Kamera; Güven Kastro -Saray-Tekirdağ
Kamp Kuruluyor...
Kamera; Güven Kastro
Yunus Usta , Aziz Öğretmen; kuru odunlar toplandı,
süzülen günün gecesi için ateş hazırlanıyor.
Kamera; Güven Kastro
Yunus Ustanın yoktan var ettiği taş masa; taş devri zamanını
hatırlatsa da,mitolojinin içinden çıkmış gibi, bizim
şiir sohbetlerimize, fıkralarımıza, yemek yemelerimize
tanıklık etti
Kamera, Güven Kastro
Masal bu ya,davetkar, gizemli tüneller,bol seçenekler ile
yok olmamış güzellikler var daha; kim bilir hangi
güzelliklerin yaşamı hatırına...
Kamera; Yunus Usta Kastro
Ardahanlı dostlarımız; tüm yaz orada kalıyorlar;
İstanbul'un çekilmezliğini orada dengeliyorlar.
LAVİNİA
Lavinia Özmemir
Asaf’ın en güzel aşk şairi dedirtecek kadar güzel olan şiiridir. Şiir
sevmeyenlere bile şiiri sevdirecek, birçok insanın içinde sakladığı kendi “
Lavinia” sını hatırlatacak güçte bir eserdir;
LAVİNİA
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim.
Sen de bilme, Lavinia.
Duygularını ne kadar
saklarsan sakla, eninde sonunda bir yere akmak zorundadır; tıpkı bedenlerin
seçkin ruhları gibi; durdurulmaz bir döngü içinde akarlar; bedenden bedene,
boyuttan boyuta.
Hiç tartışılmaz
güçtür edebiyat. Edebiyatın asil çocuğu şiir de öyle. Bilinen anlamlarda şiir
aza indirgeme sanatıysa, bu büyük şairde ve bu muhteşem şiirde, aza indirgenmiş
muhteşem bir romanın yaşanmışlığını bulabilirsiniz; yeter ki kendi
motorlarınızı çalıştırıp, çok yönlü düşüncenin o muhteşem üreticiliğine doğru yola
çıkın.
Bu şiiri okurken,
gün, geceye doğru ilerlemişti. Istranca (Yıldız) Ormanlarında bir gece daha yaşama kayıt
oluyordu. Kim bilir kaç milyon gece gibi; ama bu gecenin içinde nice şairlere,
yazarlara esin kaynağı olmuş Lavinia vardı.
Gecenin büyüsüyle
yanı başımızda bulunan dere, ay ışığının desteğiyle büyük bir gösteri sahnesine
dönüşmüş, okunacak Lavinia şiirine en büyük desteği verecekmişçesine değişiyor.
Bazen karanlığa, derinliğe; ürkütücü bir güzelliğe, bazen, aydınlığa, yakına
şımarık bir genç kızın işveli gösterisine dönüşüyor.
Lavinia’nın insandan
insana akan hikâyesinin kısacık seslenişi göğe yükselirken, kendi elleriyle
inşa ettiği taş masanın yanı başında duran Yunus Usta duygularını loşluğun
içinde bile gizleyemeden bir “ah” çekti ve diğer ahlar ardı ardına geldi.
Belli ki onun da bir
Lavinia’sı var. Gizemli ve Lavinia’nın bile bilmediği kadar diri; taze… Yunus
Ustanın duygu yükselişine Aziz Bey de destek verdi; çünkü o da, yaşamın
içindeki yaşam yoğunluğunu nice yoğruluş günleriyle tanıklık edenlerdendir.
Lavinia’ya seslenen
ses; defalarca tekrarladı bitmeyecek aşk sözcüklerini; tıpkı hiç yorulmadan
bize ışık yollayan milyarlarca km uzaktaki yıldızlar gibi; büyük yaşam, daha
büyüğe doğru sürekli eviriliyor, üretim evrelerinden ardı ardına geçiyor.
Ne güzel anlatır bize
şairi Doğan Hızlan;
“ Şair o ikişer
dörder satırlık anlarıyla bize bütün bir hayatı çizebilir.”
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsan ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Güven Serin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder