17 Mayıs 2022 Salı

BANDIRMA RUHU DEVAM EDECEK

 

Belediye Basın

                                  BANDIRMA RUHU DEVAM EDECEK

 

   16 Mayıs gününün gecesi, Tekirdağ Yahya Kemal Beyatlı Kültür ve Turizm Müdürlüğü salonunda müziğe; şarkılar sofrasında susamış insanlar vardı. Yüzlerce insan, daha önce görülmediği kadar kalabalık; ayakta bekleşenler, merdivenlere oturanlar, gözlerini dahi kırpmadan izlediler Türk Sanat Müziği konserini…

   İsmi “Bahara Merhaba” konseri olsa bile tam manasıyla, bir bahar günü Bandırma Vapuru ile Samsun’a yola çıkan Mustafa Kemal ATATÜRK sevgisi, şarkıların enerjisiyle herkesi ruhundan yakalamıştı…

   Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı katkıları, Tekirdağ Musiki Derneği ve Türk Sanat Müziği Korusu; otuz üç solisti, on iki müzisyeni, efsane şef: Nevzat AVCI eşliğinde, tam da eski insanların bereketli sofrası kurulmuştu.

   Konuk sanatçı: TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Nusret YILMAZ ; “ Ben iki yerde çok fazla etkileniyorum; birincisi Tekirdağ, ikincisi ise Bursa” derken, yürekten coşmuştu konserin ikinci bölümü…

   Alkışların bilmem kaç hali vardı ağzına kadar dolu, hatta taşmış salonda. En çok alkış alan şef, Nevzat Avcı ile “Ararım seni her yerde” şarkısı çalınırken seyircinin tamamı duvardaki ATATÜRK resmine bakarak; sahneyi sarsacak bir şekilde alkışladılar;

 “ Nihansın dideden, ey mesti-i nazım/Nihansın dideden, ey netsi-i nazım/Bana sensiz cihanda can ne lazım ah/Bana sensiz cihanda can ne lazım…”

   Geride bıraktığı yılların 60 yılını sanatla, Tekirdağ’a, şarkıları, Türk Sanat Müziğini taşımak, dinletmekle geçiren Nevzat AVCI, öyle gösteriyor ki Tekirdağ sanat müziği severler tarafından fazlasıyla özlenmiş, beklenmişti…

   Koronun söylediği şarkılar, solo söylenenler tam beğeni alır, sahnede bulunanlar bolca alkış alırken, insanın ruhuna ve insanlığı birleştirecek en değerli sanatlardan birisinin müzik olduğunun karşılığı da yüzlerce insanın yan yana, gönülden gönüle olmasından, onların yansımalarından bir yıldız gibi doğmuştu gecenin ve Bandırma Vapuru ruhunun ta derinlerine…

   Sözler böyledir işte; müzik aletleri uyumu, ses ve söz dizimi, insan denen canlının bin bir çeşit duygularıyla yoğrulur ve üç zamanı iç içe bir araya getirir. Müziğin şölensi kalıcı ruhu da buradan beslenir; tüm zamanlardan…

  Bestekârımız Şerif İçli’den, Yıldırım Gürses’ten, Dede Efendi’den ve daha birçok bestesi-sanatçıdan söylenin şarkıların öykülerini anlatmaya, onları anlamaya kalksak gece yetmezdi. Yine di TRT ses sanatçısı Nusret Yılmaz sayesinde birkaç şarkının öyküsünü de tekrar dinlemiş, bilmeyenler de öğrenmiş oldu.

   Sahnede bulunan koroda, Türk müziğiyle yoğrulmuş, onların öyküleriyle iç içe geçmiş otuz üç sanatseveri, sanat ruhlu insanları; ALKIŞLIYORUM… Müzisyenlere gelince, hepsinin müzik tutkusu, sazlarına, çalgı aletlerine dokunuşlarından belli…

    Sanatta yarım yüzyılı geride bırakan Hasan ESEN, kendini bildi bileli sanatın içerisinde olan Cahit Gökalp ve her biri farklı mesleklerden olan diğer müzisyenleri; sadece ellerimle değil, yüreğimle de alkışlıyorum…

   Dopdolu 16 Mayıs gecesi, Atatürk’ün sevdiği şarkılar söylenirken alkışın da Rumeli, Balkanlar kokan tınıları bir kez daha yükseldi yeryüzünden gökyüzüne doğru. Meğerki asıl ölmek, kalben ölüp unutulmaktır… Ölmemek ise, önderliğinden, işaret ettiklerinden beslenerek yürümek, çoğaltmakmış…

   Vatanını, her karış toprağını, yöresini, insanını kendi kadar seven, önemseyen, nezaketten hiçbir zaman kopmayan; “ SOFRA” kültürünü, bilimle, edebiyatla, sanatla, sosyoloji ile yoğuran Mustafa Kemal Atatürk, tam manasıyla orada bulunanların hücrelerindeydi; kendi iradeleriyle, sezgi, görgü, bilgileriyle sevdikleri insan; oradaydı…

   Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir ALBAYRAK her yerde. Dün sabah daha gün, yeni ağırmışken Muratlı Caddesi Hafız Numan Sokak da yeni otopark olan yeri incelemekteydi. Oradan Şarköy’e ve bu gece de Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi, Bandırma Vapuru ruhu içerisinde;

  “ Bandırma ruhu hep devam edecek; yaşayacak” derken, alkışlar birbiri üzerine sevinci, Kurtuluş Destanı ruhunu da haykırıyordu…

Güven SERİN 

 


Hiç yorum yok: