14 Ağustos 2017 Pazartesi

TEBESSÜME SÜZÜLEN MAHCUBİYET



TEBESSÜME SÜZÜLEN MAHCUBİYET
---------------------------------------------

  2017 Londra, Dünya Atletizm Şampiyonası sona erdi. Türkiye’nin de yarışmaya katılıp bir altın madalya aldığı yarışlar; ulusal, uluslar arası anlamda ayrı güzelliklere sahne olurken, kişisel manada, insan denen canlının kazanma-zafer psikolojisini insan erdemi ve sevgisiyle nerelere taşıyabileceğinin de resimleri çıktı ortaya.

  Şüphesiz, spor karşılaşmaları uluslar arası hale geldiğinde bir başka heyecan yaşanıyor. İsmi duyulmayan, dünya sıralamasında; ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan altlarda olan ülkelerin telaşıyla, en üste olan ülkelerin ölümcül koşuları…

 En dikkat çekici sahnelerden birisi de son gün; erkekler 1500 koşusunda yaşandı. Kenyalı atletlerin üçünün de baştan sona önde koşması; ince uzun bacaklı siyah yüzlerin, buruk coşkularının yanında, kurtuluşa, zafere inanmış, ciğerlerini zorlayan bir koşu…

  Yarışmaya daha baştan birinci başlayan Kenyalı atletlerin en büyük rakipleri de yine kendileri oldular. Dermansız görünen ince uzun bacakların, ne büyük bir adanmışlık içinde kurtuluşa;” Ya esaret, ya ölüm!” algısına denk bir koşu…

  Ağızlar sonuna kadar açılmış! Ciğerlere giren oksijen yetmezlik içinde… Kalp, kan pompalama gayretini en üste çıkartmış… Birinci ve ikincinin Kenyalı atletlerden çıkması; Altın ve Bronz madalyalara ulaşmalarıyla sonlandı.

  Kenyalı Atlet Motonei Manangoi 1500 metre altın madalyayı aldı ve ülke milli marşı seslendirilirken, yakın çekim yüzü, ruhunu anlatıyordu. Henüz, ciğerlere çekilen havanın dengelenmemiş ağız açıklığı, beyaz dişler ve bir tebessüm…

  Öyle bir tebessüm ki, utanmadan, korkmadan, sakınmadan besleniyor. Öyle bir tebessüm ki; mahcubiyet ile birlikte süzülüyor; Afrika’nın başlangıcından, saz kulübelerden çok öncesinden; taş mağaralardan, ağaç tepelerinden, sımsıcak çöllerden ve büyük utanmazlıktan önce ki zamanlardan süzülen bir mahcubiyet…


 Güven Serin 

Hiç yorum yok: