UTANMA BİLE UTANDI
UTANMAZLIKLARIN KARŞISINDA
( Tut kendini yüreğim! Tut kendini… )
Nasıl olur demeyin sakın; “Utanma” sözcüğü bile dile geldi bunca utanmazlıkların karşısında; UTANDI… Büzüldü… İçi acıdı; inkâr etmek istedi bunca olanları; bu bir kâbus, trajedi olmalıdır, diye…
Öyleyse, bunca kurban, çığlık, korkunç acılar ve utanmazlıklar yaşanırken niçin sormuyoruz; NİÇİN? NEDEN? İnsanın sadece midesini değil de görgüsünü, ahlakını, ruhunu, bilgi dağarcığını aç bıraktığımız için olmasın?
2016 yılında Tekirdağ sahilinin batı tarafına usulca bir heykel yerleştirildi. Bulgaristanlı heykeltıraş Velısav MİNEKOV Ekrem Eşkinat’ın belediye başkanlığı döneminde düzenlenen yarışmada, kazanan sanatçılardan birisiydi. Kurtuluşa göç edenlerin, denizi geçemeyenlerin yaşadıkları trajediye adanmış “ Alın Yazısı “ isimli heykel halene orada duruyor; usulca…
Bu heykele bakıp Müslüme gibi nice acının canını, bakışını, masumiyetini de görebiliriz her daim. Ve bitip bilmeyen bu korkunç ölümlerin sorgulamasının yapılmasının kaldırılan Köy Enstitüleri yerine açılması gereken Şehir Enstitülerinde utanmanın bile utancı ile yüzleşebilir bu utançların hepsini tarihin mezarlarına gömebiliriz…
Bazı yazıları yazmak çok zor oluyor. Zorlanıyor bedene hükmeden ruhun derin sorgulaması. Tam olarak hangi sözcüğün yeterli olacağını düşünüp, hiçbirinin yetmeyeceğini düşünmeden edemiyorum…
Trajedilerin anlatıcısı, insana ve insanlığa aktarmak ve utanmanın bile donmuş halini anlatmak isteyen Şekspir’in Hamleti şöyle haykırır yaşadığı ve hissettiği acıları anlatmak adına;
“ Ey göklerde yaşayanlar! Ey dünya! Daha ne olsun? Cehennem önüme mi gelsin? Ne yüz karası şey bu?
Tut kendini yüreğim, tut kendini! “
Müslüme’den geriye kalan tek şey: Utanma bile utandı bu utanmazlığın karşısında… Ya bizler? Sadece seyirci koltuğunda ve henüz bize sıçramamış olan trajedilerden uzak bir halde…
Romalı şairin 2050 yıl önce seslenişi neleri anlatıyor acaba;
“ Açık denizde çılgın rüzgârın coşturduğu çılgın dalgalarla boğuşan insancıkları, huzurlu bir kıyıdan seyretmek ne hoştur…”
Bütün okullara: ilkokula dahi felsefe inmiyorsa,bütün illere ve ilçelere şehir ve devlet tiyatroları kurulmuyorsa; daha çok ama çok trajedilere söz arayacağız; utanmanın bile utanması yok diye…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder