6 Kasım 2023 Pazartesi

CENAZELERDE POZ VERENLER

 

İNTERNET

                             CENAZELERDE POZ VERENLER

    Sadece cenazelerimiz gözlem altına alınsa, insanımızın trajikomik durumları kitaplaştırılsa, sosyoloji dersi veren öğretim görevlileri ve sosyologlar için en değerli eserlerden birisi olur.

  Eğlenilecek yerde eğlenemeyen, gülünecek yerlerde gülemeyen toplumun fertleri, hüzün törenlerinin yaşanacağı cami avlusundaki cenazelerde ise fotoğraf çeken gazeteciler karşısında gülümsemenin kim bilir kaç halini yapıyorlar…

  Kişi biraz tanınmışsa, sevilen, sayılan birisi ölmüşse, cami avlusu hem kalabalık, hem de yerel basın tarafından da sahipleniyor. Şehrimizin tanınmış, sevilen ve sayılan kişilerinden Kaşıkçı doğumlu, benim de çok saygı duyduğum bir insanımızın cenazesini gözlemledim.

     Yerel basın da orada olduğu için sosyoloji konusuna giren insan hallerini gösteren yüzlerce fotoğraf, onlarca video çekildi. Çekilmiş olan fotoğrafları tek tek izlerken, görünce şaşırmadığım, daha önceleri de buna benzer bir sürü gülen yüz fotoğrafları ve insan manzaraları gördüğüm için şaşırmasam da bir kez daha sorgulama ihtiyacı duydum…

   Gazeteci cenazeye katılan, cenaze yakınlarını, ölen değerli kişinin tanıdık eş, dost ve akrabalarını tek tek çekmiş. İnanılmaz manzaralar; tam manasıyla neyi anlatıyor anlayabilmek mümkün değil…

 CENAZEYE KATILAN KADINLARIMIZ!

   Şunu söylemeliyim ki cenazeye katılan kadınlar, hüznün de hakkını veriyor, eğlenceye katılırlarsa sevincin, eğlencenin de… Kadınlarımız, tıpkı geleceğimizi emanet edeceğimiz yarınlar gibi, bizi:- Biz yapacak muhteşem canlılar… Her yerde erkeklerin yapay, kuşkulu ve kuruntulu bakışlarından sıyrılıp saydam, doğal olana yaslanmayı, hissetmeyi çok iyi yaşıyorlar…

   Görünen manzara sosyolog gözüyle incelenmiş olsa bambaşka arızaları anlatacağı bellidir. Cenazelerin, düğünlerin kalabalık olması, insan yığınlarıyla kuşatılması hiçbir mana içermediği gün gibi ortadadır. Cenaze törenine çok az sayıda ve ölen kişinin ardından birkaç söz, birkaç gözyaşı ve insanı daha bir insan yapacak duruş yapan insanların gelmesi özlenen bir insanlık manzarası olmaz mı?

  Veya, cenazeleri sadece kadınlarımıza, çocuklarımıza emanet etsek, inanın bana erkek erkeğe sohbet etmekten, oyun oynamaktan yorulmuş, yıpranmış, yapay bir taşa dönüşmüş biz erkeklerden çok daha başarılı ve her şeyden öte samimi duruşlar içinde cenaze töreninin hakkını verirler…

  Düğün törenlerimize hiç girmeyeceğim. Nasıl yapaylık koktuğunu, oraya katılan gözlerin gözlemci olmaktan çok öte çalıştıkları, eğlenmek, o mutlu günü-geceyi kutlayıp sahiplenmek yerine, acayip düşünce, yorumlarla yorgun düştükleri bilinen bol acılı, baharatlı gerçeklerimizdendir…

   Sevilen bir insan ölmüşse, cenaze avlusunda toplanılmış ve onun sonsuza uğurlanacak naaş-bedeni yanı başında duran insanlar fotoğraf çeken gazeteciyi görür görmez niçin poz verme durumuna girer? Fotoğraf açlığından mı? Herkes fotoğrafa boğulmak üzereyken bu mümkün mü? Yoksa zaten ezik, büzük ve her gün yaşanan olaylardan(kaza-belalar) hüznün rengi, karakteri mi değişti? Veya artık hepimiz bir ermiş gibi, ölen insanın cennete gittiğini görüp, sevinç pozları mı veriyoruz?

  Cenaze canaze dolaşan, cenazeleri vakit geçirme ve karnını doyurmak amaçlı pilav lezzetine çevirenler daha dik, daha ciddi duruyorsa varın ne halde olduğumuzu siz yorumlayın…

Güven SERİN  

  


Hiç yorum yok: