10 Eylül 2022 Cumartesi

MACAR SOKAK ÇİÇEK AÇTI

 




                   SÜLEYMANPAŞA MACAR SOKAK ÇİÇEK AÇTI

   ( İlk Kıvılcım: Peçka…)

 

  Peştemalcı Caddesi Hasan Çizen Sağlık Eğitim Merkezi’nden girer, Rakoczi Müzesi’ne kadar yürürseniz, müzeye gelmeden Meserret Sokak ile Macar Sokak kavuşumu sizi bir dükkân ile karşı karşıya getirecek. İsmi PEÇKA olan Sanat Atölyesi, eğitimci, öğretici bir öğretmen Fatma Çoban’ın ÇİNİ dükkânı çiçekler gibi MERHABA diyecektir size.

  Çini atölyesinde göreceğiniz her eser-ürün, Fatma Çoban’ın kendi el, gönül, irade emeğinin ürünleridir. Mavinin, yeşilin, kırmızının, kısacası renklerin cümbüşü, sanatın yüksek erdemi, incelikleri ve zarafetiyle buluşmuş ve çini sanatına dönüşmüştür.

   Çini sanatı Geleneksel bir Türk Sanatı olarak benimsenmiş, yaygınlaşmış olduğu halde, şehrimizin kısırlığı, kıt olan turizmi, gece ve gündüz yaşamının durgunluğu iyi sorgulandığında geçmişimize, tarihimize, sanat dallarına gerekli desteği, sağlam ve istikrarlı bir şekilde vermemiş olduğumuzun ACI gerçeği ile karşı karışa geliriz.

   Habertrak Gazetesi vefakâr dağıtıcısı Sedat Bey’in uyarısıyla tanıdığım Fatma Çoban, şehrimizin turizmine, geleneksel sanatlarımıza olan açlığına karşı duyduğum duygularımı tekrar yoğunlaştırdı. Şehrimizin en güzel yerlerinden birisi olan Ertuğrul Mahallesi, Macar Sokak’ta böyle bir çaba, emek, girişim ilk kez yapılıyor.

   Macar Hükümeti, Macar tarihine, geleneklerine vermiş oldukları değeri, Rakoczi Müzesi’nin şehrimize öncü bir turizm elçisi olarak nelerin yapılacağını, nazikçe, ustaca öğretiyorlar. İşte, tam da müzenin yanı başında, bir çini öğretmeni, öğreticisi “Ben de varım!” diyerek, ilk ateşi yakar gibi, çini dükkânı açıyor.

   Çinicilik, süs ve süsleme olmaktan çok öte giden bir ustalık, aynı zamanda insanın öteden beri arzu ettiği ölümsüzlük simgelerini hatırlatan yüce bir işçilik, dönüşüm, istikrar ve incelik abidesi gibi, iyi çini ustası elinden çıkan eserlerin yüzlerce, binlerce yıl yaşayabileceğini, yaşadığını görüyoruz.

  Sedat Bey’in ilk sözü;

—Güven Bey, Rakoczi Müzesi yanına çini atölyesi açılmış. Fatma Hanım ile dün tanıştım. Bu işe gönül vermiş bir insan. Ama henüz orasını kimse bilmiyor. Elimizden ne gelirse yapalım ve bu sanata destek olan, yola çıkan, şehrimizin turizmine katkı sağlayacak bu girişime bizde bir el atalım.

  Sedat Bey’in sağlam hislerine güvendiğim için gitmiş olduğum yerden geri dönüp, hep birlikte Fatma Çoban’ın yeni açmış olduğu yere; Macar Sokak, Peçka isimli Sanat Atölyesine gittik. Daha şimdiden bir sarmaşık yeşillenerek dükkâna dört elle sarılmış. Camları, rafları, çalışma masasını süsleyen çiniler-eserler insanı başka dünyalara getirecek çizgilerin, renklerin masalımsı gösterisi içindeydi.

  Yaşamını çini sanatına adamış, işinde altmış yılı geride bırakmış bir ustayı dinlemiştim:

—Çini sanatını yaparken ruh halim dinleniyor. Adeta kendimden geçiyorum. Sanki başka boyutlara geçiş gibi. Demesini çok iyi anlıyorum.

    Bilgi, görgü, akıl ve duygularla yapılan her işin böyle ruhani bir dönüşümü, huzura dayalı bir iadesi olduğu bilinen bir gerçek, bilimsel bir veridir.

   Tekirdağ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ kurulduğunda Kadir Albayrak ve şehrimizin kültürel, tarihsel gelişimi yanında turizminin, sosyal yaşamın gelişmesi, zenginleşmesi adına bir sürü girişimler yapıldı.

  Bunlardan en önemli iki girişimi; Miras Atölyesi–1 ile Miras Atölyesi–2 programları oldu. Miras Atölyesi 1 dâhilinde Tarihi Beş Evler ve aynı sokaklarda bulunan yanmış, bitmiş yerler ayağa kaldırılmak, şehrin tarihsel sokak dokusu, heyecanı ortaya çıkarılmak üzere bir sürü etkinlik, çalışma başlatıldı.

  Macar Sokak devamı olan Hikmet Çevik Sokak üzerinde onarılan ahşap bina, Sarı Köşk’ün büyük çabalardan sonra kültürel, sosyal yaşama kazandırılması gibi kazanımları gönülden alkışlarken; YETMEZ diyorum. Birçok insan da aynı şeyi diyor. Artık bu şehir YÜZ yıl bekleyemez.

  Birçok insan bu yüzden; “ Bu şehre, bir, Büyükerşen lazım!” derken haklılar ama haklı söylemler sorunumuzu çözmüyor. Sayın Albayrak çok hızlı koşuyor. Belki de bu yüzden, tarihi yerlerimizin, turizmimizin kısırlığını, cansızlığını, kimsesizliğini göremiyor.

  Macar Sokak, PEÇKA SANAT ATÖLYESİ, işte tam da bu açığı giderecek ilk ışık, ilk kıvılcım olabilir. Buraya serpilecek el sanatları atölyeleri, Büşükşehir Belediyesi ve Kültür Müdürlüğümüz tarafından ciddi, kalıcı, istikrarlı ve gönülden bir destekle çok hızlı bir dönüşümü de sağlayabilirler…

    Sanat Atölyeniz, ÇİNİ tutkunuz, öğretme ve öncü olma heyecanınız, HAYIRLI OLSUN, Fatma ÇOBAN…

Güven SERİN 





2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Güven Bey ne güzel anlatmışsınız yapabilmek istediklerimi amacımı ve çabamı o sokağa girdiğimde gördüklerimi siz zaten çok önceden görmüş ve hayal etmiştiniz umarım bu mahallede daha kalabalık oluruz burası niye bir sanat sokağı olmasın ....

GÜVEN SERİN dedi ki...


Tekrar kutluyorum sizi ve sizin gibi zanaati,sanat ile birleştiren bütün kadim elleri.Başarılar diliyorum...Umuyorum ki böyle girişimlerin her biri şehrimize apayrı katkılar vererek kent kimliğine ulaşacağız...