5 Eylül 2016 Pazartesi

HALK OYUNLARI İÇİMİZİ ISITTI



TEKİRDAĞ



                                         HALK OYUNLARI İÇİMİZİ ISITTI


 
  Soğuktan donanlar, zıngır zıngır titreyenler iyi bilir sıcak bir mekânın kıymetini. Hatta kuytu bir köşenin aziz ev sahipliğini… Ama asıl önemlisi, sımsıcak bir insan kıymetini…

  Ülkem; ülkemiz tam da böyle bir zamanda; kuzey rüzgârının, tipinin, fırtınanın dondurucu soğuğuna yakalanmış gibi titriyor. Siyasi yanlışlıkların; bin yıllık deneyimlerden sonra bile deneyimsizliklerin kurbanı olmuş güzel; şanlı ülkem…

  Titremeler ardından gelen bir sıcak esinti; ana kucağı, komşu seslenişi gibi bir şey; şehrimizde yapılan; Halk Oyunları Federasyonu ve Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle büyük bir şölen gerçekleştirildi.

 İlk akşam dokuz şehrin; kulübün temsilcisi olan halk oyuncuları, ikinci akşam ise on şehrin-kulübün temsilcisi olan renk, desen, ritm, figür şöleni yaşandı.

  Hiç şüphesiz Tekirdağ’da yeni bir şeyler oluyor! Mevlana’nın dediği gibi ; “ Dün dünde kaldı; şimdi yeni bir şeyler söyleme zamanı.” Elbette yeni bir şeyler ama eskiyi öldürmeden! Yeni nesle; geçmişin ırmakları, vadileri, dağları ve insan kokularıyla beslenen halk oyunlarını; yeniye; yani bugüne,21. yüzyıla taşıyıp, eski dediğimiz şeylerin; büyüklüğü karşısında ellerimiz acıyana kadar alkışlamamak mümkün değil…

  Tekirdağ Amfi tiyatrosunda gerçekleştirilen halk oyunları gösterisi iki etap olarak sunuldu. İlk akşam, düzenlemeli gösterilere dokuz ekip katıldı. Seyircinin halk oyunlarına olan açlığı, susamışlığı görülmeye değerdi!

 Yabancı hayranlığı kendini inkâr aşamasına gelirse; insanın en büyük düşmanı da kendisi oluyor… Hiçbir millet, kendini, kendi özünü sevmeyen birisini kendi bağrına gönülden basmaz…

 Biz yine ilk akşama gelelim; o büyük şölenin ilk akşamına… Çocukların giydikleri folklorik giysiler, kulağa zamanlar ötesinden gelen müziğin ritmi, insan bedeninin birbirine sokulmasıyla ortaya çıkan o eserimsi sıcaklık-zanaat; aynı zamanda sanatsal bir heyecana dönüştü.

 Dokuz ekip yarıştı yarışmasına ama hepsi birbirinden değerli. Tekirdağ Çorlu temsilimiz kendi yöresinin oyunlarını tercih etmemesi hayal kırıklığı oldu. Folklorun kendinden de olanı seyrettirmek, tanıtmak, anlatmak olduğunu hatırlatmak isterim.

 İlk akşamın; yani ilk etabın 1. Artvin, 2. Muğla, 3. Ankara oldu. İlk akşamın gönül birincisi ise Adana folklor ekibi oldu. Renkleri, gözlere gönülden düşen folklor ışığı, sevgisi; kendi geçmişini, müziğin, melodi ve figürlerin yardımıyla anlatma aşkı; bu gösteri ve gösterilerde sahnelendi…


  İkinci akşam, ikinci etabın halk oyunları gösterileri hiçbir heyecan kaybetmeden, bu sefer düzenlemesiz dalda sergilendi. Davulu, zurnası, klarneti, sazı; müzisyenlerin de halk giysileri, folklorik örtü ve figürlerin inancıyla ortaya çıkıp, tere ter katan, heyecana heyecan, ritme ritim katan halk oyunları gösterileri; bir olmanın, birlikte el ele verip, kendi değerlerinin, farklılığının da saygın, erdemli bir kabul ediş, benimseyiş olabileceğinin yüce gösterileri…

  Geleneksel düzenlemeli dalda ki iyinin de en iyileri 1. Diyarbakır Gençlik Merkezi Spor Kulübü, 2. Erzurum Palandöken Spor Kulübü, 3. Tekirdağ Halk Eğitim Merkezi Gençlik Spor Kulübü oldu.

 Folklor; bütün sloganlardan daha değerli bir çağrı yapıyor; sevginin, bir arada olmanın, adil olup adaletli davranmanın; siyan, beyaz, sarı veya doğulu, batılı, güneyli, kuzeyli olmanın farklı güzelliklerinin, doyumsuz öykülerin insana; insanlığa; ama ilk önce kendimize; kendi ülkemize, zehri öldürecek bir panzehir olduğunu haykırıp durdu.

 Aynı haykırışı Halk Oyunları Federasyon Başkanı Hayrı Gürhan Ozanoğlu, Tekirdağ Büyükşehir Başkanı Kadir Albayrak da yaptı. Bütün ekipleri, cana can katan bütün emekçileri gazetem ve felsefem adına KUTLUYORUM…


 
 Güven Serin 




Hiç yorum yok: