27 Şubat 2023 Pazartesi

AVUKAT GÜNEŞ GÜRSELER'İN ÇABALARI

 


               AVUKAT GÜNEŞ GÜRSELER’İN ÇABALARI

                          ( Trakya’nın Çevre Sorunları )

   İnsanlığın bilmem kaç bin yıllık serüveni, ortaya çıkan doğa felaketleri ve buralardan ders alıp almadığını bir başka yazı konusu olarak bırakıyorum.

   Yaklaşık 4,5 Milyar yaşında dünyamız, tam manasıyla yaşayan, capcanlı bir gezegen. Ne uydumuz ay gibi, yaşamdan, havadan ve sudan uzak, ne de Jüpiter gezegeni gibi yaşama elverişsiz…

  Tam manasıyla aranan cennet dünyada olduğu halde; uygarlığın zirve yaptığı, teknolojinin sonsuza açıldığı zamanlar; bütün bu dönüşüm, değişimler yaşanırken; doğamız, tabiatımız tam manasıyla yağmalanıyor…

  Geçen yıl Marmara denizinde batıklık, sümüksü görünümü, denizimizin MÜSİLAJ sorunu gözler önüne serildi ve çok çabuk unutuldu. Kimler tarafından? Unutmaması gerekenler, burayı vatan bellemiş olan biz değerli insancıklar tarafından…

  Ergene Havzası olarak bilinen, Trakya’nın can damarı olan bir zamanlar içinde sayısız balığın yaşadığı Marmara Denizi ve Ergene Havzası için ilk ciddi girişim ne zaman yapıldı biliyor musunuz?

  TBMM kürsüsüne genç bir avukat, Tekirdağ Milletvekili Güneş Gürseler geldi. İki Şubat 1988 tarihinde yaptığı konuşma; “ Marmara Denizi ve Trakya’nın Çevre Sorunları” konulu gündem dışı konuşmasıyla, Trakya’nın kanayan yarasını, bataklığa dönmeye başlayan eşsiz cennetinin başına gelen felaketi tüm ülkeye, hatta insanlığa duyurdu…

 Bu ciddi konuşma, önerilerden sonra TBMM Çevre Araştırma Komisyonu kuruldu. İki yıl sonra Güneş Gürseler’in Milletvekilliği döneminde,1990 yılı İlham Artüz’le birlikte Ergene Nehri, büyük emekler harcanıp, kapsamlı bir şekilde taranarak; “ Tekirdağ Yöresinde Çevre Sorunları Boyutları” çok kapsamlı rapor, Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) kabul edilmiş ve yayımlanmıştır.

  Bu rapor tam olarak neyi anlatıyor? Toprağın, suyun, havanın iniltili, acılı vedasını… Körlüğümüzü, geçici zenginlik için; çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini yaşamla yan yana gelemeyecek olan kötülüğü ve ölümü anlatıyor.

  Günümüzden yıllar önce şehrimizin Milletvekili bölgemiz, ülkemiz ve hatta tabiat adına elinden gelen her şeyi yapıyor; Ergene Havzası’nın çok ciddi kirliliğini bilimsel çalışmalarla anlatıyor, kayıtlara geçiriyor.

  Ya sonra? Ergene batıklık ve zehir oluyor. Suyu içilen, çevresinde binlerce insanın bağ bahçe yaptığı, insanlık ve bütün canlılar için vazgeçilmez olan sularımız zehir olup Meriç Nehri’ne, yeraltı sularına akıyor…

  22 Şubat 2023 tarihinde gazetemiz Habertrak müjdeli bir haberi duyurdu; “ Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nden Duyarlılık Örneği: Danıştay Yürütmeyi Durdurma Kararı Verdi” diye manşetten paylaşıldı.

  Tekirdağ’ın Ergene ilçesi tarım arazisi üzerinde kurulması planlanan Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için Danıştay nezdinde açılan itiraz davası işlemin yürütme durdurma kararı sevinç yarattı…

  1988 yılında Avukat Güneş Gürseler’in TBMM kürsüsünde gündem dışı konuşması 35 yıl önce; BİZLERİ, İDARECİLERİ uyandırmaya çalışması niçin işe yaramadı? O zaman da tarım arazileri üzerine fabrikalar kuruluyor, atıklarını ya Ergene’ye ya da Marmara Denizi’ne boşaltıyorlardı.

  Bugüne geldiğimizde Ergene Nehri ve Marmara Denizi, doğal hali, çeşitliliği ne durumda? Bunca suskunluk ve gaflet; nedendir diye düşünen, üzülen bir AH çeken var mıdır?

  Bu korkunç kirliliğin, yapılan yanlışların tam olarak yok edileceğine inanmak ve anlamak mümkün değildir. M Levent Artüz şöyle ifade ediyor düşmüş olduğumuz durumu;

  “ Doğa kendini hiçbir zaman yenilemez, yenilememiştir. Doğa sadece uyum göstererek evrilir, yeni bir yol bulur ve devam eder.”

    Doğa yeni bir yol buldu bulmasına da, biz Trakya insanı hangi yöne evriliyoruz? Kanser hastalıkları, parçalanan komşuluk, akrabalık ilişkileri, hastanelerde geçen zamanın artması; hangi zenginliğin karşılığıdır ey yüce insanlık?

Güven SERİN

 

 


Hiç yorum yok: