Kamera; Güven Ganoslar
Çocukluğumda Kardelen ismini bilmezdik; yeşil
ile beyazlığın soğuk ile ışığın bu güzel çiçeklerine
bizler "kokuçka" derdik.
Kamera; Tamer Kaptan
Uçmakdere Köyü'nden eşeği,köpeği ile dolaşmaya çıkmış
Türkan ağabey.
Kamera; Güven
Ganoslar büyük yürüyüşü ve karın saflığı,dingin
görselliğinde dinlenme anı; dostlarım, Yunus usta ve
Erdem.
Kamera; Erdem
Uçmakdere-Ganoslar
Ben bu yürüyüşlere bayılıyorum;tabiata,büyük evrene
adanmışlık içinde.
Kamera; Güven Uçmakdere Köyü
Taş ve ahşap kendi krallıklarında insanlığa
mahzun gözlerle bakıyorlar; taşı,ahşabı ve tarihi
anlamaktan geri kalmış insanlığa...
KARDELENLERİN KRALLIĞI
Eğer tabiatın
koynundan çıkmış olduğunuzu unutmadıysanız, doğanın aşkı ile kutsanmışlığı
kabul ettiyseniz, doğa tüm sesleriyle sizi çağırmaya başlar. Duymayan
kulağınız duyar, görmeyen gözünüz görür olur.
2013 yılının ilk doğa
yürüyüşü Uçmakdere istikametine yapıldı. Çoktandır çıkmak istediğimiz dağlar,
Ganosların bir bölümü köyü bir daire gibi çevirmiş durumda. Gizemli, ahşap ve
taş evlerin hâla yaşam ile ölüm arasında ince bir çizgi içinde kaldığı yere
geldik. Gün aydınlıktı aydınlık olmasına ama kapalı bir hava soğuk bir gün.
Doğa yürüyüşü bu
sefer bize ilk kez katılan Erdem arkadaşımız ile birlikte, Tamer Kaptan ve
Yunus Usta ile dört kişilik gezi ekibi, birbirine uyumlu insanlardan oluştu.
Şikâyeti unutmuş, doğayı, doğanın farklı bakışını, seslerini, görüntülerini
merak eden dört insanın sekiz gözüyle seyreyledik dağların vadilerini, yüksek
tepelerini.
Gezinin planı ve
yönü yıllar öncesinin bir düşüydü. Ganosların bitmez sevdası, yüzlerce tepesi,
vadisi, yaylası söz konusu olunca, bu yere ancak şimdi sıra geldi. Zorlu
yürüyüşü sevenler için, farklılığa nezaketle yapmak isteyenlere ait muhteşem
bir yürüyüşün hikâyesi, bir güne, dopdolu bir güne sığdı.
Aracımızı Uçmakdere
Köyünün doğu yönüne bıraktık. Aynı istikametten çok zorlu bir tırmanma ile
izleyeceğimiz yola çıktık. Büyük yürüyüş soluk soluğa başladı. Meşeler, kışı
hatırlatıyordu. Kışın kurumuş kahverengi yaprakları, cansızmış gibi
gözlerimizin önünden aşağılara süzülüyorlardı. Karşı Ganos tepelerinde ise beyazlık,
saf bir görüntü içinde, kahverengi dallara tutunmuş buz kütleleriyle, yere
uzanmış beyaz karlarla kendi saygınlığını gözler önüne sermiş.
Neredeyse rakımın on
metresinden başlayıp ağır ağır tırmandıkça, yüze, iki yüze, derken yedi yüzlere
kadar ilerledik. Köyün doğu yönünden güney yönüne, sonra güney batıya ve kuzey
batıya; beyazlığın merkezine kadar yürüdük.
Bu zorlu yürüyüşte
üç kez mola verdik. Üç molada da, Yunus ustanın marifetli elleri kuru odunlarla
anında ateş hazırladı. Yukarılarda rüzgâr soğuk ile arınmayı davet ediyordu. Bu
arınma töreninde üşüyen ellerimizi ateşin hiç kirlenmeyen yüzüyle
onurlandırdık.
Birinci ateşte sabah
kahvaltımızı yaptık. Yunus ustanın kendi yaptığı şarap ile doğaya bizi zarif
uygarlığına davet etti diye teşekkürlerimizi sunduk. İkinci ateş, tam manasıyla
yorulan bedenlerimize bir dinlence ikramıydı. Bu ikramı enerji adına elma ile
ödüllendirdik. Üçüncü ateş zamanı ise öğle yemeği vaktini gösteren 13,15 civarı
gerçekleşti. Yine Yunus ustanın marifetiyle çarçabuk yanan ateş, közlenen
biberler ve tam kıvamında pişen sucuklar, açıkmış yorgun bedenlerimize,
yaşama hakkını sundu.
Ganos dağları,
vadileri avcı kaynıyordu. Avcılar yörede oldukça fazlalaşan domuz avına
çıkmışlardı. Bu diyar öyle bir diyar ki, can derdine düşen domuzlardan
hiçbirini bulamamışlar. Çünkü öyle arazi oluşumları var ki, insanın girmesi
mümkün değil. Böyle zamanda av durumundaki domuzlar, avcılardan kaçmanın,
kurtulmanın en güzel yeri olan derin vadi içlerini seçiyorlar. Avcılar boşu
boşuna gezip durdular.
Ganosların güneye
bakan tepelerinde, kuytu yerlerinde yeşil otları gördük. Dağ sümbülleri,
çiğdemler baharın kokusunu çoktan duymuşlar. Sarı renkleriyle direniyorlar
bitmeyen yaşam, ölüm ve yaşam töreni için.
Rakım arttıkça,
yönümüz de kuzeye doğru yöneldikçe bizi şaşırtan, daha önce hiç bu kadar
görmediğim krallığın merkezini gördüm. Burası kardelenlerin uygarlık merkezi
olmalı. Ağaçların altı, yamaçlar tam manası ile beyaz, nazik, zarif kardelenler
ile süslenmiş. İnanılmaz güzel bir manzara.
Yürüyüşümüz arttıkça
bir süre sonra bir inanılmaz daha çıktı karşımıza; bembeyaz kar örtüsü ve
ağaçlardan yılbaşı süsü gibi sarkan buzlar; beş on dakikada bu kadar değişimin
olabileceğinin büyük şaşırtmacasını yaptı. Artık yürüyen ayaklarımız karları
çıtırdatıyor, beyazlığın, saf beyazlığın insana huzur veren ikna büyüsü içinde
yürümenin, fotoğraf ve video çekmenin ustalığı için yarıştık.
Aynı günde, biraz
farlı rakımlarda, terledik, üşüdük, şaşırdık, huzurdan huzura dönüştük. Büyük
ağaçların, neredeyse yüzyıllanmış yosun tabakalarının gizli mağaralarına eğilip
baktık.
Büyük yolculuk
esnasında beslediğimiz bir köpek, avcıların köpeği ile dost olduk. Daha genç
bir yavru olmasına rağmen oldukça heyecanlı ve meraklıydı. Uçmakdere Köyü
içinden eşeğiyle dolaşmaya çıkmış yaşlı adamla sohbet etmekten öte fotoğraf
çektirdik. Eşeğin uysallığına, insan denen canlının emrindeki duruşunun
kabullenişine baktıktan sonra yolculuğumuz, köye yaklaşmanın heyecanı, akan
büyük şırıltılı derelerin berrak süzülüşleriyle bitti.
Özlediğimiz köy
kahvesinde çaylarımız içildi, günün masraflarının matematiksel bilmecesi
çözüldü ve şehri Tekirdağ'a hareket ettik; betonun, trafiğin ve oldukça meşgul
olan insanların olduğu büyük uygarlığa doğru…
Güven Serin
4 yorum:
'Kardelen krallığı' sözü hoşuma gitti,keşke diğer bitkilerimizde kendilerine yaşıyabilecekleri böyle doğal bir ortam bulabilseler.Tabi biz insanlar doğal bir yer bırakırsak.Selamlar,sevgiler
Teşekkür ederim Kadir Bey. Selamlar ve saygılar,benden de.
Bembeyaz karlı dağlarda kardelenlerle içiçe ve doğanın o muhteşem değişimlerini an ve an hissettiğiniz bu harika yürüyüşlerinizle; büyük uygarlığa! tam bir doping alarak geri dönmüşsünüz...Ayaklarınız dert görmesin! daha çok gezin, temiz havayı hep içinize çekin, bedeniniz sağlıkla ve siz(ler) hep esenlikle kalın...
Gerçekten de öyle Esmir,büyük uygarlığa tabiatın doping alarak döndük. Çok teşekkür ediyorum; bu ayaklar beni taşıyana kadar gezgin olmanın erdemli yürüyüşlerini yapacağım.
Yorum Gönder