İnternet
MARTENİÇKA
ŞENLİĞİ
1 Mart başlangıç olup 31 Mart’a kadar devam eden,
insan dünyası yaratıcılığı tarafından gelenek hale gelmiş Marteniçka, Balkan
geleneklerinden birisidir. Kırmızı beyaz renklerden oluşan bileklikler, baharın
kokusu duyulur duyulmaz bileklere veya göğüslere takılıyor. Görülen ilk
leylekle birlikte çiçek açmış, baharın dönüşümünü anlatan neşeli ve renkli bir
ağacın dalına asılıyor.
Sizin anlayacağınız dostlar, insan denen canlı,
sadece yasa ve düzen sayesinde beslenip var olmuyor. Geleneklere, düşlere,
efsanelere, mitolojiye de bilim ve sanat kadar ihtiyaç var.
Düşleri, gelenekleri olmayan toplumların
şenliğe dönüşen gün ve geceleri de olmuyor. Yaz yağmuru gibi sevinçler,
kutlamalar yaşanıp geçip gidiyor. Festivalleri bile şenliğe dönüşmüyor…
Ona boş ver, buna sırtını dön; yaratılmayan,
üretilmeyen öyküler, sahip çıkılmayan tarihsel ve mitolojik hikâyeler toprağın
sürekli ilaçlanarak çürümesi gibi çürüyor; verimsiz hale geliyor; birbirine
baka baka kararan insancıklar.
Mimar Sinan yapısı Rüstem Paşa Cami önündeki
kaldırımda Martenişka renklerinde bir ağaç var. Japon kiraz ağacı olduğunu
söyleyenler var. Ağacın alt dallarına bakarsanız, kırmızı beyaz asılı duran
Martenişkaları görebilirsiniz. Hepsi ayrı ayrı eller, yürekler, düşler
tarafından itina, dilek ve yakarışlar içinde bağlanmışlar; soluk alıp veren,
belki de hisseden genç ağacın capcanlı dallarına.
Antalya Karaalioğlu Parkı içinde bulunan,
kökleri park içinde, büyük ana dalları falezlere, Akdeniz’e eğilmiş olan
Çitlembik Ağacı da buna benzer yüzlerce dilek bağcığı, çaputu ile dolu.
İnsanın insanlık yolunda karşılaşacağı
gelişmeler ne olursa olsun, bir türlü erişemediği, ulaşamadığı dileklerini göklere,
yaratıcıya aktarması son derece anlamlı ve fazlasıyla insani…
Astronomi bilimini tanıyan birisinin
Astroloji anlaması tebessüm içinde olur. Edebiyatı, felsefeyi tanıyan, anlayan,
içinde bulunan kişilerin de en fırtınalı havaları, en korkunç zamanları
tebessüm içinde anlamak ve karşılamak tartışılmaz bir gerçektir.
Beyni, bilime, sanata, felsefeye kısacası her
türlü mantık, estetik ve düş gücüne açık bir kişinin yaşama dair soruları vardır!
Niçin? Ne yapılabilinir? Reddetme, öneri getirip veya kabul etme, tam manasıyla
parmaklarının ucunda; Martenişka Şenliği kadar bahar sevinci ve dilekleri
kokar…
Rüstem Paşa Cami önünde birisi genç bir kız
diğeri iki kadın da Martenişka bağlıyorlardı. İlk önce babaanne, sonra anne ve
onların ardından genç kız bağladı Martenişkasını.
Genç ağaç pembe beyaz çiçekleriyle toprağın
derinlerine inen kökleriyle duymuştu; güneşin, baharın aceleci sesini. Duymuştu
yaşamın var edici erdemini…
Martenişkalarını bağlayanlar gittikten sonra
sokuldum genç ağacın dallarının yanına. Ağırlıksız olmak nedir dedim ve sonra;
ekledim:
—Büyük beklentileri, korkunç
hesap sormaları nazikçe bir kenara bırakıp yoluma giderek…
Güven SERİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder