11 Mayıs 2023 Perşembe

PEŞİN HÜKÜM (VURUN ABALIYA)

 


Kamera; Nasip Bey

                                        PEŞİN HÜKÜM: VURUN ABALIYA!

 ( Sahildeki Gitarcı-Bayrampaşalı )

 İnsanın tam manasıyla insana ulaşması, kendine varması kaç yıl sürer acaba? Kıt kanaat eğitim yöntemlerimiz, doğru ve anlaşılır bilginin çok uzağında durmamız veya kalmamız; her zaman öfkeli, yanlı ve sorunlu ruh yapıları içinde buz dağları içine sıkışmış vaziyette bırakıyor biz saygın, onurlu insan ve insancıkları…

   Sahildeki Gitarcı alt başlığı için müzisyenlerden özür diliyorum. Çünkü birkaç yıldır orada, elindeki gitarıyla müzik yaptığını sanan kişinin uzaktan yakından müzikle, müzik aletiyle ilgisi dahi yok!

  Her gün hemen hemen aynı saate, vazifesine çok bağlı bir insan gibi gelip, yarım günlük süresini sadece gitarın tellerine dokunarak, hiçbir nota, ritm, ezgi bilmeden geçirip giden kişiye oradan geçenler de alışmış durumda.

   Yeteneği olmadığı için ona para veren de pek yok. Niçin vermiyorlar diye onun da dertlenmeye niyeti yok. Tıpkı gitarın tellerinden hiçbir mana çıkmayan ses ve soluk-donuk, gizemli bakışlar içinde görevini çok iyi yapmış, işine çok önem veren bir insan olarak geldiği yöne; şehrimizin batısına doğru gidiyor.

    Gizliden gizliye, hatta iyiden iyiye onunla ilgili bir yazı yazıp; “Kimdir Bu Adam?” deyip, hiçbir müzik bilgisi olmayanın halkı kandırmaya mı çalıştığını ve daha bir sürü soru sözcükleriyle onu sorgulamayı düşündüm!

  Sonra! Bu iş böyle mi yapılır? Diye sordum kendi özüme. Yine bildik yerde; Yalı Bölgesi dediğim yerde Nasip Bey’in getirdiği çayı içiyordum. Tam da o saatte, gitarı boynuna asmış, kendince işini tamamlamış adam geçiyordu. Sabahtan geldiği yere; evine dönüyor olmalıydı.

  Ardından seslendim. Belli ki ona seslenen olmuyor. Korkuyla karışık şaşırmış halde durdu ve bana baktı.

—Çay içer misin, deyince: - İçerim ağabey, dedi.

  Nasip Bey’i telefonla ararken:

—Benim çayım kâğıt bardağa konsun ağabey, hatırlatmasını yaptı.

  Yan taraftaki boş banka oturmasını rica ettim.Gitar çalma,müzikle uğraşma üzerine kısa bir sohbet üzerine,en saf,en dobra çocuk masumiyeti içinde o korku ve gizem dolu yüz şöyle cevap verdi:

—Ağabey, ben şizofren hastasıyım. Aynı zamanda uyuşturucu tedavisi gördüm. Annem, babam ve doktorum bir şeyle meşgul olmamı istediler. Ben de hiç bilmesem de gitar çalmayı, evime katkı sağlamayı istedim.

—Onun için mi her gün sahile geliyorsun?

—Evet ağabey. Eve katkı yapmak istiyorum.

—Sana da iyi mi geliyor böyle meşgul olmak?

—Çok iyi oluyor. Ne kadar kazandığımın önemi yok. Ailem de bana destek oluyorlar.

   Bu konuşmayı yaptıktan sonra çayını bitirmeden yoluna koyulmak istedi. Belli ki, kendine iş edindiği birkaç saatlik gitar telleriyle meşgul oluşu; onu faydalı, sakin bir insan halleri içine sokuyor. Onunla fotoğraf çekilmeyi rica ettim. Sanırsınız ki kimse onunla bugüne kadar fotoğraf çekilmemiş. Yine aynı korku dolu, gizemli bakışlar…

   Sonra, her gün yaptığı gibi, gitarı boynuna asılı vaziyette ve işini yapmış, beyin nöronlarında hükmeden kargaşayı, birkaç saatlik sahil havası, meşguliyeti, onun algısıyla; iş yorgunluğu içinde evine, yuvasına dönmek için yola koyuldu.

   Onu uzun zamandın tanıyan Nasip Bey, bu durumu öğrenince tıpkı benim gibi:

—Peşin hüküm vermişiz! Biz onu işe yaramaz, halkı kandırmaya çalışan birisi sanmıştık…

   Doktorlara, hasta adamın ailesine; faydaya, kazanmaya, anlayışa, bilime ve gizemli insan ruhuna verdikleri desteği, yaptıkları katkı için teşekkürü borç biliyorum…

   Vurmadan önce Abalıya, belki bir değil, birkaç kez düşünmelidir derim! Kim bilir ne masum insanlar, insancıklar, böyle kayboluyor, kaybediyoruz; üstelik onların bedenleriyle birlikte ruhlarına; vura vura, kıra kıra…

 Güven SERİN 

 

 

 


2 yorum:

Makbule Abalı dedi ki...

Toplum giderek birbirine yabancılaşıyor, sormadan, yeterince tanımadan yargılıyor, kararlar veriyor. Her durumda kimseye zarar vermeden, kendi kendine yetebilen, bir amaç doğrultusunda hayatını sürdürebilenlere ne mutlu.

Dünyanın karmaşası içinde ruhuna zarar ermeden müziğin iyileştirici gücünü seçmiş bu adsız kahramanı kutlamak geldi içimden. Kendi yolunda ağır ama emin adımlarla yürüyor. Varsın kimse farkında olmasın. O yaptığı işi önemsiyor ve işinden güç alıyor.

GÜVEN SERİN dedi ki...


Duyarlılığınız,değerli yorumunuz için teşekkürler Makbule Öğretmenim..