24 Mayıs 2018 Perşembe

BAL KAYMAK TADINDA BİR FİLM


Bir şeyler var bizi çeken;Komşu Hatice,Hayriye,
Sevdiye Yengelerin lokmalarının çekim kuvveti
gibi;bir şeyler


Alpler olmasa da, Makedonya Dağları, çok özel;
orada,o tepelerde yürümek farz oldu...


BAL KAYMAK TADINDA BİR FİLM
----------------------------------------------

  Senaryo ve Yönetmen, Onur Tan, Yapımcıları; Sertaç Demirtaş ve Yusuf Karataş. Müzik, Yıldıray Gürgen, Görüntü Yönetmeni Veysel Kılınç, Kurgu; Mark Marnıkovıç.

  Oyuncular; Tarık Ünlüoğlu,Sabina Tozija,Beren Gökyıldız,Ömer Tan,Kenan Çoban,Melisa Yıldırımer;filmi seçerken büyük bir iştahla gitmedim. Sinemaya gitmek, vaktimi çoktan beri zaman ayırmadığım beyaz perde ve arka fondaki güçlü sesleri dinlemek; çocukluğumdan bu yana alıştığım sinema salonunda ki sosyolojik birliktelik adına önemli bir buluşma oldu.

  Tahmin ettiğim gibi; izlediğim filmin konusu, sanatsal bir öncelik taşımazken, daha basit, bildik konulara dokunurken dahi; gözyaşlarının erdemi; beyaz mendil ile sıklıkla gözlerime dokunmama neden oldu.

  Film, daha geçin yılın sonbaharında gezdiğim Üsküp, Ohri, Struga; kısacası otobüsle içinden geçtiğim dağlar, tepeler; beyaz perdede tam da karşımdaydı. Aile yaşamının veya sahip çıkılmanın insani tarafı, vicdanına asfalt ve beton kaplatmamış her insanı etkiler.

  Bu filmde oldukça sanatsal bir yapı aramayı, büyük beklentileri bir kenara bıraktım. Karmaşık olanın peşinde çok az kişinin koştuğunu daha yeni öğrenmiş bir acemi olarak… Basit olanın peşinde büyük çoğunluk…

  Film de basit olana; daha önce; yaklaşık kırk yıl önce bizim çocukluğumuzun tahtına kurulmuş HEİDİ isimli çizgi filminden büyük alıntılar yapılarak kurgulanmış. Filmin basitliği; doğadan, insan duruşundan aldığı bildik davranış bütünlüklerinden kaynaklanıyor.

  Sanırsınız ki bu tür duruşlar, davranış biçimleri, sahiplenmeler ve korumalar her yerde var. Hafızalarımızı biraz kurcaladığımız zaman; kırk yıl önce organik tarımın yapıldığı, insanların kendi kendine yettiği zamanlarda bol olan şeylerdi; bu filmde anlatılmak istenen sevginin kucaklaması…

 Makedonya dağları, yaşam şekilleri, bize; bizlere yansıyan veya hiç kopmamış olan türkü, şarkı, öykü, masal anlatımları gibi; her an bir şeyler; bizi, tetiklemeye hazır…

  Şunu not düşmek isterim ki; her daim, ağır, karmaşık ve en iyi olanın peşinden koşmak yerine; basit olanların öyküsü, basitliğin hafifliğini de çok iyi anlamak, bir arkadaş ve seçim hakkı olarak…

 Güven Serin 


2 yorum:

deeptone dedi ki...

tımams izlerim, komikli herhaldesi :)

GÜVEN SERİN dedi ki...


Sır vermem;gidiniz,görünüz efeeem .))