27 Şubat 2024 Salı

GALA GÖLÜ MİLLİ PARKI FLAMİNGOLARI DANS EDİYOR

 



                    GALA GÖLÜ FLAMİNGOLARI DANS EDİYOR

  Yüzlerce, binlerce Flamingo, Edirne, İpsala, Karpuzlu, Enez bölgesi Meriç Deltası içerisinde bulunan Gala Gölü Milli Parkı olan, 6090 hektarlık alanı kaplayan, bölgeye toplanmışlar. Ülkemiz için çok önemli Milli Parklar içerisinde olan ve her geçen gün canlı yaşamı, turizm için önemi daha da artacak doğal alanlarımızdan birisini her yıl olduğu gibi bu yılda ziyaret ettik.

  Gelişen uygarlıklar hızla yapaylığın pençesinden kurtulmak için Milli Parkların yanında doğal yaşamı; besleyecek, koruyacak, yaşatacak alanları şehir, kasaba merkezlerine kadar; insanla, uygarlıklarla barış içinde olması için ciddi çalışmalar, koruma ve yaşatma önlemleri alıyorlar.

   Gala Gölü Milli Parkı henüz yirmi yıllık bir geçmişe sahip olsa da, hızla kuruyan, çoraklaşan dünyamız ve bu dünyada bizlerden milyonlarca yıl önce var olmuş kuşlar, böcekler, balıklar tıpkı insan gibi sulak, bataklık alanlara muhtaçtır.

  Gala Gölü Milli Parkı tam da kuşlar, diğer canlılar için; bir cennet… Açıklanan rakamları değerlendirip ortalamasını aldığımda sadece Gala Gölü Milli Parkı içinde yüzlerce canlı yaşıyor. Kimisi, Milli Park’ın yerlisi, kimileri de göçmen canlılar olup, tam da kış aylarının sona ermeye yakın, baharın başlamasına az kala birçok göçmen kuş sürüler halinde sulak alanlarına, sazlıklarına kavuşmuşlar…

  Yakın gelecekte buranın sembol canlıları haline gelmekle kalmayıp, başrol oyuncusu olacak kuşlardan birisi Flamingolardır. Bize sürpriz yapan, diğer geliş zamanlarımızda görmediğimiz Flamingoların dansı, ahengi, birlikte hareketleri saatlerce görülmeye, izlenmeye değer… Sürüler halinde göç eden, çok özel sulak, bataklık alanlarda yaşama, beslenme imkânı bulan Flamingolar artık Gala Gölü Milli Parkı’nın başrol oyuncuları…

  Buraya ait diğer göçmen kuşları da yok sayamayız! Küçük Orman Kartalı, Ak Kuyruklu Kartal, Kızıl Şahin, Kerkenez, Küçük Karabatak, Tepeli Pelikan, Saz Delicesi, Kaşıkçı, Kılıç Gaga, Gri Balıkçıl, Büyük Beyaz Balıkçıl ve daha yüzlerce kuş, böcek, canlı türü Gala Gölü Milli Park sakinleridir.

   Şehirlere yığılan insanlar, insanlık yolculuğuna devam edecekse, etmek istiyorsa, tıpkı gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi; DOĞA ANA’yı çok ama çok iyi anlamak ve onur rıza olmadan hiçbir şeyi yapmayı anayasası olarak kabul etmek zorunda.

   Gala Gölü Milli Parkı, Milli Parka bakan tepeler üzerinde gelen misafirlere, doğa meraklıları için yapılan seyir alanı, kuş gözlemeye gönül vermiş insanlar için bulunmaz ve çok nadide yerlerden birisidir.

  Biraz ötede Balkanlardan doğan ve Ege’ye sessizce, Flamingoların tam tersi, usulca süzülen Meriç dupduru ve kadim bir geçmişten sonsuza akıyor. Enez tam bir rüya kasabası! Kalesi, tarihsel geçmişi, henüz gün yüzüne çıkmamış öyküleriyle; sadece arkeologları beklemiyor! Sosyologları da, yazar, şair, yönetmen ve her şeyden önce Paris’e, Roma’ya, Berlin’e, Londra’ya gitme merakını nazikçe bir kenara bırakan veya ekonomik gücü çok sınırlı aileleri de bekliyor.

  Özellikle seyir tepesi olarak altyapısı tamamlanan sadece gözlem yeri değil, ailelerin çocukları, akrabaları, komşularıyla harika bir gün, tükenen sonlu ömürlere çok güzel bir anı bırakacakları, piknik yapacakları ve daima serin rüzgârıyla, Flamingolar gibi dans bile edecekleri bir yerdir.

  Rahmi Bey ile gün sonuna doğru ilerlerken, çocukluğumun gözleriyle baktım; uçsuz bucaksız Enez, Karpuzlu, Paşaköy, İpsala topraklarına. Her yer su kanallarıyla, yaşamın kendisiyle kuşatılmış. Balkanlar yine kendi gizemli halleri; silueti içinde kırk, yüz, bin yıl önceki duruşu içindeydiler.

  Gala Gölü Milli Parkı sayesinde bir yörenin coşkusu, misafiri-turizmi çok daha fazla artacağı bellidir. Sorun, bu büyük mucizeleri, yaşam alanlarını doğal yaşamlara zarar vermeden iç ve dış turizmle buluşturabilmek…

    Bir gün, sürekli ilaçla alınan mahsuller; çeltik-pirinç bitecek bu diyarlarda. Ama doğal yaşam, doğru yönetilirse; turizm; belki de boşalan köy ve kasabalarımızı geri getirecek…

   Su kanallarının, çeltik tarlalarının ve Gala Gölü Milli Parkı Flamingo, Kuğu, Sığırcık ve Ak Kuyruklu Kartalların diyarından ayrılırken biz; halen dans eden Flamingoları son bir kez selamlayıp, buraya getirdikleri tat, tuz, renk, görsel şölen için minnettarlığımı da çocukluk anıları gibi orada, tertemiz tepelere, ovalara bırakıverdim…

  Bizim türkülerimiz, şarkılarımız bizleri anlattı. Hüzünlerimizi, sevinçlerimizi, kahramanlıklarımızı… Flamingoların dansı da, bu dansı ortaya çıkartan milletlerin öykülerini; hırsı, özgürlüğü, mutsuzluğu, acıları anlatıyormuş…

   İnsan denen canlı, doğaya bakarak, doğadan esin alarak ne çok şeyler icat etti. Belki de, kanayan vicdanlar, can yakan kaba ellerin bedenleri daha fazla doğaya çıkmalı ki, henüz vakit varken, yaşamın içinde hiç de lüks olmayan muhteşem eserleri görme fırsatını yakalasınlar…

 Güven SERİN 

 


  




Hiç yorum yok: