DARİO MORENO İZMİR’İN ÇOCUĞUDUR
Dario Moreno 1921 yılında Aydın Germencik doğumlu olsa da, kendisini İzmirli hissetmiş, özlemlerini İzmir’in üzerinden dile, dillere destan eylemiş Yahudi kökenli bir Türk’tür.
Belki de yetimliğin verdiği sarılıştır onu var eden kent olan İzmir’e. Farklı seferlerde gitmiş olduğum İzmir’de, diğer şehirlerimizden gelmiş insanlarla çay, kahve sohbetlerinde hemen hepsinin kendilerini İzmirli saydıklarını gördüm.
Doğdukları kentlere saygıyla bakıyor olsalar da, İzmir’in farkı, belki de kendine özel büyüsü de burada çıkıyor ortaya; özellikle, karanlık, puslu gecelerden sonra söken şafak ve ardından doğan güneş gibi, bu şehir de aynı şekilde doğuyor orasını yaşam alanı seçmiş insanlarda…
Sanatçının; Dario Moreno’nun gözünde İzmir; dilber şehirdir. Yani çok güzel bir kadındır, onun özlediği, beklediği ve aynı zamanda yeşerdiği şehir…
Sanatçı ününe ün kattıktan sonra Fransa’dan daha da çok özler İzmir’i. Gerçek yetimliğini çoktan unutmuş görünse de, İzmir’den ayrı kalışını gerçek yetimlik olarak dile getirir; şarkılara can katacak notalara güvenir ve haykırır;
“Daracık yolların, yiğit efelerinle
Körfezde mehtabın, denizde grubunla
Güzeller güzeli, dilberler dilberisin
Senden ayrılamam, seni bırakamam
Sevgili İzmir
Canım dilber şehir
Gurbette sensizim, avare bir öksüzüm
Kalbim seni arar, hep senin için çarpar
Senden ayrılamam, seni bırakamam
Sevgili İzmir”
Büyülü dilber şehirlerin farkı da burada gizlidir. İçinde doğum sancıları çeken insanları doğurur; besler, büyütür ve o gizemli şiirsel sanatın ruhunu üfler. Dario Moreno’ya üflediği, onu büyülediği gibi, daha kim bilir kaç milyon insanı, şehirli kimliğine, kendi doğduğu şehri-kimliğini inkâr etmeden davet etti derinlerine…
Bütün şehirler İzmir gibi sarılmalıdır gelenlerine. Göç edenlerine, yetimlerine-öksüzlerine, farklı düşünceler içinde gelmiş olan devrimcilerine, susmuş ve susturulmuş olan, kendi kavuğuna çekilmiş olanlarına;
“ Sen şehirlisin; sil gözyaşlarını, katıl, gece ve gündüzümüze, şehrin her haline, tüm mevsimlerine”
Unutulmaz böyle şehirler, unutulmaz, unutulamaz… Tıpkı Agora Meyhanesi dökülürken dudaklarda, Antik şehrin caddelerinde yaşıyormuşçasına yürürsünüz Alsancak, Karşıyaka, Göztepe sahillerinde; bir yabancı kılığıyla değil; oraya ait bir insan coşkusu içerisinde, Orhan Veli’nin arkadaşı Dario Moreno’yu dinlersiniz;
Ulu Çatalkaya’n, gök mavisi körfezin
Yeşil Yamanların, çeşitli bağlarınla
Ege’nin güzeli, incilerin incisisin”
Güven SERİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder