4 Mart 2022 Cuma

İYİLİK DE KİREÇ BAĞLAR

 


UKRAYNA SAVAŞI

                                          İYİLİK DE KİREÇ BAĞLAR

  İnsanın, insanlığın sınandığı zamanlara tanıklık ediyoruz.20.yüzyıl derken 21.yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzere. Yüz yıl öncesinin kasıp kavuran hastalıklarına aşılar yoluyla “dur” demişken, yepyeni hastalıklar, ölüm mangaları 21.yüzyılın birinci yarısı sona ererken kendini hatırlatıyor; covid–19…

 Küçücük, gözle görünmeyen bir canlı; insanın bütün icatlarına meydan okuyup, en gelişmiş şehirleri, ülkeleri bile insanlık sınamasından geçirdi; on binlerce, yüz binlerce, milyonlarca ölüm; henüz vakitleri varken göç edip gittiler…

  21.yüzyılın ikinci yarısı yaklaşıyorken, uzay açılacak olan insanlık geri dönüşümsüz olan Mars yolculuğuna beş on yıl kalmışken; Orta Doğu, Afganistan cehennemine odun taşınmaya devam ediliyor; çocuklar, yaşlılar ve akıl almaz bir göç dramları; Akdeniz, adeta ölüm tarlası-denize haline getirildi…

   Ve şimdi; Rusya, Ukrayna savaşı; sürü bilinmezlerle, kurnazlıklarla, hilelerle dolu. Bilinen tek şey; insanlar ölüyor…

  Nasıl ki kullandığımız aletler, suyun kireç taşıyıcılığı sayesinde kireç bağlar ve tıbbın keşfettiği insan hastalıklarından birisi olan kireçlenme; insan ve insanlık vicdanı için de geçerlidir…

  Kireçlenmiş ise o titiz, zarif, uygar görünüş içinde olan insanlar- bakış açısı, dokunma ve dokunuş erdemi, kendi soylu huzurumuz için görmez olduysa gözler, susmuş ise o bülbül nakaratlı diller; iyiliğinde kireç bağladığını söylemek yanlış değildir.

  Kullanılan aletler için “ kireç çözücüler” icat edilmiştir kimyacılar tarafından. Pekâlâ, da iyi iş görürler kireçlenmiş aletleri pırıl pırıl yaparlarken… İnsan bedeni kireçlenmesine de doktorlar çare arar ve bulurlar. En önemlisi insana hareketi tesviye ederler; hareketi, doğru beslenmeyi ve stres yönetimini…

  İyiliğin kireçlenmesine kim çözüm üretebilir? Yüzyıllardır katman katman kireç tutmuş insan kireçlenme hallerini nelerle çözmeye çalıştı insanlık?

  Lokma dağıtan ninelerimizin, komşularımızın erdemine dokunmak isterim. Sadece, komşuluk hatırına yapılmazdı lokma pişirip dağıtmak; koca mahalleye. İyiliğin var edici çözücü hallerini çoktan keşfetmişti o erdemli, az okumuş ama derin görgülerle beslenmiş yüzü güleç ve temiz insanlar…

  İyiliğin kireçlenmesine çare aramayı, pandemi başladığında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin zor durumda olan insanların “askıda fatura” uygulaması adı altında yaptıkları çalışmalarda bulabilir, görebiliriz. On binlerce borcu olan Ankara ailelerin küçük esnafa olan borç ödenmesi; iyilik yarışından öte bir şeydi; iyiliğin kireç çözüm işlerinden, işlemlerinden birisiydi…

  Bir düşüncedir dolaşır zihnimde. En gelişmiş ülkelerin en gelişmiş üniversiteleri, halkı dahi büyük uygarlığa koşan; savaşlardan, zalimliklerden korkan, göç eden insanlara set-engel-kota koymuştur. En iyileri, en faydalı olacakları ayıklayıp kabul ederlerken, yaşlanmış halklarına taze katkı vermenin de peşinde koşmanın karşılığı nedir?

   Gelişmiş dediğimiz uygarlıkların da iyilik taraflarının kireç bağlaması kaçınılmazdır. Belli ki evrimin kurnaz dönüşümü daha fazla ölüme, göçe ihtiyaç duyuyor. Böyle böyle dönüştürecek insanlığı; kendi potasında, devasa kazanlarında kim bilir kaç bin yıl daha eritecek ve bugünün tahmin edemeyeceğimiz insanlığını çıkartacak ortaya.

  Nasıl bir insanlık olur? Bilmek çok zor! Tahmin edebilir, kendi teorimizi ortaya koyabiliriz.

   Belki de gezegenimizin 70 bin yıl önce yaşadığı o büyük donma, buzlanma zamanı gibi; orada burada kalmış birkaç bin kişi; korkunç bir kireç çözme işleminden ancak sağ kurtulup bugünün 8 milyar dünyalının ataları olma unvanına kavuşarak iyiliğin kireçlerini çözecektir.

  4–5 yıl önce dünyamızın etrafında dönen uydularda, yani uzayda görevi tamamlanan astronot ülkesi ABD’ye geri döndüğünde basına yaptığı ilk açıklama;

  “ Dünyaya dönmek ne güzel” sözleri olmuştu.

     Bu sözlerde en ufak kireçlenme bulamazsınız. Hiçbir ülkeye, millete, dine, ekonomiye ait sözler değil bunlar; sadece ve sadece iyiliğin, insanlığın kireçler-inin çözülme halidir; sınırları kaldırıp, kavramlardan kurtulmuş saf insanlığın sözcükleri…

Güven SERİN 

  



Hiç yorum yok: