10 Aralık 2021 Cuma

TRT 2 'DE SANAT VAR

 



                                          TRT 2’DE SANAT VAR

                                

                                  ( Faroe Adalar’ından yayılan esinti )

  

   Birkaç yıldır TRT 2 ülke genelinde eksik olan,85 milyon için yeterli olmayan sanat etkinliklerine başladı. Güzel ve önemli paylaşımlar-yayınlar da hayli yapılıyor.

   Bir düşünsenize dostlarım, antik zamanların “Altın Çağlar “dedikleri yıllarda ki şehir devletlerinin başköşesine tiyatrolar, kütüphaneler oturtulmuş. Yani, felsefenin olduğu yerde sanat da, spor da var…

   Ya şimdi? Cumhuriyetimiz kurulduğu yıllardaki sanat çıkışları, daha sonraki hükumetler tarafından yerine getirildi mi? Sanmam…

   Niçin mi? 81 ilimizin yanında en az illerimiz kadar kalabalık nüfusu olan ve onlardan daha fazla yüzlerce ilçemiz var. Kaç tanesinde sanat yapılan mekânlar, özgün yapılar; kurum ve kuruluşlar var? Kaç ilimizde opera ve tiyatro binası var?

   Devlet ve Şehir Tiyatrolarının sayısı bellidir; öteden beri Devlet ve Şehir Tiyatrosu açılmış illerimizin dışına çıkabildik mi?

   Birkaç gün önce evde geçirdiğim dinlenme süresi içinde can sıkıcı dizi-lerden, hiçbir şey vermeyen tartışma programlarından kaçmak için açtım TRT 2’yi. 2020 yılında çekilmiş programın yarısına rastlasam da hani o meşhur söylem gibi tam; “ Sanat, müzik, kültür ziyafeti” bu kadar olur…

   Program sunucusu müzisyen Fuat Güner’in müzik ve sanat adına gittiği yer Faroe Adaları'ydı.

   Danimarka Krallığına ait adalar topluluğu olan Faroe Adalar’ının en sevilen; şarkıcı, söz yazarı ve aktristin konuğuydu Fuat Güner. Sanatçılarla yapılacak programlara lezzet katan öne önemli şey; programı yapan ve sunan kişinin de sanatçı olması. Fuat Güner de böyle sanatçılarımızdan birisi; yani her şeyi; duruşu, görgüsü, müzisyenliği, yabancı dil bilgisiyle sanırsınız ki kırk yıllık arkadaşına konuk olmuş…

   İşe yaramayan, vakit ve insan ömürleri çalan, korkunç derece insana huzursuzluk veren diğer yapımları düşününce bu programa “sığındım” dersem yalan olmaz…

   Atlantik sularının doğal, sessiz adacıkların huzurlu kültürleri ortasında, kendine özgü sesi, soluğu, yorumlarıyla, geçmişte bugüne uzanmış bir Şaman şarkıcı soluğuyla birlikte müziğin bütün esintisini de dünyaya üflüyordu…

   Bir işin hakkını vermek ve o işi severek, inanarak, zevk alarak yapmak ne büyük mucize…

    Neredeyse tüm dünyanın insanlarının koşturmaca içerisinde, kazanç elde edeceğiz diye bin bir türlü sıkıntı yaşamaları yanında bir de “ Ne iş olsa yaparım” mecburiyeti içinde sadece yaşamın fiziksel-mide tarafında kalan insanlarımızın, kendine has ve özgünlüğünü, hünerlerini ortaya çıkarması mümkün görünmüyor…

   Faroe Adalar’ından tüm dünyaya ses, nefes, ahenk veren, bir şamanın huzurlu evrimini yapan Eivor Palsdottir şarkısında bir şeyler anlatıyor;

 “ Gözlerinin anlattığı hikâyeleri anlayabiliyorum

Kaderimi ellerinden okuyorum

Şimdi kendimi bu düşüşe teslim ediyorum

Umarım yere çakılmama izin vermesin

 Sen…

 Tek gördüğümsün

Senin için…

Pervasızca düşüyorum

Ben en sarp dağları aştım

Yedi denize yelken açtım

Bunca zamandır seni arıyordum

Her bir zerremde

Şimdi kendimi bir düşüşe teslim ediyorum

Umarım yere çakılmama izin vermesin

 Sen…

Tek gördüğümsün”

  Şarkının sözleri, seslenişin güçlü anlatımı, Atlantik akıntıları gibiydi; sürekli, istikrarlı ve özgün; dünyayı dolaşmaya kararlı bir döngü haykırışı…

 Güven SERİN 

 

 


Hiç yorum yok: