5 Aralık 2024 Perşembe

BİZ TRAKYALILAR

 

KEMER ÇIRALI
Orhan ile yol tarifi üzerine ...

Antalya Finike
Pideci Bayram 

İzmir Selçuk
Ali Dayı ile Cumhuriyet Meydanı Roma Su kemerleri




İzmir Selçuk
Hatice Abla ile...

             BİZ TRAKYALILAR, DIŞARIDA, NE ÇOK SEVİLİYORUZ

     Hareketin ayak sesleriyle birlikte ruhun kıpırtıları da başlar. Bakmanın, görme ve irdeleme duygularıyla evliliği, çok sağlıklı çocuklar dünyaya getirir. Dönüşümün, bir yerde evrenin temel gücü, o sonsuzluk içindeki hareket enerjilerinden gelir. Dönmüyorsa bir gezegen, bir yıldız, hareketin o şanlı bayrağını taşımıyorsa; daha doğumuyla birlikte sürüklenip diğer yıldızlar tarafından yok edilmeye yazgılıdır.

   İnsan da öyle; zihinsel hareket ile bedensel hareket tam manasıyla uyum içinde sağlamaya başladığı an, huzur denen o bulunmaz şeyin saflığı, çağrıları duyulmaya ve bize ezberletilen şartlarından kurtulmaya başlar. Bir kez zihnin ve bedenin prangaları kırılmaya görsün, yaşamın içindeki çöplükler de bile çok nadir eserler bulma şansınız var demektir…

   Yazımızın başlığı; Biz Trakyalılar olmasının çok önemli sebepleri var. Gezerseniz, görür ve başka bölgelerin insanlarıyla karşılaşıp vakit geçirirseniz bunu daha iyi görmeye, anlamaya başlıyorsunuz.

    Ege ve Akdeniz bölgelerindeki gezide, daha önceki gezilerimde gördüğüm, edindiğim ve yaşadığım tecrübelere, anılara benzerlerini bu kez daha zengin bir şekilde yaşadım.

   Onları sizle paylaşma heyecanını duyuyorum. Antalya Finike ilçesinde yaşayan ve Pideci dükkânına sahip Pideci Bayram Usta ile dükkânında tanıştık. Masadaki bir müşteri gibi oturuşunda ve yan tarafında bizi bir misafir saygınlığı içinde karşılayıp, seslenişinde bir şeyler vardı.

   Finike’de yıllar önce esnaflık yaparken halk dilinde batmış; iflas etmiş. Utancından kasabasını terk etmiş. Sonra, insan denen canlının duygu ve zihin ile yapacağı en güzel şeyi yapmış; sakin olup; dertleri, acıları ve yanlışlarıyla yüzleşmiş. Ve yaratıcıya seslenerek pideci işine girmiş. Epey yol almış. Kaybetmenin onurlu bir canlıya neler yaptığını iyi öğrenmiş ki, sanırsınız bütün dünyalığı tas tamam… Yunus gibi kırk yıl çilehane yaşamı da sona ermiş bir insanın sükûneti içinde Trakyalı insanlara duymuş olduğu büyük saygı gereği sürekli bir şeyler ısmarlamak, sanki gelen yabancı değilmiş de misafiri gibi hürmet denen şeyi, layıkıyla yaptı.

  Aynı gün aynı ilçede tanışmış olduğumuz Şevket gibi; bir yabancıyla değil, bir arkadaşla olur gibi, insan denen canlıya, gurbette olduğunu hissettirmek yerine kendi evindeymiş hissini verdiler.

  Her ikisi de farklı zaman dilimlerinde ayrılırken aynı şeyi, birbirinden habersiz söylediler; “ Trakya’ya ÇOK selam… Biz Trakyalıları seviyoruz…”

   Antalya merkez ilçe Muratpaşa Karaalioğlu Parkı içinde çok özel, değişik ve ses ve yorumuyla hem çalıp hem söyleyen Muhammed de aynı şeyleri söyleyince; “ Ben dünyalıyım” felsefeme “ Ben Trakyalıyım” neşesini de ekledim…

   Anlatacaklarım daha bitmedi. Denizli ilçelerinden Acıpayam esnaf kadını da arkamızdan “ Trakya’ya çok selam; Trakyalıları seviyoruz.” Seslenişini gülümseyerek yaptı.

   Ya Buldan’lı esnaf Şakir? Dükkânına girip 1 litre su aldım. Yol üzerinde bulunan dükkânların fiyat politikasını bildiğim için ücretini sordum. Büyük marketlerdeki aynı fiyatı duyunca şaşırdım. Gülümseyen aydınlık bir yüzdü esnaf Şakir’in yüzü.

—Dükkân önündeki fasulye torbaları size mi ait?

—Evet, deyince; - Nasıl iyi pişiyor mu? Sözüme karşılık, yine aydınlık ve yine riyadan eser olmayan bir yüz içinde;

—Kendi ürünlerimiz. Burasının meşhur fasulyesi! Al pişman olmazsın.

—Peki, o zaman, Tekirdağ’a getireceğim, diyerek iki torba fasulye isteyince;

—TEKİRDAĞ MI? TRAKYA MI? YAŞASIN CUMHURİYET, ATATÜRK, TRAKYA, sözleriyle karşılaştım.

   Böyle şiirsel, milli, ulvi bir yaklaşımın üst derecesiyle ilk kez karşılaştım. Ben de aynı seslenişi yaptım. Ve az önce tanışmış iki yabancı gibi değil; iki arkadaş, sırdaş gibi vedalaştık…

   İşte öyle dostlar; BİZ TRAKYALILAR, kendine yabancı, dışarıya karşı çok iyi bir haldeyiz; dönüşüm ve evrim böyle bir şey olmalı…

Güven SERİN 

  









Hiç yorum yok: