16 Temmuz 2025 Çarşamba

BAKSI MÜZESİ

 

İNTERNET

İNTERNET

                 ANADOLU’NUN KALBİNDE BİR IŞIK HÜZMESİ

( Baksı Müzesi )

   Bayburt’un derinliklerinde bir yerde, orada doğmuş, kökleri oranın dağları, kırları ve Anadolu kültürüyle yoğrulmuş bir aydın Dr.Hüsamettin Koçan’ın ortaya çıkardığı bir eserden söz etmek istiyorum. Bu eser yıllardır beni çağırıyor olsa da, o diyarlara gidip de kıyıcığından geçtiğim halde gidememenin hüznü hep saklıdır…

  Baksı Müzesi Çoruh Vadisi’nin yamacında yükseliyor. Amacı da çok basit: - Anadolu’nun kültürel zenginliğini modern sanatla harmanlayan öncü bir eser olmak… Bu müzede Hüsamettin Koçan’ın çocukluk hayalleri de var. Burası bir yapı olmaktan öte bir yer, yaşam felsefesidir.

   Baksı’nın bilinen anlamları; “Hekim” ve “ Şaman” anlamlarına gelen eski sözcüklerden adını alarak besleniyor. Baksı Müzesi ismi, eserin mimari görünüşü, şehirden uzak oluşu ve en önemlisi AYDINLARIN kendi doğduğu topraklara karşı duydukları sorumluluk, çok nadide bir örnektir…

   Baksı Müzesi kendi içinde kim bilir kaç devrimin meşalesini yakmış oldu. Kültür ve sanatın sadece büyük şehirlere ait olmadığının da kanıtı niteliğindedir. Müze, sadece sergilediği eserlerle değil, atölyeleri, eğitim programları ve istihdam olanaklarıyla orada yaşayan halkın yaşamlarına dokunan bir sorumluluk projesidir de…

  Tekirdağ ile Baksı Müzesi arasında bir bağ kurmak istesek nasıl bir bağ kurabiliriz? Burada bu topraklarda doğmuş yüzlerce, binlerce aydınımız ve zenginimiz var. Baksı Müzesi onlara bir ilham kaynağı verebilir, onların sonlu dünya ömürleri içinde bir yerde sonsuza hizmet anlayışı geliştirip, böyle eserlere imza atmalarını bekleye bilir miyiz? En azından dileklerimiz böyle olsun…

   Tekirdağ ile Bayburt, birbirlerine çok uzak şehirler olsa da burada yaşayan binlerce Bayburtlu insanımız var. Onların da yardımları, destekleriyle iki şehir arasında güçlü bir ruhani ve kültürel köprü kurmak mümkündür…

   Tekirdağ bereketli toprakları, sanayisi, kirlenen nehri, çok hızlı boşalan köyleri, uzun tarihi ve kendine özel kültürel değerleriyle öne çıkan şehrimizdir. Böyle müzeler, bizim şehrimizde de öncülük edebilir, sessizliğe, can sıkıntısına gömülmüş zengin aydınlarımız için “Yeniden Doğuş” projelerine, eserlerine de dönüşebilir…

  Tekirdağ’ın tarihi evleri, sokakları ve geleneksel motifleri Baksı’nın yaptığı gibi sanatsal projelere dönüştürülebilinir. Tekirdağ’ın Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Miras Atölyeleri projelerimiz çok ağır işlese de, özel müzeciliğimiz gönüllü ve hızlı adımlar atarsa, kurumlarımız da kendi kıpırtılarını hızlandırabilirler…

   Aydın ve sanatçı sorumluluğu neden bu kadar önemli?

  Aydınların ve sanatçıların doğdukları yerlere yaptıkları bu tür hizmetler, yalnızca somut yapılar inşa etmekten çok daha fazlasını ifade eder. Bir vefa borcu ödemesi, toplumsal sorumluluğun yerine getirilmesi ve gelecek nesillere aktarılacak bir mirasın inşasıdır.

  Kendi topraklarından beslenen projeler, yerel halkın kendi kültürüne ve tarihine olan bağlılığını pekiştirir. Gençlere ilham verir. Onların aidiyet duygusunu güçlendirir.

  Baksı Müzesi kendi bölgesinde bir umut ışığı yaktı. Tekirdağ’da da Hüsamettin Koçan gibi mucize yaratacak aydınlar çıkar mı bilinmez! Ama isteniyor ve bekleniyor; umutla… Hüsamettin Koçan aynı zamanda, her birimizin kendi coğrafyamıza duyduğu sorumluluğu da hatırlatıyor.

  Bugünlerde Baksı Müzesi’nde sanatçı Seçkin Pirim’in “Zamanlı Zamansız” sergisi açıldı. Tam olarak neyi anlatıyor bilemesek de şöyle düşünebiliriz:

—Zamanlı Zamansız sergisi, sanatın zamana meydan okuyan gücünü vurguluyor. Bir sanat eseri, yaratıldığı dönemin ötesine geçebileceğini ve evrensel dilin kuşaklar boyunca aktarıldığını ve geleceğe ışık tuttuğunu gözler önüne seriyor olabilir mi?

 Güven SERİN 

 


 






Hiç yorum yok: