HAYRABOLU
ŞALGAMLI’DA YANAN SANAT ATEŞİ
Nasıl kurumuşsa göllerimiz, kirlendiyse nehirlerimiz; zenginleşiyoruz, üretiyoruz, fabrikalarımızı çoğaltıyoruz diye, bölgemizde neredeyse sanat nehirleri de kurumuş gibi görünüyor.
2023 yılı içerisinde kurulan Tekirdağ Büyükşehir Tiyatrosu, Bandosu ve Tekirdağ Kültür ve Turizm Müdürlüğü çabaları sayesinde sanat serpintilerini hissediyor, sanatın bereketini neredeyse sanat dualarıyla bekler, çağırır olduk.
Görünen o ki, zorla hiçbir şey olmadığı gibi, kent bilincini, kentte oturmaya-yaşamaya gelenlere kent sevgisini, huzurunu sunmadan o insanlardan kentli olmalarını istemek bir hayaldir…
Hayrabolu Şalgamlı diyarına dönmek istiyorum.1972 Tekirdağ doğumlu Bülent İŞCAN, paylaşacağım ve ziyaretine gitmiş olduğumuz sanatçıdır. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan sanatçının doğduğu diyarı; yaşam alanıyla sanat alanına dönüştürmesi çok ama çok büyük bireysel devrim niteliğindedir…
Yazı sanatına adanmış Gogol, sanatın uçsuz bucaksız erdemini ve gizemlerini anlatırken, gerçek ressamların çok küçük şeylerden büyük eserler ortaya çıkaracağını iddia etmektedir. Onun için hor görülen ve aşağılananda, hor görülecek ve aşağılanacak hiçbir şey yoktur. Kısacası, insan ilahi ve göksel olandan vazgeçmemelidir, düşüncesiyle Gogol yazı sanatına, klasik edebiyatın ölümsüz eserlerine bu haz ve düşünceler içinde ruh katmış, eserler üretmiştir.
Tekirdağ Hayrabolu Şalgamlı doğumlu sanatçı, nehirleri tersine de akabileceğini, yıllarca Karaköy İstanbul gibi yerde ün, şan ve zenginlik sahibi olmuşken, Covid–19 döneminde, evlere sıkışmış insanlığın çıkışını, terk edilen, üretim ve tokluk diyarlarından birisi olan Şalgamlı diyarına dönüş yapmıştır.
Yaptığı sanat resim bilgisiyle, heykel bilgisinin de ötesine, tıpkı köylerini ve küçük dükkânlarını terk eden sanat ve zanaat işçiliğine geri dönmüştür. Silikon’dan ürettiği heykeller için hem sanat hem de zanaat bilgisi üst seviyede olmazsa, Bülent İŞCAN olamazsınız…
10 Aralık günü daha önce birçok etkinlik gerçekleştirip yola, yolculuğa, öğretilere, kültürel şenliklere birlikte gittiğim arkadaşlarım; Metin ONUR, Lokman TURAN, Özkan PAPATYA ve Nazır ÇELİK ile birlikte başladı.
Tekirdağ Süleymapaşa günü hafif serin gibi görünse de, çıkmış olduğumuz yolculuk güneşin battığı batı yönüne ilerledikçe güne damgasını vuran kış güneşiydi.Tam da bahar havası rolü içinde gülümsüyordu,kırlara koşmuş insanlara…
Metin’in şoförlüğünü bu yüzden seviyorum. Kırlardan geçerken nerede durmak istesek, hemen aracı uygun bir yere çekip duruyor ve kendisi de kırlara düşkün, sevdalı olduğu için; “ Buyurun arkadaşlar” diyerek, Şalgamlı’ya giderken birkaç yerde durup, boşalan kırlarımızı, meralarımızı, sürüsü olmayan otlaklar-meralar, okulsuz köylerimizi gördük.
Şalgamlı’ya Bülent İşcan’ın eserlerini, yaratıcılığını gerçekleştirdiği mekânların olduğu yere geldiğimizde; “ İşte bu ev sanatçı evi! İşte bu ev sanatçı atölyesi ve bahçesi” demenin duygu dolu ve imrenme anlarını yaşadık.
Bizi karşılayan Bülent İşcan oldu. Yüzündeki gülümseme, hatta aydınlık, sanatında da mevcut... Eserleri, sadece teknolojinin, silikon ham maddesinin birleşimi değildi. O eserlere insan ve insanlar dokunmuştu. Heykellerin bakışlarındaki gerçeklik,sıcaklık kutuplarda donmuş bir canlıyı pekala güne-yaşama çağırabilir görünüyordu.
Kostümlerini yörede yaşayan kadınlarımızın yardımlarıyla diktikleri, çok önemli müzelere ve sinema sektörüne katkı sağladıklarını öğrendik. Yaşama ve işini aşkla sevmek böyle bir şey olmalı…
Tıpkı Gogol’un Portre çalışmasında sözünü ettiği o büyük huzuru ve sükûnu bulmak böyle bir şey diye düşündüm…
Bülent İşcan’ın geniş, temiz ve içerisinde yaptığı çalışmalar, eserlerle dopdolu aydınlık atölyesi-işliğiyle karşılaştık. Düzen, çalışma ve yaratıcılıkla birleşince ister ruhsal zenginlik, ister maddi ve insanlığın aradığı ün-şan hepsi oradaydı…
Sevgili eşi Şenay İŞCAN da buradaki cennetin oluşmasına büyük katkı veren yöneticiydi. Gerçek şu ki, kadın ve erkek, enerji ve marifetlerini deneyim, aşk içinde birleştirince Şalgamlı sanatı, mucizesi Bülent İŞCAN: İŞCANLAR çıkıyor ortaya; onurumuzu olan sanatçı ve ÇALIŞANLAR…
Güven SERİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder