DALTABAN WİLLS
İrlanda edebiyatının
içerisine süzüldükçe, bizim yaşadığımız çevrenin, hitabet biçimlerimizin
birbirine benzerliği karşısında şaşıp kalıyorum. Dil üreticileri, dünyanın her
yanında ortak anlayışa uygun sıfatlar, isimler, öyküler, destanlar yaratmış;
hepsi insanlığın ortak malı…
Çocuk zamanlarımda,
sıkça duyardım bu tür argo seslenişleri; Daltaban veya Daly'arak, şunu yapmış,
bunu yapmış; en büyük ceza sayılırdı bu sıfatlar o kişi adına. İsmiyle değil de
bu tür sıfatlarla alırlardı kendi paylarına düşenleri.
Çocuk düşüncem bir
yana; bugüne kadar dahi tam olarak anlamına bakmamıştım. Mesela; dalyarak, tam
olarak ne anlama geliyor? Birisi, arkamdan seslense; huylanıp kötü kötü bakmam
an meselesi. Oysa anlamına, Türkçe karşılığını öğrendiğimde görüyorum ki;
Budalalığı yüzünden her zaman densizlik yapmaya hazır bir insandan söz
ediyoruz.
İnanılmaz bir
avantaj! Budalasanız; efendi, beyefendi değilseniz; her şeyi sindiren bir
toplum var. Diyecekler ki; yapar bu; daly'arağın ta kendisidir…
Sosyolojik bakışın,
edebi ve dil karşılıkları tam bir süzülme başarısının kazancı olarak doğmuşlar.
İrlanda insanı dünyanın bir ucunda gibi görünse de; aynı dil yaratıcılığıyla
seslenip durmuşuz; hatta dedem bana kızınca daha öteye taşırdı; “ Kerhanecinin
oğlu; Deyyus!” derdi…
Anlamını bilmeden ne
büyük anlam zenginliği ve başarısı yaratırdı bu sözcükler… Geçen zamanla birlikte,
şehrimizin sözcükleri de kısır bir döngüye doğru ilerliyor. Dana, lakaplı kendi
halinde, kendi densizlikleriyle insanlar arasında ayrı bir ilgi odağı olan, her
daim peşinde dört beş köpeğin dolaştığı adam; kırk yıl önce yaşadığımız yerde
olsa; lakabı dana değil de, daly'arak olurdu.
Bütün meseleyi bir
tek sözcükte anlatıyor. Densizlik onun hakkıdır, çünkü budalalık hakkıyla ayrı
bir insanlık kaybı yaşıyor oluşunun karşılığı, karı ve kazancıdır onun için…
Güven Serin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder