28 Haziran 2017 Çarşamba

KEYD GÜCÜ



KEYD GÜCÜ
----------------

  Modern Sanat Müzesi Sergisinde, Taner Ceylan’ın bir çalışmasından etkilenen Nur Kıpçak, Kafkaokur Dergisinde, İnceleme Köşesinde çok önemli bir konuya;1553 ve Kan Arasında Harem’e dikkat çekiyor.

  Ressamın; Taner Ceylan’ın, Sanatçı ve Zaman Sergisinde sergilenen bir çalışması; tül örtülü bir kadın ve onun başının üzerinde tuvale yansıyan kanı sembolize eden kırmızılıklar…

  Buradaki anlatım; Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan ve onun “Keyd Gücü”nü kullanarak Şehzade Mustafa’nın babası Kanuni tarafından öldürülme emrinin verilmesi… Kısacası; 464 yıllık “keyd gücü” sorgulaması…

  Burada anlatılmak istenen “keyt gücü” kadının kurnazlığı, erkekleri kandırma gücü ve entrikalarıdır. Nihai bir güç müdür? Sadece kadın tarafına ait olması adil midir? Hiç sanmam…

  Keyd Gücünün, altında yatan nedenerin, tarihsel, psikolojik ve sosyolojik sebeplerinin, insan doğasının öç alma veya baskı, esaret altında geliştirdiği bir savunma biçimi midir?
 
  Hürrem Sultan’ın II. Selime seslenişi doğruysa; “ Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” Toplumsal algının, alışkanlıkların, geleneklerin, göreneklerin yüce baskısının var oluş hakkı; en vahşi cinayetleri bile hak görmesi kaçınılmazdır.

  Güzel ve değerli olan şudur ki; sanat ve sanatçı, bir tarihçe kadar hünerlidir geçmişin sokaklarına girip, ölmemiş yaşamları tuvale, dizelere, hikâyeye taşımakta…

  Şair Novalis 27 yaşında ölüme yenik düşmeden önce ölümü anlama gücü mü göstermiştir; kadının “keyd gücü” gibi, şairlerin öncülüğünü; ölümden önce, ölümü duyurmak için borazan ve çanları mı çılmıştır; bilinmez;

Hissediyorum ölümü
Gençleştirici akışını
Ve direniyorum fırtınalarının
Ortasında yaşama cesaretle.

 Bir film sahnesi; belki hiç çekilmeyecek bir filmin yaşlı yönetmeni; ölüm döşeğinde adamın ne söyleyeceğini günlerce düşünür; bulamaz. En sonunda, ölüm döşeğinde ki adam değil, ona eşlik eden kadını söyler;

“ Senin yüzünden çok zaman kaybettim Michael”


Güven Serin 


Hiç yorum yok: