ŞAMATACI BALIKÇILAR
----------------------------------------
Denizin kendisinden
mi kaynaklanır bu tür neşeli gürültüler bilinmez! Denizin bağrında yaşayan
bütün canlılarda vardır bu tür şamatalar. Martılarda ve denizden geçinen, onsuz
yapamayan balıkçıların yaşam biçimlerinde…
Bir Ağustos rüzgârlı gününde,
rüzgârın ağaçlara çarpınca çıkarttığı neşeli sesler gibi; çınar ağacının altına
oturmuş balıkçılar kâğıt oynuyorlar. Dört kişi oynuyorsa, sekiz kişi de
şamataya katılmak, tanıklık etmek için seyrediyor güya!
Balıkçıların olduğu
her yerde boldur bu tür şamatalar. Tıpkı Shakespeare’nin oyunlarında ki gibi;
bu şamatalarda; neşe, hüzün, yalan, asalet, gam, keder; her şey vardır…
Yaşamın ta kendisidir
şamatacı balıkçıların yaşadığı yerler. Küfrün en bol olduğu kadar, insaniyetin
de en çok uğradığı yerlerdir; yetinmesini, bilen, en son sözlerini ilk söyleyen
insanların olduğu yerde; çınar altı gölgesinde bir Tekirdağ günü daha şamatayla
neşeleniyor.
Doğanın mevsimleri gibi;
en hakiki fırtınaların titreten yanlarından tutun da, en dingin Ekim ayı;
mevsimden mevsime, ruhların töreni gibi; limanın şamatacı balıkçıları…
Tevfik Fikret de,
Sait Faik de; yakınında durdu balıkçıların. Ruhlarına dokundular o insanların…
Duyduğu sesleri
yazıya döküyordu Fikret; “ Yarın sen ağları gün doğmadan hazırlarsın/Sakın
biraz yedek ip, mantar almadan gitme…/Açınca yelkeni hiç bakma, oynasın varsın”
Tekirdağ limanının
çınar gölgesine sığınan balıkçılar şimdi haylazlık yapıyorlar görünse de; her
daim ağlarla, iplerle, kayık ve balıklarla doludur düşleri… Sabırdır küçük
balıkçının işi; ne gelirse kovaya; öyledir şükrü; bazen bolca yosun da ayıklar
ince ince ördüğü ağlardan…
Güven Serin
4 yorum:
Deniz cıvıltı ve mutluluk kaynağı haklısınız kesinlikle
Her daim SevKoz;teşekkürler
ay evet sait faik burgazda hep yanlarına gidermiş onların :)
Kendi de denize,balık tutmaya,balıkçı rolüne oldukça meraklı Deep...
Yorum Gönder