27 Eylül 2024 Cuma

İNSANDAN KULELER

 



                                       İNSANDAN KULELER

                                         ( İnsan Kule Festivali )

    İnsanın yolculuğu, evrimsel trafik daha ne kadar devam edecek ve nasıl sonlanacak bilinmez ama bilinen özellikleri bile bilim insanlarını şaşırtmaya yetiyor.

    Sadece insanın beynini inceleyen bilim insanları karşılaştıkları sıra dışı bağlar, trilyonlarca karışık hücre, milyarlarca nöron görev yapıyor. Eğitim denen mucize de burada başlıyor. O trilyonluk bağları anlamlı buluşmalara, icatlara ulaştırıyor.

   İşin içine eğitim, onunla birlikte bilim, sanat dalları girince insan denen canlının milyarlarca nöronu durmadan yeni şeylerin peşinde, yeni üretimler, ekip biçme ve ürünler yaratıyor. İnsan, yani bizler, böyle bir gizem ve mucizeden ibaret…

   Kötülüğün de en hakikisi, hiç duyulmamışı insanın nöron fabrikasından çıkar. İyiliğin, erdemin de en gelişmiş, en zarif yanları yine o fabrikalardan doğar ve yayılır.

   Yaşamım sürdüğü sürece yazacağım şeylerden birisi; insan denen canlı, bütün eksiklerine, hatalarına rağmen vazgeçmemelidir. Bazen bir özür yetmez! Bazen destansı pişmanlıklara ağıt yakmak da yetmeyebilir. Ama özünde iyiliği, faydayı, yeniliği hedefleyen her türlü proje, onu çok farklı basamaklara taşır.

   18.yüzyıldan bu yana 30 Ağustos geldiği vakit İspanya’da yüzlerce, binlerce insanın katıldığı bir festival yapılıyor. İnsanlığın somut olmayan mirası kabul edilen, insandan kuleler festivali için bir yıl hazırlanan gruplar, en yüksek kuleyi oluşturup yarışı kazanmak için inanılmaz derece emekler harcayıp becerilerini bir araya getiriyor.

   İnsandan kuleler festivalinin riski yok mu? Elbet var. Ya getirisi; toplumsal, kişisel kazançları? Neredeyse her hafta bir araya gelen gruplar bir yıl boyunca yapacakları, oluşturacakları kule için çalışıyorlar. Yani birbirine dokunuyorlar. En altta en güçlü ve en dayanıklılar duruyor. Üstlere çıkıldıkça daha hafif, hatta çocukların da katıldığı inanılmaz bir festival, heyecan ve bir araya gelen insanların kültürel mirası, dayanışması yaşanıyor.

   Festivallerin yararı nedir dersek? Ülkenin, şehrin imajını düzeltmekle kalmıyor, turizmi geliştiriyor. Kentsel, bölgesel kalkınmaya yaptığı katkıları bir anlığına unutalım! Orada yaşanan insanların bir araya gelmesi ve birbirlerine inanması, güvenmesi ve birlikte çıkılan bir yolculuk…

    Sportif birlikteliklerin, fiziksel önemi bir yana, zihinsel, duygusal zekâmıza, yüreğimize yaptığı katkının; faydanın, iyiliğin haddi hesabı yoktur. Bir kere o bölgede, kentte barışı, sevgiyi, dayanışmayı en yüksek noktaya, zirveye çıkartır.

   Rekabet, heyecan, çalışma disiplini ve daha bir sürü duygu bütünlüğünü bir araya getiren insandan kule festivali, sadece İspanya için değil artık tüm dünyanın somut olmayan miraslarından sayılıyor. Kırkpınar Güreşleri, Meddahlık, Mevlevi Sema Törenleri, Âşıklık Geleneği, Karagöz gibi değerlerimiz de dünya somut olmayan mirası olarak biliniyor, korunuyor…

   İspanya, İnsandan Kule Festivali kültürünü sadece turizm, ekonomik gelişme olarak değil en önemlisi, orada yaşayanlar arasında kent kültürü, kentlilik bilinci ve barışçıl duyguları besleyici yönleriyle, yürekten alkışlıyorum.

   Zengin değerlerimizi, sadece laf olsun ve kupkuru kutlama ve anmalarla değil, tüm dünyanın ilgiyle, heyecanla ve imrenerek izleyeceği hale getirmek için o insan denen canlının eğitimle harekete geçen ve sıra dışı işler yapan nöronlarını besleyelim diyorum; besleyelim…

   Okullarımızı, öğretmenlerimizi, eğitim sistemimizi en örnek alınacak, en insancıl ve bilimsel hale getirmek için çalışmak zorundayız! En azından kuleden insanlar festivaline katılanlar gibi birbirimize sarılmayı, dayanışmayı yaşatmak adına azcık çırpınalım, birazcık gayret edelim…

Güven SERİN 


Hiç yorum yok: