ Hayata yazarak müdahale etme arzu ve aşkı…” İkinci söz ise Güneş Gürseler’e ait; “ Tüm aileme ve bende emeği ve katkısı olan herkese teşekkür ve saygılarımla…”

   Yazarın dili, üzerinde durduğu konular; hukuk, çevre, siyaset gibi görünse de tam manasıyla edebi bir felsefe, bir sosyolog bilinciyle dopdolu. O yüzden, bilgiyi, görgüyü bütün zamanlar diğer sanatçıların yaptığı şekliyle, evrensel bir dil, yani “Hayata yazarak müdahale etme arzu ve aşkı…” içinde ülke ve şehir kitaplıklarına:-Artık bu kadar gaflet yeter,- diyecek ve herkese söyleyecek bir söz, ayrılacak bir zenginlik taşıyor…

   Güneş Gürseler’e, insan kalmanın erdemine ve sapa sağlam tutunmuş olmasına; hangi meslekte ve rütbede olursa olsun bağlı kalma aşkına teşekkürümü borç biliyorum.

 Güven SERİN 

   


Hiç yorum yok: