Kamera; Güven Ganoslar Dağları-Tekirdağ
SENİ SEVDİĞİM İÇİN KENDİMİ AFFETTİM
Akla hayale bile
sığmayacak teknolojik gelişmeler hızını kesmeden yol almaya devam ediyor. Her
yol alışın tökezleyenleri vardır. Yaşınız biraz ilerlediyse, geçmiş ile
yeşermenin duygusal bağları kökleşmişse, çığ gibi ortaya çıkan gelişmeler size
çok ağır gelir.
Her gün mail ve
telefonlarla milyarlarca “SEVGİ” sözcüğü duyarız. Hepsi de sevmeye dairdir…
Sevmişliğin üretkenliğiyle fışkırırlar…
En kolay olan sevme,
damıtılmış insan bedeninden sızıp damlalara dönüşmediyse, o damlalar bir
sanatın yolculuğuna, müzisyenin notalarına düşmediyse bir sorun var demektir.
Kolay doğar ve kolay yok olur; yokluğun milyarlık mezarları arasında.
Çok sevdiğim bir
sözcük demetidir; “ Seni sevdiğim için kendimi affettim” anlatımı. Zorlu bir
sevdanın, büyük ve anlamlı, sanata dönüşmüş ilişkilerin son noktasını anlatır.
Kendine sert ve acımasız tokat atan, duygularıyla saf bir çocuk gibi savaşan,
öfkeden, şiddetten, kinden arınmış bedenin en büyük kızgınlığını, eziyetini
kendi vicdanıyla kendi bedenine kazımış olmasının da sonunu anlatır.
Büyük fırtına
ortalığı toz-duman etmiştir. Sarsılmaz, kırılmaz, bitmez denen insan bedeni,
nefessiz kalmanın, boğaz kurluğunun ve daralmanın dehlizlerinden de geçer.
Mısır Rahiplerinin, Cengiz Han’ın komutanlarının sınamasından daha büyük sınama dır sırat köprüsünden geçmeye çalışan ve o geçişi “sevgi” için, başaran
insanın kendi gerçeğidir.
En kolay görünen
sevgi ve sevmek, muhteşem gelişmeler sayesinde, en zor insan davranışlarına dönüşmüştür. Halbuki sevgi ve sevmek hiçbir sembole, işarete, bağlılık
yeminlerine, evlenme cüzdanlarına gerek duymaz. O yüzdendir 80 yaşındaki büyük
şairin son nefese giderken sevgilinin sevgi ile tuttuğu sıcak elini.
Sevginin sanata,
sanatsallığa dönüştüğü, imbiğin kaynar sularında değişim geçirdiği zamanlarda
sapma, hata ve kaymalar olur. Bu hatalara, kaymalara verilen ilk tepki; “
ihanet” sözcüğünün korkunç kükreme sidir. Öfkenin şiddeti kine, kinin gücü ise
bütün duyguları yerle bir eden kasırgaya dönüşür.
O muhteşem sevgi,
sevmişlik, değişimin getireceği büyük ve manalı sanat; bir anda yokluğun içine
itilir. Oysa sevgi bilgisayarın tuşuna basıp bütün verileri silme işlemi gibi
silinemez. Kandan, etten, kemikten olan insanın sonsuza meydan okuyan ruhu
bütün kayıtları tutar; eksiksiz bir şekilde…
Sevmişliğin girdabına
düşüp, hata yapan taraftaysanız; kendinize EZİYET etmeyin! Her eziyet, her
kırbaç, tokat o büyük sevgiye yollanan lanet haykırışları gibidir. Siz
kendinizi en güzel ödül ile buluşturmuş olursunuz zaten; “ SEVGİ” ile…
Sevmeyi başarmak,
kendimize yapacağımız bütün eziyetlerin bitmiş olacağını; kendi kendimizi
affettiğimiz-in de geçiş törenidir. İşte bu yüzden seviyorum ben bu kelime
demetini;
Seni sevdiğim için
kendimi affettim…
Güven Serin
2 yorum:
Sözün bittiği yerdeyim. Söylenecekler söylenmiş zaten.
Günaydın Begonvili
Ev;kesinlikle,söylenecekler söylendi...Arınmış olarak;
öfkeden,kinden, nefretten, bin bir çeşit lanetli koşullanmalardan...
Yorum Gönder