5 Temmuz 2022 Salı

KARPUZ ÇALMAYA UTANMIYOR MUSUN?

 

İnternet
Utanma; ayrı bir erdem,yücelik,dönüşüm imkanı...

                                KARPUZ ÇALMAYA UTANMIYOR MUSUN?

 

  Akşamüstü uğradığım genç manav oldukça canı sıktın bir şekilde yan taraftaki komşularına dert yanıyordu. Karayağız delikanlı ne olduysa olmuş ama bu işe çok canı sıkkındı…

—Ne oldu kardeşim, deyince;

—Ya abi, her gün bana gelen bir adam; biber isteyince biber, domates isteyince domates veriyorum. Bugün de verdim. Bir ara ben içeride müşteriyle uğraşırken dışarıda bulunan karpuzlardan kocaman bir tane çalmış. Yan komşu beni uyarınca arka sokakta yakaladım kendisini.

—Sonra?

—Ulan utanmaz-arlanmaz sende hiç mi vicdan yok! Koskoca karpuzu ne yapacaksın. İsteyince sana vermiyor muyum dedim. Cevap yok kendisinde…

   Genç manavın derdi buydu. Garip-biçare sandığı kişinin istediğinde ona yardım etmesi, bir yerde kendince ihanete uğramasına çok içerlemişti… Bir hafta önce ulusal marketlerimizden birisindeyim. Yan tarafta market çalışanı ile müşterinin konuşmasına kulak misafiri oldum. Market çalışanı hırsızlık olaylarından şikâyet ediyordu…

  Şu soruları sordum kendime ve birkaç tanıdık arkadaşa;

Hırsızlıklar yoksulluktan mı yapılıyordu? Yoksa eriyen, dönüşen toplumumuzun bozulan, tükenen insan yapılarının karaya vurmasından mı?

  Kırk yıl önce Sakarya Karasu’ya gitmiştim. Yol boyunca bir sürü yerleşim yerinden geçtik. Özellikle gece saatleri dükkânlar kapandığı halde dışarıda bırakılan mallarını, eşyalarını görünce arkadaşım Kubilay’a sordum;

—Niçin içeriye alınmamış bunca eşya, mal mülk? Arkadaşım hemen cevabı verdi;

—Buralarda hırsızlık olmadığı için hiç kimse dışarıdaki mallarını içeriye almaz…

  Aslında doğup büyüdüğüm yerde de insanlar evlerinin bile kapılarını kilitlemediği zamanlara tanıklık etmiştim… Ya şimdi? Değişen, dönüşen toplumları sadece bir tek sözcük, birkaç olayla izah edemeyiz…

  Nedenleri, niçin-leri, dönüşümleri iyi ve kötü yanlarıyla rakamlara, oradan da insani yansımalara, psikolojik, sosyal, hukuksal olaylar bütününe getirir, bir güzel yoğurur-sak, bundan sonra ne yapacağımıza karar veririz.

  Uygar dünya böyle dönüştü. Her hatayı, her kaybı, deneyim diyerek, bilimin, sanatın, sosyolojinin yardımıyla onardı ve daha ötelere iyileştirerek taşıdı.

  Bugünün gerçeği nedir dersek; gelir dağılımının adaletsizliği konusuna ulaşırız. Zengin ile fakir arasındaki uçurumlar, açlık ve fakirlik sınırlarını belirleyen rakamlar ve şehirlere sığınan yüz binlerce insanın sosyal ve kültürel yaşamdaki yerlerini inceler, anlamaya çalışırsak saf gerçeğe ulaşırız diye düşünüyorum.

  Genç manava oldukça canı sıkılmıştı. Acıdığı, yardım ettiği insan onun karpuzunu çalmıştı. Üstelik yiyebileceğinden çok fazla büyüklükte… Ve bunu, atalarından, büyüklerinden duydu o masum sözcükle anlatmaya çalışıyordu;

“ Utanmıyor musun karpuz çalmaya? Sende utanmak-arlanmak yok mu be kardeşim!”

  Gerçek şu ki, utanma duygusu iyi güncellenmediyse, rafine edilmediyse, bizi biz yapan o masum bakış, duyarlılık da yok olursa; vay halimize…

    Hızla, eğitime ve kırsal göçün nedenlerine dokun malıyız. Nitelikli eğitim ve üretim; beton ormanlarından çok daha değerli bir kazanım, reform ve devrimdir…

 Güven SERİN 

  



4 yorum:

Handan dedi ki...

Annemin şiiri geldi aklıma.

Bir Yerde Kalmış

"Utanma diye birşey kalmamış"
Diyordu
Köşe yazısında, ünlü bir yazar...

Kalmaz olur mu hiç;
Var!

Bulmacalara bakın,
Her zaman çıkar,
Utanma
Eşittir ar...

Halide KARAMAHMUTOĞLU

GÜVEN SERİN dedi ki...

Duyarlılığınız için,katkılarınız için teşekkürler...

Makbule Abalı dedi ki...

Mahcup olma, utanma, yüz kızarması.. Ve affetme, bağışlama, nedenleri araştırma... Kafamda bir kavram karışıklığı, çatışan düşünceler, kaybolan değerlerimiz, insanlığımız...
Yıllar öncesi mutfağımızda kokusu yayılan bir yemek pişse mutlaka bir tabak da komşuya gönderilirdi. "Can çeker" denirdi. Gönül almayı, konuşmayı unuttuk, suç ve ceza kavramlarının anlamını karıştırır olduk.
Konuyu ne güzel işlemişsiniz.
Esen kalın.

GÜVEN SERİN dedi ki...


Teşekkür ederim Makbule Hanım,katkılarınız çok güzel ve değerli; selamlarımla..